RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK
Erdoğan’ın Çankaya’sı için özerk yönetim!..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK ile pazarlık masasına oturdu oturalı, eylemini de söylemini de sertleştirdi. Bebek katili Abdullah Öcalan’ın istekleri birer birer yerine getirilirken, Erdoğan Cumhurbaşkanı seçimi için çıktığı meydanlarda sürekli olarak taviz verilmediğini anlattı. İnanmaya hazır olanlar inandı, inanmayıp da  “makarna ve kuru soğan” ın kırk yıllık hatırına  inanmış gibi yapanlar oldu.. İnanmayanlara da zaten Erdoğan meydanlardan en ağır sözleri söylemeyi ihmal etmedi.
Hal bu olunca, kime inanacağımızı şaşırmak yerine  “devletin istihbarat birimlerinin Kandil’deki terörist başı Murat Karayılan’ın Türkiye içinde bulunan hainlerle yaptığı telsiz konuşmalarının dokümanında neler var” diye sorduk!
Bakın Başbakan Erdoğan’ın da önüne de konulan telsiz deşifrelerinde Karayılan ne diyor:
 “Bölgedeki seçimlerde herkes şunu söyledi. (Biz özerk yönetimi kuracağız). Evet demokratik özerlik gündemdedir. Dönüşü yok. Bizim tahminimize göre devletin istihbaratı takip ediyor. Devletin bilgisi var. Eğer adım atılmazsa biz büyük bir adım atarız. Eğer ki gündeme böyle gelirse Türkiye 2012’den daha çok sıkışacak, bunu gördüler. Onları adım atmaya mecbur kılan şey budur.
Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Biz eylem yapsaydık. Erdoğan’ın seçimi kazanması mümkün değil. Erdoğan çözüm propagandası yapıyor. Eylem olsaydı hiçbirini söyleyemezdi. Erdoğan gördü ki Cumhurbaşkanı olamayacak, tabii Kürt oyları hesabı da var. Bu 3 noktadan dolayı Türkiye devleti AKP hükümeti kanun çıkarmaya mecbur kaldı. 
Biz olmasak hiçbir adım atılamazdı. Hazırlığımız vardı. 23 gün boyunca iki vilayet arasında (Diyarbakır-Bingöl)yol kapalıydı.  Bu çok önemli bir mesajdı. Bu eylemler rollerini oynadılar.” 
Ne diyelim;  “Türkiye öyle devlet yöneticileri gördü ki sadece tabutta dürüst oldular!” 

 

Mitinge değil kumanyaya 
CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, seçim bölgesinde yaşadıklarından dolayı bir hayli şaşkın. TBMM’deki sohbetlerin bir çoğu artık Cumhurbaşkanı seçimleri üzerine olunca Yıldız, sözü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ordu mitingine getirdi. Mitinge 20 bin kişinin katıldığını anlatan Yıldız, seçim sonucunu etkileyen nedenleri de sıralamaya başladı: 
“Düşünün mitinge 20 bin kişi katılıyor. Ardından ise 40 bin iftar kumanyası geliyor. Kutuların içinde. Herkese dağıtılıyor. Vatandaş ikincisini alabilmek için sıraya giriyor. Böyle bir ortam var. AKP, Ordu’nun ilçelerinden hem vatandaşı mitinge getiriyor hem de onlara kumanya dağıtıyor. AKP mitinglerine bir de bu gözle bakmak gerek. Ardından herkese engelli maaşı dağıtıyorlar. Öyle demeyin vatandaşımız için büyük para bunlar. 800 lira maaş alan bir vatandaş en az 300 lirasını bir kenara atıyor. Böyle bir ortamda muhalefete şans kalır mı? Bir kere de siyasi değerlendirmeleri bu gözle yapmak gerek.” 


“Paralel gitti simetri geldi” 
Türkiye güne yeniden operasyonlarla uyanmaya başladı. Bu arada sessiz sedasız polis operasyonları da TBMM’de yaşandı. Bir önceki operasyonda çok sayıda deneyimli polis TBMM’den gönderildi. Gerekçe açıklanmasa da “paralelci”  yaftası takılan deneyimli polislerin ardından TBMM’de de ilkler yaşanmaya başladı. Kısa süre aralıklarla yeniler geldi. 
Çok geçmedi TBMM’deki yeni polisler de bir operasyon yedi. Yeni göreve getirilen 34 polis hiçbir gerekçe gösterilmeden bir gece operasyonu ile Meclis’ten gönderildi. Yerlerine yepyeni yüzler geldi.
Milletvekilleri durumu öğrenince aralarında “Paralelciler gitti simetriler geldi” esprisini yapmaktan kendilerini alamadı.


Uzatmalar bıyığı götürdü
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça Dünya Kupası finalinde Almanya’nın kazanması ile Arjantin’den sonraki kurbanlardan biri oldu. Havutça, oğlu ile final maçı için iddiaya girdi. İddiada ortaya Havutça  “bıyıklarını”  oğlu Ozan Mert de çok sevdiği IPAD’ini koydu. Havutça, dünyanın en iyi ve en pahalı ayaklarına sahip olan altın çocuk Messi’nin ülkesinin dünya kupasını alacağından emin bir şekilde televizyonun başına geçti. Oğlu’ndan IPAD’i alacağından emin bir şekilde maçı izlemeye başladı. Bundan sonrasını ise Havutça’nın kendisinden dinleyelim: 
“Ben elbette Arjantin’in kazanacağından emindim. Oğlum ise ’Almanya’dedi. İddiaya girdik. O bana IPAD’ini verecekti. Ben de ’Almanya’nın kazanması halinde bıyıklarımı keserim’ dedim. Maç uzatmalara gitti. Heyecanımız devam ediyordu. Final maçı uzatmalara kalınca heyecanımız daha da arttı. Sonunda ise kazanan Almanya oldu. Ben de bıyıklarımı verdiğim söz gereği kestim.”