PKK'nın şehir yapılanmaları için acil operasyon istendi

Bölücü terör örgütü elebaşlarının verdiği talimatlar sonucunda terör bölgesinden dalga dalga "özerklik" açıklamaları geliyor. Gelmeye de devam edecek. Recep Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu seçim tezgahlarını bir tarafa bırakmazsa Türkiye'yi çok daha zor günler bekliyor. Bu "özerklik" açıklamalarına NATO, AB ve hatta BM de  müdahil olacak. Devletin balyozu hainlerin kafasına zamanında indirilmez ve mezara gömülmezlerse daha fazla yol alacaklar. Türkiye uluslararası platformda  çok zor duruma düşecek. Bakmayın şimdi onların "Türkiye meşru müdafaa haklarını kullanıyor" falan gibi laflarına. Hepsi palavra!.. Türkiye'yi bölücü terörle mücadelede desteklerinden değil!.. Bölgedeki varlıklarını ve hain emellerini sürdürmek için planlarında  birazcık öteleme yaptıklarından  her zamanki gibi ikili oynuyorlar. PKK inlerinde çakal sürüsünün elebaşlarına  "Durmak yok yola devam. Açıklamalara bakmayın. Arkanızdayız her zaman" diyorlar.

Türkiye'nin  içinde bulunduğu sıkıntılı, PKK'nın şehir eylemlerini ve iç isyanı körüklediği

süreçte Ankara'da güvenlik ve istihbarat birimleri oldukça önemli bir rapor hazırladı. Kapsamlı değerlendirmeler yapılan bu raporda çarpıcı örneklerle terör örgütünün "özerklik" faaliyetleri  ve acil alınması gereken önlemler anlatıldı. Bu uzun raporun sadece can alıcı bölümlerinden birine yer vermek istiyorum:

" ....Yüksekova'daki gelişmelere bütüncül bir gözle bakıldığında, BTÖ'nün şehir ve kırsalda yürüttüğü faaliyetlerle kırsala dayalı 'Şehir gerillacılığında' önemli bir aşama kaydettiği, BTÖ'nün uzun dönemli stratejisinin son aşaması olan 4'üncü Stratejik Dönemi (Devrimci Halk Savaşı) kapsamında faaliyetlerine Yüksekova'da da başladığı ve teşkilatlanmasını büyük ölçüde tamamladığı, ilçe merkezinde aynı anda 'özerklik' ilan edebilecek yeterliliğe ulaştığı, gerekli tedbirler alınmaz ise önümüzdeki dönemde benzer olayların artarak devam edeceği ve diğer benzer ilçelere de sıçrayabileceği değerlendirilmektedir.

Bölge halkı ile terörist ve destekçilerini birbirinden ayırt edecek istihbari çalışmalara ağırlık verilmeye devam edilmeli; halka devletin şefkatli yüzü hissettirilmeli, teröristlere de devletimizin kahredici tokadı vurulmalıdır

Şehir içi yapılanmalara çok şiddetli ve kararlı biçimde operasyonlara vakit geçirmeksizin başlanmalı ve bölgede sarsılan Kamu Düzeni acilen tesis edilerek halkın huzurlu yaşama dönmesi sağlanmalıdır.

KCK ve bağlı birimlerine yapılacak operasyonlar sonucunda kırsalda bulunan teröristler belli bir zaman içinde kendi kendilerini yok etme, teslim olma veya ülkeyi terk etme yolunu seçeceklerdir. Burada asıl ve öncelikli tehdit il ve ilçelerdeki KCK yapılanmasıdır. İl ve ilçelerde son dört yıldan bu yana KCK tarafından ciddi miktarda silah ve mühimmat depolaması yapıldığı istihbaratı alınmakta; emniyet güçlerinin bunlara ulaşımı kazılan hendekler ve barikatlarla engellenmektedir..."

Bu arada meslek içi bir eleştiri de yapmak istiyorum. Verilen  şehit haberlerine.. Peşinen söyleyeyim, uzun yıllar haber kanalı yöneticiliği yapmış biri olarak refleksleri anlayabiliyorum; "haberi en önce ben vereyim". Fakat, bu kaygı, çok dikkatli olunmazsa çoğu zaman telafisi imkansız yaralara yol açabiliyor. Hepimizin anaların kan aldığı bu süreçte  her türlü manipülasyon ve dezenformasyonlara karşı çok uyanık ve dikkatli olması gerek. Önceki gün gece Dağlıca saldırısı sırasında -anında- düşen şehit sayısı haberleri ile toplumca oldukça sıcak saatler yaşandı. Kaynağından doğrulatılmayan haberlerin  acil, "son dakika" veriliş tarzı yüzünden Genelkurmay karargahı da  sıkıntılı saatler geçirdi. Daha  Genelkurmay'da bile net sayılar yokken haber kanalı ve internet sitelerinde şehit sayısı hakkında  farklı farklı rakamlar vardı. Sonunda  Genelkurmay Başkanlı Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü  haber yöneticilerine şu mesajı attı;

"Çok değerli sayın basın mensupları son dönemde meydana gelen menfur saldırılarda sıkça şehit ve yaralı haberleri yer almakta ve büyük bir üzüntü yaşamaktayız. Bölgede görev yapan personelimizin anne, baba, kardeş ve eşleri de dahi olmak üzere bu haberleri özellikle televizyondan ve haber ajanslarından duymaları binlerce aile bağı olan insanımızı büyük bir panik ve korkuya sevk etmektedir. Bu tür acı olaylarda 'önce haberi biz verelim' düşüncesini bir kenara bırakarak Genelkurmay Başkanlığınca yapılacak açıklamayı beklemenizi önemle istirham ediyor. Saygılar sunuyorum."

Bir de PKK borazanlığı ile bilinen  malum medya organların verdiği "köy boşaltma haberleri" var. Onlara hiç girmiyorum.

At izinin it izine karıştığı şu günlerde hepimiz son derece sağduyulu ve uyanık olmalıyız.

Bir haber atlasak ne olur?..

Oğlu Mehmet'in yolunu gözleyen, "ben iyiyim. beni merak etme" sesini duymak için  uyumayan ciğeri alev alev yanan   anamdan, vatanımdan daha önemli ne var ki!..

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları