Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Şahin bakışıyla indi Anadolu'ya

Bir On Kasım daha geçti, yokluğun yüreğimde ve yüreklerde büyük hasret, seni özlemle anıyor ve arıyoruz. Daha nice On Kasımlar böyle geçecek... Senin var ettiklerin, öğrettiklerin ve eserlerinle dopdolu ama sensiz.  Cumhuriyet’le birlikte doğan çocukların yaşlandılar bugün. Ülkeni emanet ettiğin nesil, emanetini torunlarına devretti. Seninle büyüdük hep senin ülkün ve ilkelerinle yoruldu ruhumuz, yüreğimize görmediğimiz yüzünün resmini çizdik resimlerine bakıp, yüzlerce kitap okuduk sarı başlıklar, mavi gökyüzü üstüne, büyüdün, büyüdün gözbebeklerimizde. Özgürlük, bağımsızlık savaşının büyük kumandanı, aydınlık yarınların mimarı, hür iradenin Mustafa Kemal’i. Her canlının ölümlü olduğu bir âlemde sen ölümsüz düşüncelerin sahibi olarak kalplerde daima yaşayacaksın.

Senin seçkin kişiliğini kısa ve öz cümlelerle bir bütün halinde özetlemek gerekirse; Türk ve dünya tarihine isim bırakan dahi bir komutan olarak doğduğunu, bir milletin kurucusu ve milli kahramanı olarak yaşadığını ve ölümsüz düşüncelerinle hâlâ diri olmakla birlikte, büyük bir insan olarak dualarla ebediyete göç ettiğini söylemek gerekir.

Kısa zamanda başardığın devrimlerinin sadece Türk insanına değil, tüm dünya milletlerine özellikle de mazlum milletlere meşale olması, bizler için gurur verici ve bir o kadar da düşündürücüdür. Nedense sevinç ve hüsranlarımın birbiri içerisinde yarıştığı yarınlarından kaygılı ruhum, özellikle de şu son zamanlarda kararsız ve teslimiyetçi bir takım politikaların izlendiğini düşündüğüm ülkemizde, ona duyduğum sonsuz özlemi tarif etmeye yetmemekle birlikte öylesi güçlü bir resmi özlüyor özlüyorum.

Hafızalarımızı geçmişle buluşturalım ve hatırlayalım. Mustafa Kemal 1919’da Samsun’a çıktığı zaman Anadolu, türlü yokluklar içinde boğuşuyordu... Atatürk’ün en büyük vasfı olan inkılâpçılığı tarih kitaplarında yer eden şu özel sözleriyle beyninde şekil bulmuş ve o kararını vermişti. Sizlerle paylaşmak istiyorum. Dediler ki;
“Düşmanla nasıl savaşabiliriz? Ordumuz yok!”
Mustafa Kemal “Kurulur”  dedi.
İyi ama asker gerek, para gerek.
“Bulunur.”  Diyelim bu parayı bulduk. Düşmanlarımız bizden hem güçlü hem de pek çok.  “Yenilir!”  İşte bu üç kelimenin kararlı ve kesin söyleminde Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri o anda atılmıştı çoktan.

“İnkılâplar bir insanın ömrüne sığmaz. Bazen milletin ömrü bile buna yetişmez. Türk milleti gibi tarihi, tarihle başlayan bir milletin inkılâpçılık vasfı ebedidir. Ben ancak kendi ömrüme sığanları başaracağım. Muakıblarım (takip edenler) zamanlarının gerektirdiği devrimleri başaracaktır. Ve böylece sürüp gidecektir.” Millet Dergisi’nden Cemal Kutay’ın anılarından aktardığım bu sözleri, onun inkılâpçı kimliğini ve üstün vasıflarını bir kez daha hatırlamak bakımından çok önemlidir. Manevi huzurunda saygıyla eğildiğim milyonların kahramanı sarı saçlı, mavi gözlü özel insan... Seni asla unutmayacağız... “Ne Mutlu Türk’üm diyene.” Ruhun şad olsun!
Mustafa Kemal’im
Şahin bakışıyla indi Anadolu’ya
Nefesi rüzgârları kesiyordu
Yüreğinde bir milletin yazgısını çiziyordu
Pençeleriyle sahiplenmişti yurdunu
 “Bu Benim Vatanım ” diyordu.
Sınırları çizdiği ufukta “istikbal bizim” diye
haykırıyordu.
Başı dimdikti, gözleri kurşuni mavi...
O bir milletin uyanışının ilk hali...
O ay yıldızın resmi...
O isimsiz dahi...
Her gönülde yatan yüce asker.
O Karadeniz, O Marmara, O yüreklerde
hırçın dalga...
O Mustafa Kemal’in ilk hali.
Öptü, Okşadı, Selamladı Hilâli!
Şiir- Serap Besimoğlu

Yazarın Diğer Yazıları