Ruhumuzu da coğrafyamızı da bozdular!

Siz hiç öldürdüğü çocuklarının ve karısının üstünü yorganla örten cani gördünüz mü? Cani dediğin,  “pişmanım” ,  “pişman değilim”  der, namustan töreden falan bahseder ve bu duygulardan başka bir duygu izlenimi yüzünde yoktur. Bizimkine bakın bir kere! Borcunu ödeyememiş, kredi faizleri birikmiş, arabasını satmış olmamış, hamallık yapmış olmamış, sedirin üzerinde yatan çocuklarla kanepede yatan gencecik sevgili karısını güzelce boğmuş, üşümesinler diye de yorgan örtmüş.
Bu şefkatli halkı kim bu hale getirdi, çaresiz ve akılsız bıraktı? Şefkat yerinde duruyor, merhamet de duruyor ama onu kullanacak akıl, faiz borçlarıyla birlikte uçup gitmiş!
Ondan sonra siz; “dindar nesil” ,  “kindar nesil” , “sezaryen...”  laflarıyla hal çaresi bulmaya çalışıyorsunuz! Bulamazsınız! Çünkü bir yerde haram paradan yalılar, köşkler, villalar, plazalar sahibi olurken bir yandan Öcalan’ın namaz kıldığını hatırlıyor ve bunu ilan ediyorsunuz.
Haram para... Haram parayla iflah olan hangi imparatorluğu gördünüz?  “Osmanlı’da ilk çöküş hadiseleri, Şemsi Paşa zamanında rüşvet alımıyla başladı”  diye söylenir ve dahi kadınların iktidara egemen olma ihtiraslarıyla.

 

***

 


Bir yandan coğrafyamızı bozdunuz... Coğrafyamızda Kandil denen bir yer mi vardı? Coğrafyamızda İmralı diye bir bölge adı mı vardı, bir ada adı söylemiyorum, bir “bölge” ?!.  Şimdi müzakereler İmralı ile Kandil’de yapılıyor. Kandil, Kuzey Irak’ta bir yer. Üstelik sevmediğimiz bir yer, üstelik toprağımız olmayan bir yer. Bize türlü türlü melanet saçan, cinayetlerin örgütlendiği kötü bir yer. İmralı da bundan farklı değil. Orada ne masumiyet, ne merhamet, ne iddia ettikleri gibi barışa dair bir emare var. Sadece; emperyalist bir odağın gölgesinde kurulacak, yeni bir emperyalist oluşum için yapılan bir hazırlık ve dökülen kanlar var. Bu; İmralı ve Kandil işi, Türk Halkı’nı, bozdukları coğrafyaya karşı “kör etme” işidir, “aptal etme” işidir.
İkisini de kabul etmiyoruz! Halkımızın şefkatli, merhametli kalbinden elinizi çekin, topraklarımızdan elinizi çekin! Kapatılan fabrikalarımızdan elinizi çekin! Faiz borçlarına dolaştırdığınız gücümüzü özgür bırakın! Ordumuzu yerli yerine koyun! Aydınlarımıza dokunmayın! Tiyatrolarımıza, sinemalarımıza ve her türlü sanatımıza karışmayın ve ayrıca Yeni Türkiye Cumhuriyeti heveslerinizi bırakın! Biz, hep yeni kalacak olan, eski Cumhuriyetimizi istiyoruz. Başından defolun!

Yazarın Diğer Yazıları