PKK/PYD'yle mücadelede yeterince geç kalmadınız mı...

PKK/PYD'yle mücadelede yeterince geç kalmadınız mı...
Daha ne bekliyorsunuz!

(...) gazetelerde; eşi ile 5 yaşındaki oğlunun cenazesinde "İkisini bir koyun, korkar kuzum annesiz" diye acıyla haykıran Betül Gülbahar'ın yürek dağlayan fotoğrafları dayanılır gibi değildi.

Diğer tarafta bu acılar yaşanmıyormuş gibi gülen, konuşan, espriler yapan siyasetçi görüntüleri yer alıyor.

Selahattin Demirtaş'ın ise hâlâ "IŞİD benzeri kanlı saldırılar" düzenleyen terör örgütünü "Darbe sonrası çiğlik yapıp birkaç şehre girdim diyebilirdi. PKK fırsatçılık yapmadı" sözleriyle savunuyor.

 "Birkaç şehre girdim diyebilirdi" sözleri Türkiye'nin Güneydoğu Bölgesi'ni Suriye gibi gördüğünün...

Türkiye'deki PKK saldırıları ile "Kuzey Suriye'de PYD'nin kentleri alarak ilerlemesinin aynı şey olduğunun", iki olayın bağlantısının ifadesidir.

Masum insanları arkadan vurarak katleden bir terör örgütü "Şimdi darbe girişimi oldu, biz fırsatçılık yapmayalım" olgunluğu mu göstermiştir, Demirtaş ne anlatıyor?

Türkiye'nin seçilmiş siyasetçisi Türkiye'ye karşı açıktan açığa terör örgütüyle mi çalışmaktadır? Bunun dünyada benzeri var mı? 

Demirtaş "hayatını kaybeden masum insanların, çocukların günahını terör örgütüyle paylaştığını" bilmelidir.

Hükümet de artık acilen "PKK terörü ile Suriye'deki gelişmelerin bağlantısı"na yoğunlaşmalı, PYD'nin oradaki ilerleyişinin nelere mal olacağını hesaplamalıdır.

Çok geç kalındı!

Güngör Mengi Vatan

+++++

Esad ile el sıkışmaya hazır olun

-------

Nihayet, Davutoğlu'nun gitmesi ve Binali Yıldırım ile başlayan süreç ile birlikte, politika, hayatın Türkiye'nin yararına akışına uygun olarak, 180 derece değişti.

RTE, Davutoğlu ile birlikte, aslında bir yönünü tasfiye etti. Bu politikanın uygulayıcısı bizzat kendisiydi, unutmayalım.

Şimdi gelinen süreçte, Binali Yıldırım ülkeyi, bizleri "sürpriz"e hazırlıyor, "beklenmedik gelişmeler olacak, şaşırmayın" diye tekrar ettiği sözleriyle.

Ne olur?

El sıkışma olur. Yıldırım gider mi Şam'a? Gider, RTE onu gönderecektir tabii ki.

Yani fiziki olarak karşılaşıp el sıkışmaları da mümkün, ama bu olmazsa, ikili karşılaşma ve el sıkışma olmuş kadar bir gelişme yaşayacağız.

Benim için bu sürpriz değil, ama sizin için sürpriz ise hazır olun!

Orta Doğu'da adı konmamış bir ittifak değiş tokuşu gündemde.

İran ve Rusya, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana öteden beri ve IŞİD'e karşı savaşıyorlar.

IŞİD konusunda Rusya-İran- ABD fikir birliği içinde. Türkiye de bu koalisyonda bir şekilde artık iyice var.

Fakat Suriye'de bir PKK devleti konusunda bu koalisyonda fikir ayrılıkları üst düzeyde.

ABD, Kürt devleti konusunda yalnız kurt.

ABD bir çılgınlık yapar, kendi politikasının gerçekleşme ortamını yaratmak için, Esad hükümetini hedef alan büyük bir saldırı yapar mı?

İşte esas korkutucu durum bu olur, genişleyen bir savaşı gündeme getirir.

Orhan Bursalı Cumhuriyet

+++++++

Siyasi manevra olmasın

------

"Cumhurbaşkanı Erdoğan ılımlı bir hava sergiliyor, 15 Temmuz olayları onu değiştirdi, ülkede siyaset normalleşiyor" diyorlar.

Görünürde bu iddiayı destekleyen belirtiler var. Mesela Erdoğan'ın, kavgalı olduğu Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu önceki gün sarayında kabul etmesi gibi...

Erdoğan'ın, AKP'nin kuruluş yıldönümündeki şu ifadeleri de umut vericidir:

"Artık tüm Türk Milleti'ne hizmet etme mecburiyetimiz var. Bu millet varsa biz varız. Bu bayrak varsa biz varız. Bu ezanlar varsa biz varız. Artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta ben davranamam."

Erdoğan eskiden izlediği sert, kutuplaştırıcı siyaset yerine doğru siyasete dönüyor gibi.

Böyle bir politika değişikliği, insanları bölünmüş Türkiye'yi birleştirebilir ama...

Cumhurbaşkanı'nın da, hükümetin de medyaya uyguladığı ayrımcılığın devam ettiğini görüyoruz. Akredite edilmeyen muhalif gazeteler hâlâ kara listede!

Verilen tüm sözlere rağmen ayrımcılığın devam etmesi, ılımlı havanın politik bir manevra olduğu izlenimi yaratıyor!

Rahmi Turan Sözcü

++++++

Kartvizit polisi(!)

------

Dün de 2 bin 360 polis memuriyetten çıkarıldı..

Devlet polis açığını hızla kapatmak için sınavsız özel harekât polisi alımının yolunu açtı.. Olağanüstü hal yasasına sırtını dayayarak KHK çıkardı..

Soru şu..

Özel harekâtçı olacak kişiler nasıl seçilecek?

Kim seçecek?

Eskiden kartvizit kriteri çalışılırdı..

Yine öyle mi olacak?

*

Kartvizit çalışırsa o polisler devletin değil iktidarın polisi olur. Kartvizit polisi olur..

Cemaat'i temizlerken, başka cemaatlere geçit vermeyelim..

İleride yine 'kandırıldık' demeyelim..

Hak edeni alalım..

*

Taşra teşkilatlarına dört bin hâkim ve savcı da alınacakmış.. Onlar da kartvizit yöntemiyle mi alınacak?

Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım..

Mehmet Tezkan Milliyet

+++++

Darbeciye yer açmak için çıkardığımız hırsız, uğursuz tekrar evlerimize dadandığında göreceğiz asıl felaketi.

Ertuğrul Özkök Hürriyet

++++++

Hukuku ihmal etmeyelim

--------

 (...) Her gün tutuklanan ya da memuriyetten çıkarılan, açığa alınanların yakınlarından epostalar alıyorum. Sadece bana değil, hemen her köşe yazarına gönderiliyor. Bazıları günde üç-dört kez aynı e-postayı tekrarlıyor. Bunların ortak noktası haksızlığa maruz kaldıkları iddiası. Yakınlarının Fetullahçı olamayacağından, vatan sevgisinden filan söz eden mektuplar. Hangisi doğru söylüyor, hangisi yalan söylüyor, sadece mektupları okuyarak anlayabilmek elbette mümkün değil. Ama yine de insanın içine bir kurt düşüyor: Kurunun yanında yaşların da yanıyor olma ihtimali, bizim adalet sistemimiz söz konusuysa ihmal edilmemesi gereken bir gerçek.

(...)  Darbecileri, darbeye kalkışan çetenin üyelerini yargılamak ve cezalandırmak kimsenin itiraz edebileceği bir şey değil. Bu yapılırken bir mağduriyet görüntüsü yaratmaktan kaçınmak, bu çetenin yurtdışındaki propagandalarına malzeme üretmemek için aşırı dikkat gerekiyor. Suç ve cezanın kişisel olduğunu, kanunsuz suç ve ceza olamayacağını, herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğunu, savunma hakkının kutsal olduğunu ve masumiyet karinesini unutmamak gerekiyor. Bu çetenin böylesine güçlenmesini sağlayan zemin, geçmişte Türkiye'nin bir hukuk devleti olması gerektiği gerçeği ihmal edilerek yaratıldı. Aynısını tekrarlamayalım.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet