Şartlar buyken "dolar" aşağıya inmez!

Ülkece hepimiz aynı şekilde yakınıyoruz: Her şeyin fiyatı arttı! Sebebi belli, her ne kadar Türk Lirası üzerinden maaş alsak da, dolar üzerinden harcama yapıyoruz. Bu minvalde gelirimiz ise, dolar karşısında adeta eriyor!

Doğal gaz faturasından, benzin, bakliyat fiyatlarına kadar her yerde hissettiriyor yükselen dolar kendini.

Dün bu yazıyı yazdığım öğlen saatlerinde dolar/ TL 4.32; Euro/ TL 5.17 idi.

Çok değil, oysa daha düne kadar dolar 4 olur mu, Euro 5'i bulur mu diyorduk.

Hükümetin geçen yılın sonunda açıkladığı Orta Vadeli Program'a göre de dolar 2018 yılında 3.73 TL, 2019 yılında 3.92 TL, 2020 yılında ise 4.02 TL olarak hesaplanmıştı, ama hükümetteki hesap çarşıya uymadı.

Bu hesaplamalara başta itimat eden vatandaş, şimdi dövizin çıkabileceği değerle ilgili tahminde bile bulunamıyor, çünkü toplamda son 4 yıldaki yükseliş hesapları fena halde bozdu...

Şöyle ki...

Mayıs 2014 dolar kuru 2,07 TL.

Mayıs 2015 dolar kuru 2,61 TL.

Mayıs 2016 dolar kuru 2,95 TL.

Mayıs 2017 dolar kuru 3,55 TL.

Mayıs 2018 dolar kuru ise 4,32 TL.

(Veriler her yıl 14 Mayıs tarihi üzerinden karşılaştırılmıştır.)

Dolar kurunda, son dört yılda yüzde 208 artış yaşanmış.

Paramızın hiç değeri kalmadı. Yalnız dolar değil, Euro da büyük yükselişte.

Mayıs 2014 Euro kuru 2,84 TL.

Mayıs 2018 Euro kuru 5,17 TL.

Türkiye'de orta halli, hatta ortalamanın çok üzerindeki yaşam süren bir vatandaş, Avrupa ülkelerinden birine gittiğinde Avrupa standartlarının aşağısında bir yaşam sürüyor.

Belki biliyorsunuzdur... "Simit Sarayı" Londra'da birçok yere açıldı. Simit 1.85 sterlinden, su 0.65 sterlinden satılıyor. Simit+su 2.5 sterlin, yani 14.6 TL. Londralı için bu fiyat normal elbet. Fakirleşen biziz...

Uluslararası piyasalarda yüksek işlem hacmine sahip 6 ülkenin para birimindeki değişim üzerinden doların değeri inip çıkıyor. En yüksek ağırlık Euro'da olmakla birlikte, ağırlıklarının sırasıyla bu 6 para birimi şunlar: Euro, Japon Yeni, İngiliz Sterlini, Kanada Doları, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı.

(Önceden İkinci Dünya Savaşı sırasında oluşturulan Bretton Wood sistemi ile ABD Dolarının değeri altına, diğer ülke paralarının değeri de ABD dolarına bağlanmıştı. 1 ons altın, 34 dolar eşiğine dayalıydı ancak zamanla bu değer yükseldi.)

Türk parası açısından sorun şu ki, Türkiye'de dolar ve diğer para birimleri dünya piyasasının çok daha üzerinde bir artış gösteriyor. Bunun en büyük sebebi Türkiye'nin siyasi ve ticari politikalarındaki yanlışlar...

Önümüzde bizi bekleyen bir seçim var... Orta Doğu her zamankinden daha karışık... FETÖ operasyonları devam ediyor... PKK terörü azalmayan bir tehdit unsuru... Dolayısıyla turist ülkeye gelmiyor, turizm kan ağlıyor... Dış politikadaki tutumumuz ekonomik ilişkileri de olumsuz etkiliyor...

Dolar kurundaki istikrarsızlık, yatırımcıları korkutuyor... Bu da, üretim ve büyümeyi yavaşlatıyor... Dışa yatırımda artış var... İhracat gelirleri artmıyor...

Kurlar yükseldikçe, ithalata bağlı üretimin maliyeti artıyor, bu da ürünlerin pazar fiyatının artmasına neden oluyor...

Kişi başına düşen millî gelir her geçen gün azalırken, günlük yaşam her geçen gün daha çok pahalılaşıyor... Vatandaşın alım gücü zayıflıyor... Başta küçük ölçekliler olmak üzere birçok şirket zora düşüyor... İşten çıkarmalar baş gösteriyor...

Olan vatandaşa oluyor...

Durumlar böyle zincir misali birbirini etkilerken, ne yazık ki dolar da Euro da aşağıya inmez!

Yazarın Diğer Yazıları