Rüşvet verme manyağı

     Aydınlatılması gereken konu şu; 17- 25 Aralık'tan 8 ay önce yani mayıs ayında, MİT tarafından hazırlanan ve önemli diye vurgulanan, Reza Zarrab içerikli rapor, o günlerde başbakan ve bakanlar tarafından neden dikkate alınmadı...

     Dikkate alınsaydı bu rüşvet verme manyağı iyice tanınır ve ona göre yasal önlemler alınırdı...

     Zarrab da Türk yargısının karşısına çıkmak zorunda kalırdı...

     İhmale bakın!

     * * *

     Adam sendeciliğin, olayı nerelere götürdüğünü görün...

     Suçla bağlantılı olan her şey tek tek ortaya dökülüyor...

   Reza Zarrab, az bir cezayla kurtulmak için Amerikan mahkemesindeki jüri önünde itiraf üzerine itiraf yaparken burada da bizimkilerin yüreği hop hop ediyor...

     * * *

     Zarrab, AKP iktidarının eski dostuydu; onu yere göğe koymuyorlardı; ulaşılması zor bir servetin genç yaşta nasıl sahibi olduğunu düşünmüyor ve araştırmıyorlardı... Hatta, hayırsever bir delikanlı diyerek bağırlarına basıyorlardı.

     Bugün o da feto gibi hain...

     AKP'nin huyu bu; hatırlayacaksınız, feto ile de sarmaş dolaş olmuş neden sonra cemaati baştan aşağı hain ilan etmişlerdi...

     * * *

     Dönüyorum rapora...

     MİT'in raporu beylerin önüne geldiği sırada, rüşvet alışverişi sürüyordu. O nedenle kimsenin gözü raporu maporu görmedi....

     Geldik günümüze...

     Zarrab'ın rüşvet verme manyağı olduğu da Amerika'da anlaşıldı...

     Cezaevinde yatarken telefonla konuşmak, uyuşturucu almak ve kadın getirtmek için gardiyanın birine 45 bin dolar rüşvet verdiğini mahkemede itiraf etti.

     * * *

     Mustahakı ne ise başına o gelir inşallah!

Kulaklarımızın pası silinecek

      Televizyon kanalının birinde görmüş ve hayret etmiştim. Doğu Karadeniz bölgemizde yediden yetmişe, kadın erkek, çoluk çocuk herkes ıslıkla konuşuyor...

      Mesafe önemli değil; nefesine güvenen herkes ıslıkla hatır sorduğu gibi en hayati konularda da haberleşebiliyor, sıkılınca şarkı söyleyip masal bile anlatıyor...

      Emsalsiz bir yaşantı; kadınlar eşlerini "Yemek hazır, gel" diyerek eve ıslıkla çağırıyor...

      Erkekler de bağda bahçede olan ya da odun toplayan eşlerine ıslıkla "Yeter, karnım acıktı, hemen eve gel, sofrayı kur" diye ıslıkla komut veriyor...

      * * *

      Islıkla konuşmaya "Kuş dili" diyorlar.

      Yakışıyor vallahi...

      Islıkla haberleşme olduğunu bilmeyenler dinlediklerinde bu dili kullananların seslerini kuş şakıması zannedebilir, o kadar melodik...

      * * *

      Harekete geçilmiş, bu "Kuş dili"nin uluslararası dil olarak kabulü sağlanmış...

      Karadeniz Bölgemizde yaygın olarak kullanılan ıslık dili benimsenirse, dil resmileşmiş olur, her yerde kullanılır ve kulaklarımızın pası silinir diye düşünüyorum...

      Hem de siyasetçilerin argo ve küfür dolu konuşmalarını duymaz oluruz...

      * * *

      "Yetenek Sizsiniz Türkiye" adlı programın jürisinde yer alan Ali Taran'a inat, ıslıkla konuşmaya "Ben evet diyorum"!   

Tek konu, tek cümle

      Erdoğan, Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusu yapmış; ondan önce de CHP'liler, offshore konusuna adı bulaşan Erdoğan'ın yakınları hakkında suç duyurusu yapacaklarını açıklamıştı; bu tür kavgalardan kurtulamayacak mıyız kuzum!

Yazarın Diğer Yazıları