Rehberlik Meslek Yasası nasıl uygulanacak? (1)

Yaklaşık otuz yıldır çıkması için çaba sarf edilen  “Profesyonel Turist Rehberliği Meslek Yasası” 6326 sayılı Kanun ile Haziran 2012 tarihinde kabul edilerek yasalaştı. O güne kadar “Esnaf ve Sanatkar Odaları” kanununun kıyısından, köşesinden zorlama ile kendilerine oda ve dernek kurma yolunu arayan rehberler, bir çare olarak geçen seneye kadar bu şekilde faaliyetlerine devam ettiler.
Yasanın çıkmasında büyük özveri gösteren Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’a buradan bir kez daha şahsım ve meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum. Yıllardır, kendilerine ülkenin temsil ve tanıtım yetkisi verilen ve her yıl binlerce yabancı turiste ülkemizin tarihi, coğrafyası, kültürü, dini v.b birçok konuda bilgi veren rehberlerin icra ettikleri mesleklerinin bir kanun ile tanımlanmamış olması zaten abesle iştigal bir durum oluşturuyordu. Bu durum yasanın çıkması ile ortadan kalkmış gözüküyor.
Ama 2013 yaz sezonu başlamadan önce özellikle aşağıda değineceğim konuların bir an evvel yeni yayınlanacak  “profesyonel turist rehberliği yönetmeliği”  ile daha bir netleştirilmesi gerekiyor. Uygulamada her ilde 3 tane rehber meslek odasının kurulabilecek olması, her ne kadar kolaylık gibi gözükse de, aslında kurulacak odaların üye sayısı bakımından birer oda gibi değil dernek gibi mali ve işlevsel anlamda güçsüz kalmalarına neden olacaktır. O nedenle illerdeki rehber odası sayısının 1 olarak belirlenmesi daha isabetli ve pratik bir uygulama gibi görülmekte.
Diğer taraftan diğer odalara baktığımızda mesela her ilde 3 tane Tabip Odası veya diğer meslek odalarından göremiyoruz. Oda sayısının tek olması Bakanlık tarafından alınacak olan karar ve uygulamaların tabana daha çabuk ulaşmasını sağlayacak uygulamadaki aksaklıklar ortadan kalkmış olacaktır. Yeni yasa ile birlikte “kaçak rehberlik faaliyetlerinin” engellenebilmesi için yönetmelikte  “daha önce rehberlik kokartı almış ama daha sonra kadrolu başka bir işe başlamış olan devlet memuru statüsündekilerin durumunun netleşmesi gerekmektedir”. Şöyle ki, kadrolu olarak çalıştıkları sürece rehberlik mesleğini ifa etmeleri yasak olanların, rehberlik kimlik kartları bakanlık tarafından geri toplanmalı, kadrolu işten emekli olduktan sonra rehberlik mesleğine devam edeceklere rehberlik kimlik kartları emekliliklerini belgelendirmeleri halinde iade edilmelidir.
Rehberlik mesleği bir seyahat acentesinde sigortalı (kadrolu) olarak veya serbest olarak icra edilebilmektedir. Nasıl bir doktor devlet hastanesinde kadrolu çalışıp ya da serbest olarak muayenehane açarak çalışabiliyorsa, rehberlikte aynı şekilde icra edilebilmektedir. Bu nedenle geçimini gerçekten rehberlikten elde edenlerin vergisel anlamda da kayıt altına alınmaları gerekmektedir. Yani nasıl bir doktor muayene ücreti aldığında fatura kesiyorsa, serbest rehberlik yapan rehberde turuna çıktığı acenteye  “rehberlik hizmet bedeli” diye fatura kesmelidir. Bu uygulama ile  “kaçak rehberlik faaliyeti” diye bir sorun da kalmayacaktır. Kadrolu çalışan rehber zaten çalıştığı acente tarafından sigortalı olacağından, bu durumda fatura kesmek zorunda kalmayacaktır.
Kadrolu çalışan rehberin sigorta primi çalıştığı acente tarafından, serbest çalışan rehberin sigorta primi de kendisi tarafından ödenecektir. Burada her rehberin bir muhasebeci tutması da gerekmez, rehberler odasının anlaşacağı bir muhasebe bürosu tüm serbest çalışan rehberlerin (esnaf ve sanatkar odalarında olduğu gibi) muhasebe işlemlerini yapacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları