Sabreden derviş!..

Siyaset duayenleri hep vurgu yapar siyasetin uzun solukluluğuna; ve derler ki "siyaset sabır işidir"... Yaşayanı da yapanı da bu gerçekliği iyi bilir!..

Sabır ile ilgili hayatımızın normal akışına mal olmuş çok güzel ata sözlerimiz vardır;

Sabır acı ise de meyvesi tatlıdır.

Sabrın sonu selamettir.

Sabır ile koruk helva olur, dut yaprağı atlas.

 AKP'de dün hep beraber gördük malumun ilanını!.. Binali Yıldırım, Genel Başkanlığa atandı saray tarafından. Buraya da ünlü ata sözümüz cuk oturdu;

 Tekkeyi bekleyen çorbayı içer!..

Sizleri, biraz geriye götüreceğim. Ahmet Davutoğlu'nun Genel Başkan atandığı  21 Ağustos 2014 tarihine. Binali Yıldırım'ın derin kırıklık yaşadığı o günlere... R. Erdoğan, Ahmet Davutoğlu'nu elinden tutarak Genel Başkan olarak soktuğu Genel Merkezdeki o salonda herkesin gözleri Binali Yıldırım'ı aramıştı. Fakat o, salonda yoktu. Gelmemişti, protesto etmişti. Yakın çevresinden (!) büyük tepki sesleri geliyordu onun adına. Ertesi gün basın toplantısı yapacağı haberi bomba gibi düşmüştü siyaset kulislerine. "Binali Yıldırım istifa edecek" söylentileri AKP cenahını allak bullak etmişti. Çok sıkıntılı bir gece geçirilmişti. R. Erdoğan devreye bizzat girmiş, duygusal ikna yollarının hepsi devreye sokulmuştu. Güç bela istifa mektubu yırtılmıştı Binali Yıldırım'ın. Yıldırım'ın son kararında Erdoğan'ın "sıranı bekle" sözü çok etkili olmuştu. Kamuoyu, 22 Ağustos sabahı Binali Yıldırım'ın basın toplantısını heyecanla beklerken o çıkıp herkesi ters köşe yapan şu açıklamayı yapmıştı;

"Bugüne kadar partim içerisinde bir göreve talip olmadım... Farklı amaç ve niyet aramak isteyenler, AK Parti içine nifak sokmak isteyenler maalesef bu sefer de elleri boş dönmüştür."

Daha sonraki siyaset maratonunda Binali Yıldırım ile Ahmet Davutoğlu arasında yaşanan itiş kakışları ve krizlerin bir kısmını ADSIZ'dan takip ettiniz.

Biraz daha yakın tarihe geleceğim. 29 Nisan saray darbesinin ardından Genel Başkan toto oynanırken, R.Erdoğan 6 Mayıs Cuma günü Eyüp Sultan Camii'nde Cuma namazını Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile birlikte kılmıştı. Namaz çıkışı makam aracına Kurtulmuş'u alınca AKP kulisleri "Genel Başkan Kurtulmuş mu oluyor" diye dalgalanmıştı. Numan Kurtulmuş'un HAS partiye kilidi vurup, AKP'ye iltihak etmesindeki gerçek nedenin "Erdoğan'ın kendisinden sonra genel başkanlık sözü vermesi" olduğu AKP'de kabul olan gerçektir. Bu, Kurtulmuş ve yakın çevresi tarafından da sık sık dile getirilir, hayal kırıklıkları ile birlikte. İşte 6 Mayıs'tan bugüne makam arabasında geçen ve ihtiyaten beklettiğim bir kulisi yazmanın sırası geldi. Erdoğan, kararının Binali Yıldırım olduğunu açıkladıktan sonra sitem eden Numan Kurtulmuş'a da 21 Ağustos 2014 gecesinde Yıldırım'a kurduğu cümlenin aynısı kullanır, "Sıranızı bekleyin Numan bey!.."

HAS partide siyaset sabrı gösteremeyen Kurtulmuş herhalde ikna olmuş ki dün yeni atamanın yapıldığı AKP Genel Merkez salonunda kendisine ayrılan koltukta oturuyordu. Fakat millî görüş kökenlerinin homurtuları da AKP kulislerinde duyuluyordu. Salon demişken; televizyon ekranlarından izlediğim kadarıyla dikkatimi çeken bazı karelere de girmek isterim;

Kardeşlik mavralarının egemen olduğu iktidar partisinde dünkü atama töreninde Ahmet Davutoğlu'nun koltuğu boştu. Ahmet Hoca törene katılmamıştı. Kendisine en yakın isim olan Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ile Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in de salonda olmayışı 22 Mayıs sonrası yeni kurulacak kabine hakkında önemli fikir vermeye yetti. Binali Yıldırım'ın en ön sırada oturduğu koltuğun tam arkasında damat Berat Albayrak'ın yanında ise kara kutu Efkan Ala'nın oturması herhalde bir rastlantıdan ibaret değildi!.. Erdoğan'ın kişiye özel başkanlık planlamaları çerçevesinde safların ne kadar sıkı tutulduğu kare kare anlatılmaya çalışıldı. Hele hele başta Ömer Çelik olmak üzere Binali Yıldırım'ın konuşmasına da hakim olan lidere bağlılık temalı yağlama yıkamalar!.. Ahmet Hoca da atamasının yapıldığı ilk gün "paralelle mücadele diyip benzerini yapmamış mıydı" diye haklı olarak soracaksınız. AKP tekerrür den mi ibaret?.. Numan Kurtulmuş'a sıra ne zaman gelir veya gelir mi?.. Sabredip göreceğiz. 

Sabırla ilgili atasözleri ile başlamıştık yazıya, ünlü bir deyişimizle bitirmek isterdim. İntikam ile ilgili.!.. Fakat, bizim yazı işleri bu gibi durumlarda biraz hassas davranıp altın makas kuralını işletiyor. Anladınız siz onu!..

Yazarın Diğer Yazıları