Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Referandum: Kimin önceliği, kimin refahı?!

Hâlâ AKP ya da MHP'li vekillerden oy firesi bekleyenler var.

Daha önce yazdım, sandık göründü...

Fire vermesi muhtemel isimler AKP'de kontrol altında.

Göstere göstere oy kullanmanın hem etik olarak hem de yasal anlamda içi boşalmışken, "riskli" vekillerin fazla kıpırdama şansı kalmadı.

Oylarını göstererek vermelerinin önünde engel yok!

Ne yapmalı?

CHP, muhalefetin koç başı olması sıfatı ile referandum havasına sokmalı seçmeni.

Milletvekillerinin açıklamaları, sosyal medyada irili ufaklı paylaşımlar fitilin ateşlendiğini gösteriyor.

"Peki diktatörlüğe hayır" kampanyası neye oturtulacak?

Memleketin sorunları üzerine mi, anayasa değişiklik paketinin getireceği sakıncalar üzerine mi?

Kanaatim; toplumun anayasa değişikliğinin getireceği "yıkım"dan daha çok memleketin halen süren yakıcı sorunlarını öncelikli saydığı yönünde...

Var olan medya kuşatmasında; iletişim kanalları kapatılmış ve kirletilmiş Türk milletinin, anayasanın nasıl bir yıkım getireceği üzerine aydınlatılması kolay değil. Çünkü neredeyse tüm kanallar, gazeteler, radyolar, internet medyası yalan kusuyor...

AKP, medyaya yaptığı "yatırımın" karşılığını hep aldı, yaklaşan referandumda da yine iletişim yarışında açık ara önde!

***

Bu nedenle "Başkanlık" meselesinin aslında Türkiye'nin bir meselesi olmadığı; Erdoğan ve yakın çevresinin, Erdoğan'ın iş adamları ve bürokratlardan oluşan "aile fotoğrafının" refahı ve geleceği için dayatıldığı anlatılmalıdır.

"Başkanlık: kimin önceliği, kimin refahı?" sorusu sorulmalı ve toplumun bu yanıtı bulması sağlanmalıdır.

Anayasa değişikliğine  karşı çıkılırken halkın en yakıcı sorunları dile getirilmelidir.

1) Türkiye görülmemiş bir terör kuşatması altında... AKP'nin hatalarının da etkisi ile; hem içeride hem dışarıda Türkiye'nin bütünlüğü için savaş veriliyor. Gencecik yiğitlerimizin cenazeleri

arasında AKP'nin "yeni anayasa dayatması" hem zamansız ve yersizdir, hem de birleşmek yerine ayrışmaya, kutuplaşmaya neden olacaktır.

2) Aileler borç içinde, 55 milyon yoksulumuz var... Çocuklarımız aç ve korunmasız... Gençlerin gelecek kaygısı her zamankinden daha derin. Bunca sorun varken, AKP'nin derdi neden Başkanlık?

3) Türkiye'de adalet gemisi sulara gömülüyor. Hukuk ayaklar altında. Saray'ın hukuku, Saray'ın adaleti mevcut düzende bile toplumu esir almışken; tüm yetkilerin tek adama verildiği memleketi düşünün...

AKP'ye hizmet edenlerin dışında; kimsenin hukuk karşısında eşitliğinin kalmadığı Türkiye'de nasıl güvende olacaksınız?

4) Türkiye özgürlükler konusunda dünyanın en kâbus ülkeleri seviyesine geriledi. Başkanlık daha çok özgürlük mü getirecek, yoksa biraz olsun sesi çıkanların da sesleri mi kesilecek?

AKP birlik ve bütünlük çağrısı yaparken neden toplumu bölecek referandumu gündeme getiriyor?

Referandum kim için, neden?

Toplum soruların yanıtını kendisi vermeli... "Hayır" kampanyası AKP'ye takım tutar gibi sarılan seçmeni de düşünmeye teşvik etmelidir.

Dayatarak, tepeden bakarak, slogan atarak yapılacak bir kampanya safların sıklaşmasına neden olacaktır. Saflar sıklaştığında sonuç bellidir!

***

AKP seçmenine anayasa değişikliğinin;

Saray'ın geleceği ve kendini koruma güdüsü ile yapıldığı, Terörle mücadele ile ilgisinin olmadığı, tersine bu mücadeleye zarar vereceği;

Ekonomiyi iyiye taşımak bir yana, demokrasinin alacağı yara nedeniyle daha derin uçurumlara ve belirsizliğe sürükleyeceği, Türkiye'yi çağdaş dünyada yalnızlaştıracağı, memleketin yakıcı sorunlarına çözüm getirmek bir yana benzin dökeceği anlatılmalıdır.

"Yeni anayasa, çözüm değil, yıkım..."

Referandumda neye HAYIR diyeceğiz:

Bölücülüğe HAYIR!

Ayrışmaya HAYIR!

Diktaya HAYIR!

Yoksulluğa HAYIR!

Yolsuzluğa HAYIR!

Hukuksuzluğa HAYIR!

Kandırılmaya HAYIR!

Aldatılmaya HAYIR!

"Erdoğan karşıtlığı" merkezli bir kampanya yerine, yakıcı toplumsal sorunlar ve bunların nedeni olarak 15 yıllık AKP iktidarının merkeze oturtulduğu bir kampanya...

AKP'nin en iyi bildiği şey; neden olduğu tüm sorunlara karşılık bir "şeytan" yaratmasıdır. Sürekli mağduru oynamasıdır. Bir dönem içerideki "düşman" ayağına dolanıyordu, şimdi de "dış dünya!".

Sürekli şikayet eden ve sorunları içinden çıkılmaz hale getiren AKP iktidarına "HAYIR"ın yolu, insana ve sorunlarına dokunmaktan geçiyor...

Yazarın Diğer Yazıları