Rehberlere kötü haber

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın “turizm sektöründeki üçlü yapı açıklamaları doğrultusunda” oldukça umutlanmış ve doğru olanın sektörü tek çatı altında toplama olmadığı konusunda kararına destek vermiştik. Profesyonel turist rehberi meslektaşlarıma da yıllardır bir türlü yasalaşmayan “meslek yasasının” artık yasalaşacağını, rehberliğin de “bir meslek grubu” olarak tanımlanacağını yine buradan duyurmuştum.
Fakat Türkiye Otelciler Federasyonu toplantısı sırasında Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar işin aslının beyan edildiği gibi olmadığını, Bakanlar Kurulu’nda böyle bir yasanın imzaya açılmadığını söyledi. Yani sayıları on iki bini geçen profesyonel turist rehberleri fiilî olarak her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turiste ülkeyi tanıtma görevini yerine getirir iken, aslında icra ettikleri rehberlik işinin devlet katında bir karşılığı yok.
Bu çelişkili durumun ortadan kalkması ve rehberlik mesleğinin kanun ile tanımlanması çoğu konulara açıklık getirecek iken, maalesef şu anda bir rehberin ülkemiz aleyhine yapacağı olumsuz propaganda sonucunda hangi “meslek yasasını ihlal ettiği gerekçesi ile dava açılacak” bunu merak ediyorum.
Turist otobüsüne ajan mı koyacaklar?
Öyle ya, bir insanın yaptığı işin yasal olarak tanımını yapıp sorumluluklarını ve uyması gereken kuralları belirlemezseniz, yarın bir gün olumsuz bir durum ortaya çıktığında bu insanları hangi dayanaklara göre yargılayacaksınız. Mevcut durumda, ülkesi aleyhine antipropaganda yapan bir profesyonel turist rehberinin sorgulanması diye bir durum söz konusu değil.
Eğer hakkında şikâyet olan bir rehber varsa, işlediği suçlarla ilgili olarak kamera kaydı da dahil belgeler istenmektedir.
Yani bir rehber ülkesini kötüleyen, ifadeler kullanıyorsa bunu ancak rehberlik hizmeti verdiği gruptan insanlar söylediğinde bilebilirsiniz. Aksi takdirde her turist otobüsüne bir ajan koyarak rehberleri denetlemek sorunda kalırsınız. Yaptığı iş “meslek olarak tanımlanmayan” bir turist rehberinin kendisini neye göre sınırlayacağı da bir diğer büyük soru işaretidir. Dış ülkelerden gelen turistlere kafanıza göre bilgi verme, taraftarı olduğunuz siyasî görüş ve etnik kökene göre yorum yapma özgürlüğünüz şu andaki durumda mevcut.
Her ne kadar “profesyonel turist rehberliği yönetmeliği” rehberlerin çalışma şartlarını belirlemiş olsa da, meslek olarak “yasal müeyyide altına alınmamış olan rehberlik mesleği ve rehberleri hangi kanuna göre”  soruşturacaksınız.
 Davalık olan bir rehber mahkemede “yönetmeliklere aykırı davranmak suçundan mı yargılanacak?”.
Görünen o ki; “rehberlik meslek yasası başka bir bahara kaldı”. Bu dönemde yasa ile ilgili olarak oldukça umutlanmıştık ama umutlarımız bizzat Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları ile suya düştü. Binlerce rehber yine sosyal güvenlik kapsamında olmadan, vergi vermeden, yasası olmadan ülkesini tanıtmaya devam edecek.
Meslek gruplarını küçümsemek gibi bir düşüncem yok ama kasap, manav, marangoz gibi tüm mesleklerin yasal tanımının olduğu bir ülkede, her yıl milyonlarca turiste ülkesinin tarihini, coğrafyasını, gelenek ve görenekleri, dinî inançlarını anlatan, birebir ülkesini tanıtan rehberlerin meslek yasasının olmaması “tam Türkiyelik” dedirten olay olarak tarihteki yerini alacaktır.
Kafamdaki soru
 “Adalet Bakanlığı bünyesindeki seçim sonuçlarının girildiği bilgisayar sistemleri ne zaman Yüksek Seçim Kurulu binasına alınacak?” 

Yazarın Diğer Yazıları