Pkk’nın asıl hedefi 4 ülkede öz yönetim

Pkk’nın asıl hedefi 4 ülkede öz yönetim
ABD, AB ve Rusya’nın da desteğini alarak Irak, Suriye, Türkiye ve İran’da kantonlar oluşturmak isteyen PKK, Türkiye’ye asıl darbeyi yalanlarla, kamu diplomasisiyle ve kirli propagandanın metotlarıyla üretilmiş sözde meşruiyetlerle vurmak istiyor

Salim Yavaşoğlu / Yeniçağ / Özel

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Tüm engellemelere rağmen Sur’a yürüyün” çağrısı yaptı. Ardından da “Yaza kadar PKK ve hükümet arasındaki gerginlik artabilir. Birçok Kürt ve Türk ölebilir ve bu etnik bir iç savaşı tetikleyebilir” ifadelerini kullandı. Güneydoğu’da, Kuzey Irak’ta tim komutanı olarak görev yaptığı dağlardan altı yıl sonra inerken belinden vurularak gazi olan,
bir çok kitap yazan, Özel Kuvvetler’den emekli Gazi Yüzbaşı Abdullah Ağar, Demirtaş’ın çağrısı
ve iddiası üzerine açıklamalarda bulundu. Ağar, yazılı açıklamasında terörün normalde 4 safhası olduğunu belirterek, “Birinci safhası stratejik savunma,ikinci safha stratejik denge, üçüncü safha stratejik taarruz ve son olarak siyasallaşma. Siyasallaşmanın ardından terör, konjonktür hangi yolu açıyorsa siyasallaşmış terör ya da terörleşmiş siyaset üzerinden diğer safhalara geçmeye, özerklik-öz yönetim ya da ayrılık amaçlı kitlesel isyan (5 safha) ve sonrasında kopuş, ayrılık, bölünme (6. safha) gerçekleştirmeye çalışır. PKK, 35 yıldır estirdiğiterör kasırgası boyunca stratejik savunma safhasını hiç geçemedi. Ama siyasetin, medyanın, dış baskı ve manipülasyonların da etkisiyle Türkiye’de terör siyasallaştı. Geçmişte silahla başaramadığını, bugün siyasallaşmış
terör üzerinden başarmaya çalışıyor. Özellikle Irak Sincar ve Suriye’de (özellikle Ayn el-Arap) ortaya çıkan gelişmeler ve bunların hemen ardından Sur-Silopi- Dicle başta olmak üzere bazı güneydoğu ilçelerimizde denedikleri ateşle keşfi bir ileri safhaya taşımak istiyorlar” değerlendirmesini yaptı.

İnfial istiyorlar

Ağar, 30 yıllık silahlı terör stratejik savunma safhasını geçememişken şimdi PKK’nın siyasallaşma, açılım süreci ve IŞİD üzerinden elde ettiği kazanımlarla bölgede yaşayan halkı tamamen etkisi altına almayı ve hizmet ettiği iradeler adına kullanmayı planladığını kaydederek, “Bunu da başta kendisine angaje siyaset, medya, belediyeler ve STÖ’ler desteğiyle yapmaya çalışacak.Nevruz bayramı nirengi olmak üzere silahla desteklenen ve kurcalanan sivil bir başkaldırı, isyan veya onların ifadeleriyle ‘sözde’ serhildan. Buradaki hareketlilik tekil değil... Nevruz yaklaşıyor. Aslında sağ gösterirken sol vurmak istiyorlar. Dikkat etmek gerek. Türkiye’ye asıl darbeyi yalanlarla, kamu diplomasisiyle ve kirli propagandanın metotlarıyla üretilmiş sözde meşruiyetlerle vurmak istiyorlar. Soykırım, meşru müdafaa, nefsi müdafaa gibi uluslararası baskıya, desteğe ve müdahaleye zemin hazırlayacak ortamlar oluşturmak üzere faaliyet gösteriyorlar. Halkı resmen güvenlik kuvvetleri üzerine sürmeyi planlıyorlar. Bu karmaşa ortamında hem güvenlik kuvvetlerini ve halkı silahla, ateşle, kanla tahrik etmek istiyorlar. Kitleleri ayağa kaldırmak, infialler üretmek, güvenlik kuvvetlerini bu kitlelere müdahale ettirmek, Türk’le Kürt’ü karşı karşıyagetirip burada kan akıtmak, ortaya çıkacak görüntülerle Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyorlar” diye konuştu

Değişik iş birlikleri

Abdullah Ağar, PKK’nın konuyla ilgili tüm komşu ülkelerin ABD’nin, Rusya’nın AB’nin desteğini aldığını, bu hedef doğrultusunda sahada da PYD/YPG gibi pek çok iş birliği ve ittifak geliştirdiklerini, nihai hedeflerinin hizmet ettiği iradeler adına Irak, Suriye ve Türkiye’de özyönetim- kanton adı altında taşeron alanlar üretmek olduğunu ve bunu daha sonra İran’a da kaydırmak olduğunu öne sürerek şu tespiti yaptı: “Özellikle Irak ve Suriye’de değişik iş birlikleri içerisindeler. Örneğin Goran hareketiyle iş birliği yaparak IKBY’nin (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi) egemen olduğu bazı alanlarda öz yönetim-kanton alanları kurmaya çalışıyorlar. Buna örnek olarak Germiyan, Ranya, Kaledize bölgeleri gösterilebilir. Ayrıca Halepçe’nin doğusundaki ve bir kısmıyla İran içinde kalan Hevrewan bölgesinde varlıklarını arttırmış durumdalar. Ayrıca IŞİD’ten geri alınan Sincar da pek çok hükümet binasını işgal etmiş durumdalar ve IKBY onları oradan çıkartamıyor. Hizmet ettikleri iradeler adına tamamına yakını Türkmen coğrafyası olan tartışmalı bölgelerde güç, irade ve inisiyatif üretiyor, örgütleniyor, adam topluyor ve yığınak yapıyorlar. Türkiye artık PKK ile eski geleneksel metotlarıyla mücadele edemez. Artık çok boyutlu, çok eksenli ve çok değişkenli uluslararası bir mücadele içindeyiz. Coğrafya sadece IŞİD değil, başta PKK-PYD-YPG olmak üzere pek çok vekil güçproxy örgüt üzerinden dizayn edilirken biz hep IŞİD üzerinden konuştuk, şimdi IŞİD’in tamamlayıcı parçası PKK ile IŞİD’i konuşmak ve inisiyatifi ele almak zorundayız.”

1-405.jpg