PKK’ya havadan silah bırakılıyor

“Çözüm süreci”  denilen çözülme ve çözümsüzlük kaosu başlarken hükümet yetkilileri, “PKK silah bırakacak” müjdesi veriyordu! Süreç PKK lehine dönünce terör örgütü silah bırakmayacağını ilan etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu da, PKK’nın silah bırakmadığını ve militan çekmediğini bildiklerini açıkladı. Özetle oyalanmışız! Sonuçta yeni gündemimiz; ABD’nin PKK’ya havadan silah takviyesi yapması ve Türkiye’nin Ayn el-Arap’a yardım koridoru açması...

Davutoğlu önceki gün  “İnce bir satranç oynuyoruz. Peşmerge geçişi olmasa başka gelişmeler yaşanırdı” demiş. Evet bir satranç oynanıyor fakat medeniyet coğrafyamızda oynanan bu satrancın oyun kurucusu maalesef biz değiliz. Üstelik oyuncular bizim görüşümüzü almaya bile gerek duymuyor. Neler olacağını önce Beyaz Saray açıklıyor, ardından Ak Saray, kuru gürültü ile kamuoyunu hazırlıyor. İç kamuoyunda ABD’ye kafa tuttuğumuz algısı oluşturuluyor, sonra bir bakıyoruz hükümetin itiraz ettiği her şey zaten olmuş bitmiş! 
Tayyip Erdoğan öyle laf kalabalıklığı yapıyor ki muhalefetin söylemesi gereken sözleri de sarf ediyor. “ABD, Türkiye’ye rağmen silah yardımı yaptı” diye şikayet ediyor. Bu noktada yandaş kalemler devreye giriyor ve  “Bakın, Erdoğan, süper güçlere nasıl kafa tuttu” edebiyatı ile iktidar partisi tabanından bir alkış furyası estiriyor. Böyle bir atmosferde haklı eleştirilerin sesi kısılıyor, makul çözüm önerileri bile düşmanca karşılık buluyor.
Hükümete yakın medya kuruluşları topraklarımızdan geçen peşmergeleri ABD’nin eğittiğini ve bunların yanlarında ağır silahlar bulunduğunu yazdığına göre bizim istihbarat kurumları da haberdardır! MİT, geçecek peşmergelerin isim listesini istemiş ancak siz bu satırları isterken zaten çoğu geçmiş olacak!
4 Ekim’den itibaren yürürlüğe giren tezkere ile, Irak ve Suriye’deki tüm terörist gruplara karşı  “yabancı silahlı kuvvetlerin”  Türkiye’de bulunması ve kullanılması konusunda hükümete yetki veriliyor. Ülke veya devlet yerine bölgedeki tüm toplumları kapsayan ’yabancı’kelimesinin özellikle seçildiği anlaşılıyor. Yani bugün peşmerge için açılan koridordan yarın Kandil’deki PKK militanları da geçirilebilir...
Muhalefet  “stratejik müttefikiniz ABD bile sizi kale almıyor”  eleştirisini dillendirebilir ancak devletin başının yapacağı şey tedbir almaktır. Yoksa bir yandan Batı’nın PKK/PYD’ye silah yardımından şikayet ederken, bir yandan da savaşçı yardımı için koridor açanları dünyada kim ciddiye alır!  “Batı, IŞİD’e gösterdiği tepkiyi PKK’ya göstermiyor” diyeceksin sonra da PKK’nın Suriye koluna silahlı militan takviyesi yapılması için tedbir alacaksın! Olmaz, dışarıda kimseyi inandıramazsın!
ABD ve Avrupa medyasında, Türkiye’yi teröre destek vermekle suçlayan, hükümetin resmi açıklamalarını güvenilir bulmayan, yönetimin ’kıvraklığı’ ile dalga geçen beyanat ve yorumlar giderek artıyor. Ülkemizdeki diplomatlar da Türk gazeteciler üzerinden şu mesajı veriyorlar:  “Biz Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta neler yaptığını, kimlere destek verdiğini iyi görüyoruz! Son dönemdeki çıkarılan kanunların da hesap vermekten korkulduğu için hazırlandığını biliyoruz. Ancak iç politikada toplumu niçin bu kadar geren bir üslup kullandıklarını anlamakta zorlanıyoruz!” 
Türkiye’deki gelişmeleri doğrudan etkileyebilme gücüne sahip diplomatlar bence bu sorunun da cevabını biliyorlar, olsa olsa bizim gazetecilerin ağızlarını yokluyor ve Türk hükümetine bazı mesajlar gönderiyor olabilirler!
Yabancı istihbarat örgütleri belge ve kayıtları şantaj amacıyla kullanır, deşifre olmasını, mahkeme konusu edilmesini istemezler! ABD, İngiltere ve Almanya’nın Türk tarafının dinlemeler konusundaki sorularına cevap vermeye dahi tenezzül etmemesi eldeki dosyalara güvendiklerini gösteriyor. Sahadaki rakiplerinin neler çevirdiğini araştırsalar da, dengeler tamamen değişmeden mevcut avantajlı konumlarını bozmak istemezler. Tehditle hizmet ettirdikleri aşçı ve garsonun mutfakta ne konuştuğu değil, asıl pastane sahibinin ortaya çıkma ihtimali onları düşündürür. Pastayı paylaştıkları masa yıkılırsa asıl o zaman hepsinin keyfi 
kaçacaktır.
“PKK silah bırakacak”  müjdesiyle hava atanlar, 6 ay geçmeden kendi bilgileri dahilinde PKK’ya havadan silah bırakılacağını, örgütün kontrolündeki alanda hakimiyetini sürdürebilmesi için bizzat destek vermek zorunda kalacaklarını öngörememiştir! Bugün planlayamadıkları daha çok şey var ve bir gün bunların hesabını verecekler!

Yazarın Diğer Yazıları