Sansürcü Başkan istenmeyen adam
CHP Grup Başkanvekilleri Levent Gök, Engin Altay ve Akif Hamzaçebi imzasıyla TBMM Başkanlığı’na gönderilen yazıda, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, eski AB Bakanı Egemen Bağış ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’la ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü’nün komisyon üyeliğinin sona erdirilmesi istendi. Yazıda TBMM iç tüzüğünün 109. maddesine işaret edilerek, “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na göre hakimlerin davaya bakmasına veya karara katılmasına engel oluşturacak durumlarda bulunan, Meclis soruşturma önergesini veren veya daha önce TBMM’de ya da dışında bu konudaki görüşünü açıklamış milletvekilleri, bu komisyona seçilemez” hükmü hatırlatıldı. Yazıda şunlar kaydedildi: “Sayın Köylü, anılan dilekçede yazılı gerekçelerde belirtildiği gibi komisyon üyeleri için TBMM iç tüzüğünün 109. maddesinde öngörülen koşulları yitirmiştir. Usulde paralellik ilkesi uyarınca sayın Köylü’nün komisyon üyeliğinin sona erdirilmesi için başlatılmasını arz ve talep ederiz.” TBMM Başkanlığı’na ayrıca yazıyla birlikte komisyonun CHP’li 4 üyesinin Köylü’nün çekilmesi talebini içeren önceki günkü başvuru dilekçesi de iletildi.
Hesap verecekler
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ise “Hiçbir sansürün gerçeklerin üstünü örtemeyeceğini” ileri sürdü. Koç, “Günü geldiğinde AKP’li bakanlar da onların arkasındaki siyasi iradeyi temsil edenler de hesap verecektir ki, o gün çok uzak değildir” dedi. Meclis çalışmalarına ilişkin bir tasarrufun ancak TBMM Genel Kurulu kararıyla alınabileceğini vurgulayan Koç, mahkeme kararının “yok hükmünde” olduğunu iddia etti. “Meclis çalışmalarına yönelik bir sansürün anayasa aykırı” olduğunu öne süren Koç şunları kaydetti:
Bu bile bir itiraftır
“Bizim hukuk sistemimiz düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini Anayasal teminatı altına almıştır. Komisyon çalışmaları hakkında alınan karar, uluslararası evrensel hukuk kurallarına da aykırıdır. Meclis’in çalışmaları mahkemelerce denetlenemez. Bir Meclis komisyonunun bu çerçevede mahkemeye başvurmasının da hukuki bir dayanağı yoktur. Bu girişimi yapan AKP’li komisyon başkanı derhal yarattığı skandalın siyasi gereğini yapmalıdır. Tüm bu girişimlerin aslında hem sosyolojik hem de siyasi anlamda bir şeyi ortaya koyuyor: AKP, devleti soyarken suç üstü yakalanmıştır. Şimdi bunun görülmemesi, kayıtlara geçmemesi için her türlü hukuksuzluğa başvuruyor. Ancak hiçbir sansür gerçeklerin üzerini örtemez. Bakın, eski bakanlardan sayın Bayraktar komisyonda kendisine sorulan 60 sorunun hiçbirine yanıt veremiyor. Bu bile başlı başına bir itiraftır.”
