Şarlo'nun adı yok pantolonu var

GQ'nün "Men of the year" ismini verdiği ödülleri özel geceyle sahiplerini buldu. Katılımcılar ünlü, NTV'deki yansımaları iyiydi. İzlerken bir takım konularda ne kadar cahil kaldığımı anladım. Örneğin "Still Sahibi" ilan edilen Kaan Bergsen'i tanımıyorum. Derginin bayan yönetmeni Zeynep Üner'i ilk defa gördüm. "İpli tuvaleti"ni de. Üst tarafında engebe olmadığı için ortaya koyacak bir şeyi yoktu. Böylece bu giysiyi taşırken fazla zorlandığını zannetmiyorum. Beren Saat'in şifon paroeyle örtülmüş siyah bikinisine fena takıldım. Yaratıcısı(!)na övgüler yağdırmasını şaşkınlıkla izledim. Uzun süredir giyilen yüksek ısıda çekmiş gibi duran pantolonu ise felaket. Bana hep Şarlo'yu -Charlie Chaplin- hatırlatmakta. Bunun neresi moda?

Ödül dağıtıcılara da dikkat ettim. Önemli rolleri Cem Yılmaz ile Yılmaz Erdoğan üstlenmişti. Nedendir bilmem ben Cem'e tebessüm edemiyorum. "Söylediklerine kahkaha atmasından" olsa gerek. "Kendin pişir, kendin ye" cinsinden.

Grubun Medya Başkanı Erman Yerdelen'in ödül verdiği ismi görünce şaşırmadım; Cansu Dere. Bu kız müthiş fiziğine, oyun gücünü de ekledi. Başarısının taçlanmasını hak edenlerden.

Galatasaraylı Sneijder ve Kıvanç Tatlıtuğ paslaşması güzeldi. Dostluğu pekiştirdi. Hollandalı futbolcu hiçbir yere gitmez. Türkiye'ye yerleşir. Yolanthe Yenge de dünden razı.

Gecenin en başarılısını atlamayayım; Simge Fıstıkoğlu. İlk defa, pırasa püskülünü andıran "at kuyruklu" olarak görmedim. İlave "ense topuzu" havasını değiştirmişti. Sunumu mükemmeldi. NTV'de başladığı günlerde onun için yazdıklarımı kısaca hatırlatmak istiyorum:

"Fıstıkoğlu'nu kim transfer ettiyse kutluyorum. Her telden çalıyor. Bu kız atlet komple çıktı".

***

Tespitler

Bu aralar az görünüyor ama Cüneyt Özdemir'i izlediğimde TGC başkanlarından merhum Nail Güreli'yi hatırlıyorum. Hüseyin Movit'in her telefon edişinde söylediği sözleri; "Yine neyi yanlış yazdım?". Cüneyt'e söyleyeceklerim bu defa iyi şeyler. 5N1K'nın "Dünya Raporu"na dönüşmüş halini beğeniyorum. Sinema ve müzik dünyasındaki gelişmeleri güzel işliyor. Donald Trump cephesinden başlayıp ABD ile Rusya arasındaki Casuslar Savaşını ele alışı güzeldi. Sadece Türkiye'nin Güneyde cephe açışını biraz hafife aldı.

CNNTÜRK'te diğer başarılıysa Deniz Bayramoğlu. Doğrudan vatandaşı ilgilendiren konuları yakalıyor. Konuklarını iyi seçiyor. Ahmet Hakan'dan Şirin Payzın'a kadar herkesi solladı gitti. Yeri geldi, A. Hakan Coşkun'daki en büyük arızayı belirteyim. Ne giyse emanet gibi. Kravat takacaksa mutlaka kırmızının tonlarını kullanmalı. Gömlekle gözükecekse, yakası düğmelileri tercih etmeli. Ancak bir an önce karar vermeli. Galiba en sağlamı kendisine bir "imagemaker" bulması!

***

Eski-yeni akım

FURYA: Ekranlarda yeni moda minikler. Barış Manço'nun yıllar önce başlattığı akım yeniden alevlendi. TV-8 başı çekti. İzlenme payını fark eden Show TV onu takip etti. Gördüğüm kadarıyla "Çocuktan Al Haberi" önde. Tehlikeli taraf zeki çocuklar değil şımartılanlar. Stüdyodaki annelerin tutum ve davranışları alarm veriyor. Konuşmalar ve tavırlar "şeyinde boncuk bulmuş" gibi. Şimdilik iyi gidiyor ama, yaşlar büyüdükçe durum bozulabilir.

...

ÖZEL NOT:

1919-1920 belgeselinin DVD'leri de çıktı. Taha Akyol'un olağanüstü çalışması 3 bölüm halinde. Toplam 448 dakikanızı ayırırsanız "Bir Milletin Küllerinden Doğuş Öyküsü"nü yaşarsınız. Vatan sevgisi olan herkese tavsiye ediyorum. Vefalı dost Akyol'u da bir kez daha tebrik ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları