Polisler adliyede

Polisler adliyede
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın emriyle 22 Temmuz'da başlatılan "casusluk" ve "yasa dışı dinleme" operasyonunun ilk 2 gününde 105 emniyet mensubu gözaltına alınırken dün de 6 emniyet mensubu teslim oldu.

Polisler adliyede

Eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Y.'nin de aralarında bulunduğu 17 polisin avukatı Hüseyin Ataol, 17 müvekkilinden 16'sının poliste ifade vermeyi reddettiğini söyledi. Müvekkillerinin gözaltı süreci ile ilgili olarak açıklama yapan Ataol, soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan İstihbarat Şube'de görevli 17 kişinin kendi müvekkili olduğunu söyledi. Müvekkillerinden sadece birisinin poliste ifade vermeyi kabul ettiğini, kalan 16'sının savcılıkta ifade vereceğini söyleyen Ataol, ifade veren müvekkiline ağırlıklı olarak dinlemelerle ilgili sorular sorulduğunu söyledi. Avukat Ataol, "Soruların tamamı dinlemelerin usulsüz olduğuna yönelikti. Ben baktığımda yaptıkları dinlemeler usulsüz değil. Tamamı hakim kararına dayalı usulüne uygun dinlemelerdir" dedi. Avukat Hüseyin Ataol, savcılıkta gerçek manada kendilerini savunma imkanı bulmasalar da daha rahat ifade vereceklerini düşündüğünü söyledi. Emniyette sorgusu biten 22 kişi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirildi.

Kendileri geldi
İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube amirlerinden İsmail A. dün teslim oldu. Yanında avukatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelen İsmail A, açıklamasında "Kaçak falan değiliz. Şarkım çıktığı için ev tutmaya gitmiştim. Çağırdılar geldim. Yaklaşık 11 yıl devletin okullarında yatılı okudum. Devletim 'gel'dedi, geldim. Niye çağırdılar konusunda tahminimi söyleyeyim. Serap Eser ve Sibel Özkan'ı hatırlamayan yoktur. Esenler'de PKK tarafından molotofla otobüsün yakılması sonucu düğünlerine bir ay kala gelinlik giyinmeden şehit olan kızlarımızı.  Bunların katillerini yakaladık, sanırım ödül vermek için çağırdılar. Bu ödül benim için bir madalyadır. Bu madalyayı almaya gidiyorum. Bu boynumuza asacağımız bir madalya değil" dedi.  

Annem için
Gözaltından çıktıktan sonra kızları PKK tarafından öldürülen annelerin yanına gidip ellerini öpeceğini söyleyen Arslan'ın konuşmasının devamında gözleri yaşardı: "Yıllarca belimizde taşıdığımız namusumuz, şerefimiz kelepçeyi birazda bileğimize takıp  taşıyalım istiyoruz. Devletim takıyor başım gözüm üzerine. Şehit olan kızlarımızın ailelerine seslenmek istiyorum. Benim annem yok, lütfen beni evladınız yerine kabul etsinler. Ramazan ayında sürekli annem için hatmi şerif yapardım. Yarım kaldı. Annelere sesleniyorum. Son 5 cüzü okusunlar. Hatmi bitirsinler. Önce kızlarına sonrada rahmetli anneme armağan etsinler. O kızları yakanları ve yaktıranları Allah'a havale ediyorum. Bir aksilik olmazsa gidip o anneleri ziyaret edeceğim ve ellerini öpeceğim."