RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK
Alan Paşa’dan BDP’lilere hodri meydan

MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, Sincan Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra TBMM’de yemin ederek görevine başladı. Yeminden sonra Eşi Nevin, kızları Tülin ve Pelin Alan ile TBMM’nin muhalefet kulisine bakan bahçesinde dostları ile bir süre sohbet eden Alan’ı burada Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal yalnız bırakmadı. Balyoz Davası sanıkları ile hatıra fotoğrafı çektiren Alan, fırsat bulduğunda eşi ile de şakalaştı.
Cezaevindeki günlerinin çok düzenli geçtiğini ve spor yapmaya, kitap okumaya zaman bulduğunu anlatan Alan, tahliyeden sonra düzeninin alt üst olduğunu söyledi.
Bu sözleri duyan Nevin Alan, eşinin cezaevinde bazı alışkanlıklar edindiğini, sabah saat 06.00’da uyandığını, kalkar kalkmaz da “Sayım var, sayım var”  diye bağırmaya başladığını söyledi. 
Bu arada Nevin Hanım, sözü yemin törenine getirerek  “BDP’liler salonda yoktu”  deyince Alan Paşa, “Onlar dağa alışkınlar, gelsinler dağlarda yemin edeyim”  deyiverdi.
Öte yandan Alan’ın hafızası da sohbette bulunanları şaşırttı. Alan’ı kutlayanlar arasında CHP Bursa Milletvekili Kemal Ekinci de vardı. Ekinci  “Beni anımsamazsınız”  diyerek Paşa’ya kendini tanıttı.
Alan Paşa,  “Nasıl tanımam”  diyerek karşılık verdikten sonra, “Silivri Cezaevi’ne ziyaretime gelmiştiniz”  dedi.
Ardından da yasak alanda birlikte içtikleri sigaranın markasından uzunluğuna kadar bir çırpıda sayıp döktü.    


Bebek katilinin kitapları zaten TBMM’de 
Bebek katili Abdullah Öcalan’ın  “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)”  kitabının basılıp, dağıtılmasına Anayasa Mahkemesi tarafından izin verildi.
Karar üzerine haliyle lehte, aleyhte görüş bildirenler oldu. Lehte konuşanlar, özgürlükten(!) dem vurdu.
Oysa ’bebek katili’Öcalan’ın  “kitapları”  çoktan TBMM Kütüphanesi’ne girmişti. Kütüphanede bulunan kitaplardan ilki  “PKK’nın 4. Kongresi’ne Sunulan Politik Rapor”  ikincisi de yine  “PKK’nın 5. Kongresi’ne Sunulan Politik rapor”  üçüncüsü 1999 tarihli “Kürt Sorununa Demokratik Çözüm Bildirgesi” ve dördüncüsü de 2003 yılı baskısı “Özgür İnsan Savunması”  adlarını taşıyor.
Gelelim Öcalan’ın Meclis Kütüphanesi’nde bulunan diğer kitaplarına.   “12 Eylül Faşizmi ve PKK Direnişi”  adlı kitabında ’bebek katili’terör örgütünü nasıl kurduğunu ballandıra ballandıra anlatıyor.
Mesela bir de  “Tasfiyeciliğin Tasfiyesi” adlı kitabı var Öcalan’ın.  Aralarında örgütün kurucularının bulunduğu 10 binden fazla kişiyi kendi jargonlarınla  “taşaltı”  ettikleri yani akıl almaz işkencelerle yok ettiklerini yazıyor bunda da.
“Kürdistan’da İşbirlikçilik-İhanet ve Devrimci Direniş”  adlı kitabı da diğerlerinden aşağı kalır değil. Çoluk çocuk katlettirdiği korucuları anlatıyor.  “Kümeste bir tavuk bile bırakmayın”  talimatını öve öve bitiremiyor.


Zamanlama manidar
Hükümet,  “paralel yapı” ,  “cemaat” derken, ilgisini(!) yine Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yöneltti. Tam da Yüksek Askeri Şura öncesi TSK’da  “Paralel yapı var”  diye yandaş medyada yayınlar başladı.
İddialara göre; bu yapıyı da Erdoğan’ın özel hafiye  “ekip” i ortaya çıkardı. Hem de öyle böyle değil tam üç ay çalıştılar. Sonunda da  “Paralel yapı” yı elleriyle koymuş gibi buldular. Askerler şaşkına döndü. Düne kadar cemaat tarafından hedef tahtasına oturtulan, hırpalanan, tartaklanan TSK’ya şimdi de hükümet yükleniyordu. Üstelik ortada bir “ekip”  vardı ama asker bu ekibin Başbakanlık İstihbarat Dairesi mi yoksa Milli İstihbarat Teşkilatı’nın mı kurduğunu o kadar olanağa rağmen bir türlü çözemedi.
TSK, yeni bir  “kumpas”  ile karşı karşıya. Bunda herkes hemfikir. 


MHP’den CHP’ye çatı aday ablukası
CHP’li milletvekillerinden Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına soğuk bakanları ikna etmek de MHP’lilere düştü.
MHP’de ılımlı, uzlaşmacı kimlikleriyle öne çıkan Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz ve Kütahya Milletvekili Alim Işık, özellikle İhsanoğlu için imza vermeyen CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş’ü ikna etmek için saatlerce dil döktü. Ümit Özgümüş, sık sık  “Bana iş hayatında babamdan bir tek ismi miras kaldı bu nedenle CHP’nin de ilkeleri önemlidir. Eğer ilkelerimizi yok sayarak bu adayı imzalarsak yarın çocuklarımızın, torunlarımızın önüne bu imzaları koyarlar. Boynu bükük mü gezsinler imza atmam”  dedikçe devreye MHP’li Alim Işık girdi. Işık, akademisyen kimliğiyle de TBMM’de tanınan bir isim. Özgümüş’ün yanına gidip,  “Ümit Bey sen bizim ağabeyimizsin. Anlaşırız. Burada söz konusu olan parti kimliklerinin reddedilmesi değildir. Bu adayı uzlaşmayla belirledik. Gösterilecek en makul aday. AKP’nin adayı karşısında bilgili, görgüsüyle, kültürüyle çok rahat oy alacaktır. Sen endişelenme, acele de etme. Biz bu konuda anlaşırız”  sözleriyle iknaya çalıştı. Ancak Özgümüş hafta boyunca ikna olmadı. Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz ise  “Zamana ihtiyaç var. CHP’li arkadaşlar da ikna olur. Sorun yok” diye konuşurken  “gönüllerini almak için imza attınız mı” sorusuna “düşünüyorum”  diyerek esprili cevap bile verdi.