Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Özgür Şehid...

Üsteğmen rütbesinde ağır yaralanarak gazi olarak inmişti dağlardan. Ancak aklı-fikri silah arkadaşlarında Mehmetçiklerde kalmıştı. Harb Okulu'ndan sınıf arkadaşlarından bazıları şimdi general rütbesinde. Abdullah ise her daim Üsteğmen kaldı. Komandoluğun zirvesidir üsteğmenlik. Tim Komutanlığı, Kol ve Bölük Komutanlığı Üsteğmen için makamların en yükseğidir. Abdullah ile beraber binlerce asker tanıdım. Ama o hepsinden farklı. Vücuduna aldığı mermiler yüzünden çok sevdiği mesleğine geri dönüp, kokusunu unutamadığı üniformasını resmen yeniden giyemese de kopmadı mesleğinden. Dağlarda bıraktıkları, dağlara çıkacak komandolara rehberlik yapmak, tecrübelerini, duygularını aktarmak için bitip, tükenmeyen enerjisini yazılara döktü.

2008'de yayınladığı "5 Tim. Güneş Doğsun İsteriz" adını verdiği kitap 16 baskı yaptı. Ve o kitap dağlara çıkan komandoların sırt çantasında demirbaş oldu. Ardından Cudi Dağları'nı anlattığı "Ölüm Dağları Bekler", "Türk Komandoları", "Toprak Mehmede Susamışsa" adını verdiği eserleri aynı yıl 2008'de yayınlandı. 2008 tarihi ilginçtir. Kumpas davalarının başlatıldığı dönem olduğunu hatırlatalım. 2009'da hızını kesmedi Ağar, bu defa "Biz Bu Dağların Erleri"ni yayınladı. Her biri radyo tiyatrosu gibi okunan, hissedilen bu kitapları ayrı ayrı o dönem bu sütunlarda yazmıştım. Derken Silivri'de kurulan kumpas mahkemeleri, askerin belini bükme operasyonları mide bulandırıcı bu süreçte Abdullah kalkıp Irak'a gitti. Yaklaşık beş yıl Irak coğrafyasında adım atmadığı yer bırakmadı. Döndü 2015 yılında "IŞİD ve Irak"ı yazdı. "Bu kitabı okumayan Irak, Suriye ve dahası Orta Doğu'daki gelişmeleri anlayamaz!" diye yazdım. Bir kitabın ilk tanıtım yazısı önemlidir. Halen muhafaza edip, övünç duyduğum "Harbiyelilik Ruhu" ile ilkini yazmakla kalmayıp, bütün meslektaşlarıma tavsiye ettim. Televizyonlarda katıldığım programlarda Ağar ve kitabından bahsederek kaynak eser olduğunu vurguladım. Ardından Sevgili Ağar "Güvenlik Uzmanı" titri ile bütün gazete ve televizyonlarda hak ettiği yeri aldı, almaya devam ediyor. Abdullah Ağar'ın aynı zamanda iyi bir tavla oyuncusu olduğunun altını çizip Özgür Şehid'e gelmek istiyorum.

Hükümetin "Barış Süreci-Açılım" adını verdiği politikalar yüzünden, şımaran, ajan, metropolleri patlayıcılarla, silahla dolduran bölücü terör örgütünün hendek savaşları başlamıştı. Mahalleler, sokaklar, binaların tek tek patlayıcı ile tuzaklandığı çok sayıda şehid verdiğimiz ünlü "Meskun mahal çatışmaları..."na dayanamadı. Abdullah gidip bölgedeki çatışmaların ortasında silah arkadaşlarını yalnız bırakmadı. Yaşanan olağanüstü olayları gözlemledi, dinledi. Tanık olduklarını sıcağı-sıcağına yazdı. Hiç bir gazetecinin giremediği, sağlıklı-doğru haberlerin alınamadığı dönemde güvenilir tek kaynak Ağar oldu. Ve isimli-isimsiz tüm gazetelerde yazıları yayınlandı.

***

Kitaba adını veren Yüzbaşı Özgür Çevik'in tarihe geçen yaşanmış öyküsü okuyanın, dinleyenin gözlerini yaşartmıştı. Türkiye Özgür Çevik gibi kahraman askerler sayesinde uyuyabiliyordu. Ancak O'nun kahramanlık destanı kulaktan kulağa yayılırken Özgür Yüzbaşı şehid oldu. Abdullah için Özgür Şehid'i yazmak da farz oldu. Sadece Özgür Şehid mi? 700'den fazla şehid, 600'ü organ kaybı olmak üzere 3 bin yaralının yaşadıklarını yazdı Ağar... Remzi Kitabevi, Abdullah'ın yaşadıklarının bir bölümünü "Özgür Şehid" adıyla yayınladı. Türkiye'nin göz yaşları ile okuduğu Ağar'a bir televizyon dizisi teklif edildi. "Söz" adlı dizi Star TV'de aylardır en çok izlenen program. Söz'ün konsept danışmanı ise Abdullah Ağar... Sonuçta televizyon dizisi. Bazı sahneleri tartışılabilir, eleştirilebilir. Ancak kumpas davaları ve 15 Temmuz darbesi ile eli kolu kırılan Türk Ordusunun yedi düvele, emperyalizme karşı mücadelesi anlatılıyor. Ve en önemlisi itibarsızlaştırılmaya çalışılan askere moral veriyor. Özgür Şehid'i okuyun. Söz'ü seyredin. Yüreğine sağlık Ağar.

Yazarın Diğer Yazıları