Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Rum'la çözüme inananın aklından zoru vardır

Kıbrıs sorununun Rum-Yunan ikilisi ile yapılacak bir anlaşma sonucunda halledilmesinin mümkün olmadığını, Rum'un, Yunan'ın Megali İdea ülküsünün, Enosis saçmalığının adada barış ortamını tehdit eden ana unsurlar olduğunu yıllardır yazıp söylemekteyim. Rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş ömrünü adil, yaşayabilir bir uzlaşma, anlaşma ve kalıcı barış için sarf etmiştir. Verilen mücadele Rum nüfusla yan yana barış içerisinde insanca yaşamakken, Rum-Yunan, adayı her şartta Elenleştirme gayreti içerisinde olmuştur. Yakın tarihimiz bunun şahididir. Ne zaman Rum tarafı ile anlaşma olmasının mümkün olamayacağını söylesek, sözde barış şampiyonları bizi çözüm istememekle suçlamakta ve anlaşmanın önünde engel olan faşistler olarak nitelendirmektedirler. Bu zümre rahmetli Denktaş'ı ve etrafındaki neferleri çözümsüzlük yanlısı olarak gördüler. Ne var ki, ne 2. Cumhurbaşkanı Talat yoldaşı Hristofiyas, ne de 4. Cumhurbaşkanı Akıncı Annan Planı'na evet demiş olan Anastasiadis ile anlaşabildiler. Onlar da sorunu çözemediler.

Sorunun çözümünde anahtar Rum-Yunan ikilisi ve bunların arkasındaki emperyalist destekçilerdir. Bunların anlaşma istemedikleri ortadadır. Türk liderliğinde, Türk tarafında zerre kadar suç yoktur. Türk tarafı olarak tek suç Rum-Yunan ikilisinin bu kadar açık, berrak bir şekilde ortaya koyduğu çözüm parametrelerini kabul ederek 50 senedir masada olmaktır.

***

Rum Meclisi'nde alınan ve Enosis ruhunu etkinleştirmeyi amaçlayan karar sonrasında Rum tarafında yapılan düşmanca açıklamalar ne kadar haklı olduğumu, anlaşmanın ne kadar imkansız olduğunu göstermektedir.

Geçtiğimiz hafta sonu Güney Kıbrıs'ta yayımlanan Fileleftheros gazetesine beyanat veren Anastasiadis'in partisi DİSİ Başkanı Averof Neofitu, Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafından talimat kabul etmediklerini söyleyerek, görüşmelerdeki çıkmazın gerçek sebebinin Rum Meclisi'nin Enosis Plebisiti kararı değil, Türkiye'deki referandum olduğunu iddia etmiştir.

Kıbrıs Rum tarafının, müzakere masasına yeniden gitmeye hazır olduğunu savunan Neofitu, geri çekilenin Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis olmadığını söylemiş ve gerçekleri bir kez daha örtbas etmeye çalışmıştır.

Bu arada BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide de saçma sapan açılım ve açıklamalarına devam etmektedir. Bu zatın hâlâ daha başarısız olduğu bu görevi neden yürüttüğü tartışılmalıdır. Rum basınına yansıyan haberlere göre Enosis Plebisiti'nin anılmasıyla ilgili kararın neden olduğu krize atfen Eide, "Ortalama bir Kıbrıslı Türk'ün, Yunanistan'la birleşme hedefine sahip olan somut bir politika olduğuna inanmadığını" ifade ederek Kıbrıs sorununun geçmişi ve mevcut durumu hakkında ne kadar cahil olduğunu göstermiştir. Eide'nin emperyalizmin hedefleri doğrultusunda hareket eden bir kukla olduğu unutulmamalıdır.

Eide hâlâ daha taraflara ümit pompalamakta ve liderlerin masaya dönmenin yolunu bulacaklarından emin olduğunu söylemektedir.

***

Bu arada Rum basınının, sistemli bir şekilde Rum propaganda mekanizmasının öngördüğü şekilde Türk tarafını suçlayan, saldırgan yayınları da dikkatlerden kaçmamaktadır. Fileleftheros gazetesinde "Yeni Kriz İçin Ağız Yokluyorlar" manşetiyle yayımlanan haberin hedefi Türkiye olmuştur. Habere göre "Erdoğan rejiminin, Atina ile Lefkoşa'yı, gerek askeri, gerekse politik ve diplomatik açıdan tahrik etmeye çalıştığı ve buna paralel olarak, meydana getirdiği gerilimle, siyasi aşamadaki taleplerini de yükselttiği" yorumu yapılarak sözde

"Gerginlik yaymakta olan Ankara'nın, Ege ve Kıbrıs'ta bir gerilim ortamı yaratmakta olduğunu ve Yunan tarafının zayıf halka olduğunu düşündüğünü" iddia etti. Gazete, "bilgi edinmiş kaynakların", Ankara'nın tavrının Türk-Yunan ilişkilerini ve Kıbrıs sorununu etkilediğini ve bu tutumun, Türkiye'de anayasa değişiklikleri konusunda yapılacak referandumun akabinde dahi, uzlaşma perspektiflerini uzaklaştırdığını ifade ettiklerini iletti.

***

AB üyesi Rum-Yunan ikilisi uzlaşmazlık ve anlaşmazlığın faturasını, sorumluluğu Türk tarafına keserek bu işten kurtulmanın hesabını yapmakta ve maalesef Hristiyan emperyalist güçlerin desteğini almaktadır. Mevcut şartlarda bir uzlaşmanın olamayacağı açıktır. Bütün bunlar ortada iken, her şartta ve her ne pahasına olursa olsun Rum'la çözüme inananların akıllarıyla zoru olduğuna inandığımı söylemem hiç yanlış olmayacaktır. "Rum'la ille de anlaşma, hemen anlaşma" diye tutturanlara acil şifa diler, biran evvel "deve kuşu gibi" kuma gömdükleri kafalarını dışarı çıkarmalarını ve gerçekleri görmelerini salık veririm.

Yazarın Diğer Yazıları