Sakalını uzatıyor IŞİD'ci, kestiriyorlar PYD'ci oluyorlar

Sakalını uzatıyor IŞİD'ci, kestiriyorlar PYD'ci oluyorlar
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Suriye'deki terör unsurları ile ilgili olarak, 'Sakalını uzattırıyorlar IŞİD’ci oluyor, kestiyorlar, taşıyorlar PYD’ci oluyor' dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, Tokat Milletvekilleri Zeyid Aslan, Celil Göçer, Coşkun Çakır ve 18 ilin AKP belediye başkanlarının katılımıyla Tokat'ta gerçekleştirilen Ak Belediyeler 2019 yolunda Karadeniz Bölge Toplantısı'na katıldı.

'BUNLAR PROJE ÖRGÜT'

Şimdilerde IŞİD diye bir bela olduğunu, Güya bütün batı ve Amerika'nın da IŞİD ile mücadele ediyor göründüklerini söyleyen Bakan Özhaseki şöyle devam etti: 

''Nedir bu IŞİD? Çok net söylüyorum proje bir örgüt. Koydular oraya, onu bahane ederek toplandılar oraya. Sakalını uzattırıyorlar IŞİD’ci oluyor. Kesiyorlar, taşıyorlar, öbür tarafta götürüyorlar PYD’ci oluyor. Ve orada varlar şimdi. Sormayacak mıyız, niye varsınız burada? Soruyoruz elbette ki; geçmişiniz mi var bu ülkelerle sizin. Sınırınız mı var, tarihiniz mi var, akrabalığınız mı var? Niye buradasınız? 10 bin kilometre öteden niye geldiniz siz buraya. Elbette sorguluyoruz şimdi. Sonra niye bölmeye uğraşıyorsunuz? Asrın başında zaten cetvellerle böldünüz bu coğrafyayı. Kendiniz bir arada durmak için çırpınıyorsunuz. Avrupa Birliği 28 ülke birçok federasyon var içinde, din var, mezhep var, ırk var. Ama ayrılmamak için çırpınıyorlar. Katalanlar, 'bizim size ihtiyacımız yok, azıcık kenarda duracağız' dedikleri zaman, bütün Avrupa ayağa kalktı. Peki burayı niye bölmeye uğraşıyorsunuz siz ya. Bırakın ülke ülke bölmeyi, şehir şehir bölüyorsunuz artık. Elbette bunu sorguluyoruz. Efendim, insan haklarını geliştirmek için geldik. Demokrasiyi inşa etmek için geldik. Yapma ya! O kadar mı bizi akıldan noksan sanıyorsunuz. Nereye gittiniz de demokrasi geldi. Afganistan’a mı geldi, Libya’ya mı geldi, Irak’a mı geldi. Kan götürdünüz, gözyaşı götürdünüz, zulüm götürdünüz, orada ayrılık, parçalanma götürdünüz. Bunları ciddi olarak sorguladığımız günlerdeyiz. İnsan kavgaya girdiği zaman biraz kendine güvenecek, biraz da arkası güçlü olacak. Eğer bu yoksa işiniz zor. O zaman öyle bir ortamda hem kendi ülkesinin çıkarları için, hem de bütün mazlumların sesi olmuş Türkiye’nin bu noktada doğrusu dimdik ayakta olması, birlik olması icap ediyor. Hepimize iş düşüyor. Liderimiz orada, tabi ki bildiklerini söylüyor. Dimdik ayakta durarak mücadelesini sürdürüyor. Bizler de geride elbette üzerimize düşeni yapmak zorundayız.''