Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Sanat desteksiz olmaz!

Sevgili okuyucularım, sanatın içinde bir insan olarak özellikle çevremde sesli düşünülen son günlerdeki bazı söylemleri ben de sizlere aktarmak ve paylaşmak adına sütunuma taşımak istedim.

Bu söylentiler nemiydi? Devletin sanatçılarının başka kurum ve kuruluşlara devir edilmek istenmesi... Önceki yönetimler zamanında da sık sık gündeme gelen bu konunun tekrar gündeme taşınması üzücü bence. Çünkü devletin desteği olmadan hiçbir sanat kurumu ayakta kalamaz yıkılır. Normal şartlarda devlet, özel sanat topluluklarına dahi yardım ederken, (Ör. Özel tiyatrolar) festivaller, sinema vb.. kendi bünyesindeki sanat kurumlarını başka kurumlara devretmesi gerçek sanatı ve sanatçıyı sekteye uğratır mı? diye düşünüyorum. Kanımca uğratır. Çünkü devlet desteği olmadan ayakta kalmaya çalışan sanat kurumları ilkelerinden büyük tavizler vermeye mecbur kalacaklardır. Büyük prodüksiyonlardan, eğitici ve öğretici oyunlardan uzaklaşıp, sanatsal değeri yüksek olan eserler yerine, daha çok eğlendirmeye ve para kazanmaya dönük projeler sergilemek zorunda kalınacaktır. Ayrıca bünyelerinde çok az kadro barındırmak durumunda olacaklardır.

Oysa ki bir ülkenin medeniyet seviyesi o ülkenin sanat dallarının çeşitliliğine, o sanat dallarının kalitesine ve devamlılığına bakılarak anlaşılır. Bu, dünyanın her yerinde böyledir. Gerçek sanatı korumak ve kaliteyi düşürmemek adına. Çünkü sanatkâr yaptığı işle sahip olduğu kültürel değerlere hizmet eder.

Özellikle de yaşlı sanatçıların, genç sanatçıların önünde birer engel olarak görülmesi şeklindeki söylemlerin, sanat adına çok incitici olduğu da bir gerçektir. Sanat duyarlılığının en üst seviyeye çıktığı noktada, gerçek sanat olur. Nitelikli sanatta bilgi ve duygu eşdeğer olmalıdır. Bu da yılların tecrübesi ve donanımıyla alâkalıdır. Sanatçı kolay yetişmez. Sanatçılar yaşlandıkça yaptıkları işle daha çok buluşur, tecrübe ve yetenekleri birleşerek her bakımdan olgunlaşıp imbikten süzülen bal misali damakta lezzet bırakan çalışmalara imza atarlar. Peki, yaşlı sanatçılarımızı ne yapacağız? Onların rollerini sakal bıyık takarak gençler mi oynayacak?  “Tecrübenize rağmen işe yaramazsınız” mı diyeceğiz. Dünyanın her yerinde yaşlı sanatçılardan azami şeki de yararlanılırken, usta-çırak ilişkisine en iyi örnek olan sanatta gençlerin önünde iyi birer örnek olarak ustalar kalmasın mı? Unutmamak gerekir ki; ustalar olmasa gençleri kim yetiştirecek ya da gençler kimi örnek alacak, kendinden yaşça büyük bir aktör ya da aktrisle oynayan sanatçının sahne tecrübesi kitaptakiyle aynı mıdır? Hem teori, hem pratik, sanatın olmazsa olmazlarıdır. Bu değerler olmazsa acaba sanat olur mu? Belki olur diyen de çıkacaktır, ama sanat gerçek yerinde olur mu? Olmaz... Olamaz... Yaşlı sanatçılar gençlerin önünde engel değil, onları taşıyan lokomotif olurlar. Bugün ekonomik olarak sıkıntı içerisinde olan devletin, sanatçılarını bir de manevi olarak üzmemek gerekir diye düşünüyorum. Sanatsız kalmayınız!

Yazarın Diğer Yazıları