Pankartın dili!

Dün gece Arena'da hedeflerinden uzak, umutsuz, hedefsiz ve heyecansız bir takım görmek istemeyenlerin gelmediği, bir avuç vefakar taraftarın da beyaz bayraklarla protesto ettiği bir Galatasaray izledik...
Bu denli başarısızlığa rağmen hala istifa etmemekte direnen Hagi'nin, geldiği günden beri aradığı ideal onbirin yeni yıldızı bu kez Gökhan'dı...
Dün gece önünde hiçbir hedefi olmayan bir takımı seyretmek ve yazmak da gerçekten de güçtü... Yaşanan bunca kötü günlerden sonra umutsuz bir ekibin sahaya çıkıp futbol oynaması, tribünlere gelenlerin de onları desteklemesi kolay bir iş değildi.
Hagi'nin, Gökhan'ı oynatması, bazı futbolcularının da yerlerini değiştirmesi bunca yaşananları unutturacak bir girişim asla değildi...
Zaten maçın başından itibaren gol arayan sarı kırmızılı ayaklardaki moralsizlik, topu filelerle buluşturmaya yetmedi... Çek futbolunun büyük golcüsü Baros, Romenlerin genç yeteneği Stancu ile Fenerbahçe'nin hediyesi Kazım gol atmak değil, atmamak için ellerinden ne geldiyse yaptı... Hoş atılacak bir gol ve alınacak 3 puan neyi değiştirecekti...
Dün gece aslında Arena'da beklenen ne gol ne de galibiyetti. Dün gece Galatasaray'dan bekleneni tribünlerdeki şu pankart en iyi bir şekilde açıklıyordu: "İstifa etmek de hizmettir"

Yazarın Diğer Yazıları