Para bitti, anayasa verelim - Kerim Yılmaz

Para bitti, anayasa verelim - Kerim Yılmaz
Sandık ve iktidarın gidişi artık çok yakınlaştı...

İktidar yönetim yetmezliğini kamuflaj peşinde. Seçimler öncesindeki gündemin demirbaşı yeni anayasa teranesi yine manşetlerinde. Kifayetsiz muhterisler yetkisiz temsille, vekaletsiz iş görme hesabında. Ekonomik iflastan mağdur halkın açlığını, işsizliğini göz ardı eder, gündeme getirmezse çözüleceğini sanıyor, fena halde yanılıyor.  Halkın hiçbir dönemde yeni bir anayasa talebi olmadı ki bugün olsun. Geçim derdi, mali sıkıntılar ve adaletsizlikten bunalmış halkın, yeni anayasa neyine.

Birincisi tarihte bizde ve medeni ülkelerde tümüyle yeni anayasalar, savaş, iç savaş, isyan, askeri darbe veya toplumun çoğunluğunu etkileyen sosyal, siyasal olaylardan sonra yapılır. Bizde de 1876, (1908), 1921,1924,1961 ve 1982 anayasaların tamamı böyle yapılmıştır. Sürekli darbe ürünü dedikleri mevcut anayasanın 2/3 ü değişmiştir, kalanı zaten yenisinde de olması gereken hükümlerdir.  Milletin iradesi önemli ise eğer-ki öyledir- bugüne dek halkın en yüksek oranda (%92) evet dediği de bu anayasa.  Bu nedenle biz milli anayasa yapacağız teraneleri de tam bir aldatmaca. Bilimsel olarak TBMM ve halkın onay verdiği her anayasa bilimsel olarak köküne kadar millidir.   Cehaletin bu kadarı da artık fazla demiyorum. Son yıllarda sınırı olmadığını izleyip görerek öğrendim.

İkincisi Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nin hayata geçtiğinden beri, ülke sorunlarına çözmekte ve yönetmekte aciz kaldıklarında yeni bir anayasa vaadinde bulunuyorlar. Ülkeyi uçuracağı vaadiyle pazarlayıp halkı mahkûm ettikleri hukuken tasnif dışı ama “Türk tipi” rejimin sağladığı imkanlar bile artık yetmiyor sanki.  Özde çelişen, sözde şen ortaklar yine, yeniden yeni bir anayasa hazırlama hevesine kapıldılar. Yapamazlar ve yapamayacaklar da biz arka planını eşeleyelim biraz.

Müttefikler kapalı kapılar ardında pazarlıktalar. İçeriğini elbette bilmiyoruz ama, memleket millet hayrına olmayacağı kesin. Amaç ekonomik iflas ile adaletsizliğin tek sebebi ve günah keçisi sayıp siyaseten sorumluluktan sıyrılacaklarını sanıp seçime avantajlı Cumhurbaşkanı T. Erdoğan''ın “Bu milletin anayasası dediğiniz zaman bunun milli ve yerli bir boyutunun olması şart.” sözüyle bunun bir anayasa değil de yaklaşan seçimde propaganda metni olacağı çok açık.

Bu kadar adaletsiz baskıcı yönetime rağmen dahi ülkenin yeni bir anayasaya asla ihtiyacı yoktur. Unutmayalım ki; İyi kanun, kötü uygulayıcı elinde kötü, kötü kanun iyi uygulayıcı elinde iyidir. Yargısı bağımsız, kuvvetler ayrılığına saygılı bir yönetimle bugünkü sorun ve sıkıntıların yüzde doksanı halledilebilir. Sonrasında evrensel hukuk normları ekseninde Türkiye’nin birikimi ve demokratik dünyadaki gelişmeler ışığında bugünün ve gelecek nesillerin birlikte özgürce yaşamalarını ve adaletli bir yönetim için toplumsal uzlaşmayla gerekli ve yeterli tadilat pekâlâ yapılabilir.  

Bugünün sorunlarının sebebi olanların çözümün adresi olmaları mümkün değildir. Zira halk desteği yüzde otuzlara düşmüş Cumhur İttifakı’nın yeni bir anayasa hazırlamaya hakkı olamaz, çünkü toplumsal meşruiyeti kalmamıştır. 2017 anayasa referandumunda, yeni sistemle birlikte parlamenter sistemden kurtulup memleketin şahlanacağı ve uçuşa geçeceği vaat edilmişti. Uçuşa geçtik ve çakıldık diye mi yeni bir anayasa ihtiyacı doğdu?

Hatırlayalım Cumhur İttifakı, kerameti kendinden menkul Bilge''nin ''''fiili durumu hukukileştirme'''' ünlemesiyle 2017’de yeni anayasa yapma hakkını kullandı. Gelinen nokta ortada. Türkiye bugün ekonomide, eğitimde, sağlıkta, dış politikada ve en önemlisi de hukuk devleti anlayışında yerlerde sürünüyor. Partileşen devlet işleyişi Cumhur''a oy verenleri de memnun etmiyor. Ekonomik sıkıntılarla eziyor, adaletsizlikle canından bezdiriyor.

Ortaklaştıkça benzeşen, benzeştikçe ilkelleşen bu zihniyetin, olağanüstü hâl ruhlu, kanun hükmünde kararnameler (KHK) yoluyla yönettiği ülkenin hayrına bir anayasa yapmaya kalkışmasının inandırıcılığı da yoktur. Ekonomik sorunlar, adaletsizlik ve göç konularına yoğunlaşacak muhalefet sanal gündem tuzağına düşmeden, halkın sorunlarını çözecek plan, program yapıp seçime hazırlanmalıdır. Sandık ve iktidarın gidişi artık çok yakınlaştı.