Perde yıkılıyor, yangın büyüyor!..

Bu ülkede siyasetin göstermeye çalıştıkları ile yaşanan asıl gerçeklere bakınca, politik palyaçolukla medya maymunluğunun kirli maskeleri düşüyor, "algı" makyajı dökülüyor ve sinsi yalanların önüne çekilen hayali setler de iskambil kuleleri gibi yerle yeksan oluyor!..

Devletin o sınırsız gücü elinizde ne kadar büyürse büyüsün, kendinizi ne kadar güç zehirlenmesiyle "kral" gibi görürseniz görün; medya imparatorluğunun iğrenç yalanları gerçeği ne kadar "örtbas" ederse etsin ve salonlarda-meydanlarda-medyada ne kadar hayali nutuklar atarsanız atın, ezeli yalanlarla kurulan şov sahnesi ebediyen ayağa kalkmayacak biçimde yıkılıveriyor işte...

Ne şaşırtıcı bir ülkedir burası ki; memleketin nefesini kesen, huzurunu yok eden, ekmeğini-aşını azaltan, gençlerini işsiz, emeklisini bırakan, yaşam dayanaklarını yıpratan, gelecek umutlarını vuran sosyo-ekonomik kriz büyüdükçe, kimi suni, kimi ihanet ve gerginlikler ne yazık ki "perdeleme" faaliyetinde de kullanılıyor!..

Şudur asıl manzara; bu ülkede iktidarın gafleti ya da asıl anlamıyla beceriksizliği, öngörüsüzlüğü ve de kimi çevrelerin de ihaneti nedeniyle milleti esir alan, çaresizliğe sevk eden, boynunu büken, elini-kolunu bağlayan, suskun bırakan, tepkisiz hale getiren "asayiş" kaosu bitmiyor, bitirilmiyor, yok edilemiyor!..

Çünkü bu millet; Suriye çıkmazıyla, PKK, PYD, IŞİD ile velhasıl terör belasıyla, FETÖ ile "bireysel silahlanma"yla, "kayıp silah" (!) skandallarıyla oyalanırken, işsizlik, intihar ve cinnet gibi sosyal patlama vakaları da sinsice öteleniyor...

Çünkü bu halk; tarikat-cemaat, taciz-tecavüz rezaletleriyle, "Çiftlik Bank" dolandırıcılarıyla ve televizyonlarda "maşallah" diyerek dansöz oynatanlarla uğraşırken, aş-ekmek-geçim-gelecek dertleri, enflasyon yangını bir güzel perdeleniyor!..

İşte bu yüzden; en önce milleti asıl sorunlardan, yıkımlardan, ezilmişliklerden, gerçek gündemden uzaklaştıran, kilitleyen, kangrenleşmiş dertlerini unutturan, velhasıl, 80 milyonu her fırsatta uyutan, oyalayan sinsi tuzağın perde gerisinde, bir türlü bitirilemeyen olaylara değinmek lazım...

***

Gafletin oyalayan belaları!..

Çok değil; daha 15 yıl önce PKK artık havlu atma dönemine girmiş, ne yapacağını şaşırmış halde iyice sarsılmaya, bocalamaya ve tökezlemeye başlamıştı...

Doğu ve Güneydoğu'nun yanı sıra, sınır dışında ve metropollerdeki operasyonlar nedeniyle eylem hücreleri, lojistik dayanakları ve psikolojik harp unsurları bertaraf edilen PKK, çöküş dönemine girmiş, her mecrada teslim olmuş ve dağınık halde sınır dışına çekilmişti...

2002'de iyice duraksama ve dağılma dönemine giren PKK eylemleri, ne hikmetse AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte her yıl artmaya başlamış ve 2011 yılından itibaren de ne yazık zirveye çıkmıştı... Yani, şehit sayısı yıllar itibarıyla 10-15'lerden bir anda "yüzlerce" kaybı anlatan rakamlara ulaşmıştı...

Daha sonra ise adına "açılım" denilen ve nihayet Diyarbakır'ın, Hakkari'nin, Mardin'in ortasında "hendek" kazmaya ve ilçeleri ele geçirerek terör kuşatmasına kadar gelen PKK hareketleri derin bir siyaset-medya ihaneti nedeniyle yüzlerce asker ve polisin şehit edilmesine yol açtı...

Siyasetten beslenenler açısından söylüyorum, kimse temiz, suçsuz-günahsız değil bu ihanet sarmalında... İşte bu yüzden de; valilere, "PKK'ya operasyon yapmayın" talimatının devletin elini kolunu iyice bağladığı bir dönemde yaşanan rezillikler kıyamete kadar medya arşivlerinden silinmeyecek...

AKP'li vekillerin PKK ve Öcalan övgüleri ve İmralı'yı neredeyse kahraman gibi gösteren kadın-erkek iktidar kalemşorlarının ihaneti "gugıl amca"nın arşivinde duruyor... Midesi kaldıran bir daha, bir daha okuyuversin!!!

***

Unutturulan ekmek kavgası!..

"Açılım-hendek" oyununun yüzlerce güvenlik görevlisini şehit etmesinin ardından, devlet teröre karşı gaflet uykusundan biraz olsun uyandı ama diğer yandan, tarihte görülmemiş siyasi-diplomatik skandallar yeni belaları da memleketin başına kaos malzemesi olarak döküverdi...

Beşar Esad düşmanlığı memleketin yalnızca Suriye cehennemine düşmesine neden olmadı, bu terör çukurunda kan ve ateşle palazlanan El Kaide-IŞİD-ÖSO ve türevlerinin eylem müttefikliği Türkiye'nin başına iyice bela edildi...

İşte, kimi AKP zevatının "iyi çocuklar" dediği Selefi zihniyetinin dayattığı şeriatçı terör, ülkenin her köşesine musallat edildi ki; 4 yılda Suruç'tan İstanbul'a, Ankara'dan İzmir'e kadar her bölgede düzenlenen intihar saldırıları ve bombalı eylemlerde yüzlerce masum yurttaşımız katledildi, onlarca güvenlik görevlisi de şehit oldu...

İşte, Türkiye neredeyse bir buçuk aydır Suriye cehenneminin büyüttüğü PYD/PKK şiddetiyle de uğraşmaya devam ediyor, ocaklara ateş düşüyor, acılar büyüyor, analar-babalar elleri yüreklerinde, sınır ötesinden haber beklemek zorunda kalıyor...

Ve ne yazık ki 50 şehit, yüzlerce yaralı, sosyo-ekonomik yıkım, huzursuzluk, gerginlik, velhasıl yine keşmekeş, kargaşa, karanlık ve endişe bitmiyor!..

Evet; "Bu adam, şu pazar günü içimizi kararttı" diyenler olabilir ama bizler de, ulusu topyekûn esaret altında tutan sinsi ve derin kuşatmaya, bitmeyen karanlığın perde gerisindeki gaflet ve ihanete değinmezsek, tıpkı memleketi yalan haberlerle perdeleyen ve asıl gündemi örtbas eden iş birlikçi-satılmışlar gibi görevimizi yapmamış oluruz...

"Peki, bu vahim gidişat nelere yol açıyor" diyenlere ise tek yanıtımız var; Memleket halen OHAL, Suriye ve FETÖ nedeniyle gerginlik, karmaşa ve "korku" içinde tutulurken, ekmeğimiz küçülmeye, aşımız azalmaya, gelirimiz düşmeye devam ediyor...

Çünkü Amerikan doları 15 gün içinde 3.78'den 4 TL'ye ulaşırken cepteki delik büyüyor, alım gücü azalıyor, işsizlik, açlık, yoksulluk ve sefalet her geçen gün yaşamı daha da kemirmeye, tüketmeye devam ediyor...

Ne dersiniz; sürekli karmaşayla, gerginlikle, özetle "asayiş" olaylarıyla uğraşılan ve medyanın da yapmacık gündeme köle olduğu, gerçekleri gözardı ettiği bu memlekette asıl yangın nerededir ve bu suni perde büyüyen yangına daha ne kadar dayanacaktır?..

Yazarın Diğer Yazıları