PKK mı silah bırakıyor devlet mi?..

Gazetelerde yine PKK’nın silah bırakacağı haberleri var! Hükümet teröriste,  “Silahını göm ve git”  demiş. Terörist silahını toprağa gömecek, güvenlik güçleri de gidip çıkartacakmış! Bildiğiniz, acemi asker boş beklemesinler diye yaptırılan  “kuyu kaz-doldur”  eğitiminin güncellenmiş hali! Buna inanıyorlar mı bilmem ama manşetleri süslüyor! PKK gerçekten silah bırakacak bile olsa Kandil’e veya Ayn el-Arap’a götürmez mi? Sanki sınırdan silah geçirmek çok zor! Aksine devlet de iyi biliyor ki içeriye silah giriyor ve şimdilik seçim sonrasına ertelenen büyük kalkışma (serhildan) için bölge halkına dağıtılıyor.
Bakın bölgede görevli güvenlikçi dostumuz ne yazmış:  “Mersin’de bir polis karakolu... Dikenli teller, bariyerler, projektörler, kameralar... Örgüt yandaşlarının tam da mahallesindeyiz. Karakola az önce ’taciz ateşi’açılmış. Keleş mermileri karakol duvarının üst kısımlarına isabet etmiş. Neyse ki vurulan yok... Belli ki tetiği sıkan işinin erbabı değil. Kim bilir, belki de bir çocuk... Randevulaştığım emniyet müdürü o sokaktan çıka geliyor. Karakol saldırıya uğramış ama müdürün telaşı başka. Karakol amirine “Geldi mi bizim kızlar?” diye soruyor. O kızlar az sonra görünüyor. 14-15 yaşlarında kimi orta, kimi lise öğrencisi 6 kız. “Müdürüm neredesin sen yaa!” diye sarılıp tek tek öpüyorlar. Çay ve bisküvi eşliğinde koyu bir sohbet başlıyor. “Bunlar” diyor Müdür Bey, “Eğer ellerinden tutulmazsa, eğer sahip çıkılmazsa, 2-3 yıl sonrasının, Kandil’in Rojinleri, Beritanları... Hele şu yok mu şu?” diyerek en küçüklerini gösteriyor. Gözleri çakmak çakmak. Şimdi sahip çıkmazsak emin ol yarın canlı bomba olur patlatır bu karakolu!”
Güvenlikçi dostumuz bu hatırasını önünde duran bir hikaye münasebetiyle anlatıyor. Hikaye dediğine bakmayın, istihbarat raporuyla devletin ileri gelenlerine de arz edilmiş. İhtimal, belki de son MGK’da paşaların çantasındaki, kapağında “ÇÖZÜM SÜRECİ VE DAĞDAN İNİŞ MASALI” yazan onlarca dosyadan biri! Dinleyelim:
“Tarih Eylül 2014, yer Batman. Hikayemizin kahramanları Batman Kız Meslek Lisesi’nde okuyan 3 genç kız: Cansu, Dilan ve Yare. Ortak özellikleri; sorgulamaları ve haksızlıklara isyan etmeleri... Kızlardaki cevheri fark eden öğretmenleri (ismi mahfuz) kızları işlemeye başlıyor: “Okumak yetmez. Şimdi mücadele zamanı. Yaşıtlarınız Kobani’de Kürt halkının onuru için savaşıyor. Sizin de bir an önce Kobani’ye gitmeniz lazım...  
Gel zaman git zaman öğretmenimiz kızları ikna ediyor... Takvimler 27 Eylül 2014’ü gösterdiğinde üç kafadar önce okula uğruyorlar. Ondan 3, bundan 5, arkadaşlarından para topluyor. Öğretmen, kızları, MEB’de görevli akrabası ile buluşturuyor. Gözleri kapatılan kızlar o geceyi Batman’da bir hücre evinde geçiriyor. Ertesi sabah Batman sorumlusu ile buluşmak üzere sözleşiliyor. Randevu saatinde Batman Belediyesi önüne geldiklerinde bir de görüyorlar ki yalnız değiller. Farklı okullardan, farklı illerden kendileri gibi kaçıp da gelen tam 95 kız!
Az sonra peşi sıra gelen beyaz minibüslere biniyorlar. Minibüslerin camları perdeli, birbirleriyle konuşmaları yasak, cep telefonları da toplanmış ve kapatılmış. Konvoy Mardin-Kızıltepe, Mazıdağı kırsalında duruyor. Geldikleri yer bir örgüt kampı. Örgütçüler ellerinde keleş, çadırlarda oturuyor. Kızların yanına 35-40 yaşlarında zayıf, saçları ağarmış bir kadın geliyor. Örgütün kadın birimi YJA-STAR sorumlusu... Kızlara etkileyici bir konuşma yaparak, “Size burada 6 ay eğitim verilecek. Eğitimin ardından sorumluluk alanlarınız belirlenecek. Ve oralara gideceksiniz” diyor.
Kızlar şaşırıyor... Cansu elini kaldırıp soruyor: “Biz Kobani’ye gidecektik. Bunun için geldik...” Bunun üzerine kadın terörist “O zaman Kobani’ye gidecekler ayrılsın” diyor. Bizim kızlarla birlikte yaklaşık 20 kişi gruptan ayrılıyor. 29 Eylül günü yola çıkılıyor. İstikamet Şanlıurfa Suruç. Kobani’ye giriş buradan olacak. Bu arada aileler perişan... Panik halinde kızlarını arıyor. Sonunda kızların Suruç’ta beklediklerini öğreniyorlar. Neyse ki zamanında yetişiyorlar ama dönüşe ikna etmek kolay olmuyor. Bu hikaye onlarla sınırlı değil. Katılımın çokluğu Cemil Bayık’ı bile şaşırtmış! “Son aydaki katılım düzeyi 93’teki katılım düzeyini aştı. 93’te ayda 1000’e yakın kişi katılırdı. Geçen ay bin 200 kişi katıldı.”
PKK artık güney sınırı hattında değil, doğunun neredeyse tamamında okulları ve çevrelerinde açılan “İKNA EVLERİ” ni militan kaynağı olarak kullanıyor. Çocukların sempatisi buralarda kazanılıyor. Mesela, Tutak Anadolu ve Anadolu İmam Hatip Lisesi de bunlardan biri. Öğrencileri yönlendiren şahıslardan biri okulda görevliymiş. Önceki hafta biri kız biri erkek iki öğrenci dağa yönlendirilmiş.
Bizim bildiklerimizi devlet de biliyor. PKK’yı destekleyen eğitimciler de isim isim tespit edilmiş durumda. Ancak kim tedbir alacak? Cansu, Dilan ve Yare şimdilik kurtuldu... Ya minibüse binen 95 kız ve diğerleri? Sürecin onların gönlünü kazanmak için bir planı var mı?

Yazarın Diğer Yazıları