RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK
Bahçeli’nin imla kuralı titizliği

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasette hassasiyetleri ve aşırı titizlikleri ile de bilinen bir isim.Devlet Bahçeli’nin titizlikleri 2015 bütçe görüşmelerine de yansıdı. Devlet Bahçeli,  2015 yılı Bütçe Yasa Tasarısının ilk gün görüşmelerinde   kürsüye çıktı. Öyle etkili ve vurucu konuştu ki; daha 25 dakika konuşma süresi olmasına rağmen bunu kullanmaya gerek bile görmedi. Kürsüye çıkan diğer hatipler kendilerine ayrılan sürede dertlerini anlatmakta beceriksiz kaldılar, meramlarını anlatabilmek için ek süre istemek zorunda kaldılar. Bahçeli, bütçe görüşmelerinde nasıl tavır takınılacağı konusundaki hassasiyetini milletvekillerine de gösterdi. Bu yıla kadar hiç yapmadığı bir uygulamaya imza attı. Bütçe görüşmelerinde kürsüye çıkacak milletvekillerinden konuşma metinlerini bir gün öncesinden TBMM Grup yönetimine verilmesini istedi. Ola ki, konuşma sırasında imla kurallarına uymayan yerde vurgu yapılması, gereksiz soluk alınması, maksadın anlatılamaması tehlikesine karşı seçilen bu yöntem, Bahçeli’nin devlet adamı titizliğinin bir göstergesi olarak milletvekillerinin de takdirini topladı!

 

“Aman yan yana görünmesin” krizi..

AKP’nin akreditasyon uygulamasını, son kullanılma tarihi dolduğunda hemen hemen her medya kuruluşu ve dahi mensubu tadıyor. Medya kuruluşları yandaş, paralel ve candaş olarak üçe ayrılınca haliyle bu saflaşma camcı, kapıcı, şoför, haber müdürü, temsilci ve özellikle de sahadaki muhabirlere de yansımakta gecikmedi. Her kurumda olduğu gibi medyada da 30 yıllık dost olanlar, (Yaşları ne olursa olsun) birbirleri ile selamı kesti. Ya da dostluklar kaçamak selamlaşmaları, hal hatır sormaların ötesine geçmemeye başladı. Hepsinin de kendince makul ve mantıklı, izah edilebilir gerekçeleri vardı:  “İzleniyoruz”. Gülelim mi ağlayalım mı, eleştirelim mi! Yeniçağ olarak zaten hep öteki kaldığımız için, her makul ve mantıklı gerekçeyi aldık, kabul ettik.  Dostlar kendi istekleri ile uzak oldu. Düşmanlar zaten hep yakınımızdaydı! Ama içimizi cız ettiren şu yandaş ve paralel medya çalışanlarının halleri oldu. Cuma yemeklerinde bir araya gelen, Balyoz ve Ümraniye davalarında üst perdeden konuşanlar, birbirlerine sır verenler ve  “Her sır açığa çıkmak için vaktini bekler”  sözünü anımsayanların durumu vahim. O vahim olaylardan biri de AB Parlamentosu Türkiye Raportörü Kate Piri’nin TBMM ziyareti sırasında yaşandı. Piri, siyasi partilerle görüşerek başta ihanet süreci olmak üzere Türkiye’deki siyasal gelişmeler hakkında görüş ve yaklaşımlarını dinledi. CHP ile yaptığı görüşmenin ardından Piri, dışarı çıkmadan mikrofonlar hazırlandı. Salonun kapısında herkes kendine uygun konuşlandı. Kalabalık olmaması için bir muhabir birkaç mikrofonu eline aldı. Tam da o sırada küçük bir detay dikkati çekti. Detay küçük ama telaş büyük oldu. Çünkü Samanyolu TV ile TRT’nin mikrofonları yan yana gelmişti.  Hemen araya üçüncü bir mikrofon konuldu. Ancak görüldü ki araya giren mikrofon Kanaltürk’ündü. Muhabirleri yine bir telaş aldı, sorun TGRT Haber’in mikrofonu araya sokularak çözüldü.


17 kişilik çalışan lider
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bütçe Yasa  Tasarısı’na yaptığı eleştiriler büyük ilgi gördü. CHP milletvekillerinin sohbetlerinde, etkili konuşmanın hazırlanış tarzı merak edildi. Bu konuda bir çok fikir ileri sürüldü. Konuşmayı hazırlayan bir ekibin olduğu yönünde düşünceler dillendirildi. Ancak CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin  anlatınca gerçek ortaya çıktı. Tekin, konuşmanın ekip değil Kılıçdaroğlu’nu tarafından kaleme alındığını belirterek, biraz da vekillere sitemkar konuştu: “Genel başkan günde neredeyse 4 saat uyuyor. ’16 genel başkan yardımcısı var bırak biraz da onlar çalışsın’ diye kendisine söylüyorum yine de kendisi çok sıkı çalışmaya devam ediyor. ’Onlar da çalışıyor, ben de çalışıyorum’diyor. Kılıçdaroğlu 17 kişilik çalışıyor. Akşamları eve gidiyor bu yetmiyor bir de tek tek milletvekilleri ile telefon sohbeti kimse genel başkanı rahat bırakmıyor ancak büyük bir saygı ve itina ile dinliyor”.
Tekin’in bu sözlerinin ardından söz alan bazı milletvekilleri ise,  “Yahu ben de dün akşam aradım secim bölgemdeki sorunlarla ilgili olarak tam 45 dakika konuştum. Bütçe konuşmasını da soracaktım ama ayıp olur diye sormadım alınmaz değil mi”  deyince Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Arkadaşlar ben örnek veriyorum genel başkanımızı aramayın demiyorum ama gerçekten çok çalışıyor. Bir örnek daha vereyim. Geçen gün eve tam saat 02.00’de de bıraktım. Ankara’da bir toplantıya katılacağız Sabah 06.00’da görüşürüz deyince şaşırdım. Tam vaktinde gittim evine kapıyı çaldım. Elinde 4 dosya ile çıktı, ’haydi hazırım gidiyoruz’ Ne zaman vakit buldun da 4 dosya hazırladın diye soracaktım, vazgeçtim. Kılıçdaroğlu böyle çalışıyor. Ben artık bunun üstüne bir şey söylemedim.”

Ya eski vekil olursak!..
Cumhurbaşkanı ve ailesi hakkında attığı tivitlerden  sonra tutuklanan eski AKP Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran’ın başına gelenler milletvekillerini korkuttu. CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ile birlikte bir grup  milletvekili eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile TBMM kulisinde bir araya gelince bu konuyu ele aldı. Yılmaz, görüşmede Baykal’a ’İşbaşaran’ın durumu ile ilgili girişim de bulunmak istiyorum uygun mu’diye sorunca Baykal,  “hukuki açıdan uygun olur” yanıtını verdi.  Yılmaz, İşbaşaran’ın başına gelenleri herkesin yaşayabileceğini belirterek şöyle konuştu: “Eski milletvekili olunca böyle bir olay başımıza gelebilir. Kendi milletvekilini umursamayan bir iktidar var. Bir tivit atılıyor kaldı ki kendisi sahte hesap olduğunu söylemesine rağmen zorla alınıp sorguya götürülüyor ve tutuklanıyor. Ardından da hakkında bir linç kampanyası başlatılıyor. Ben bunu önümüzdeki günlerde Parlamenterler Birliği ile görüşüp ne yapılması gerekiyorsa yapalım diyeceğim. Bunun üzerine gitmemiz gerekiyor.”