Savcı, hakim, maliye müfettişi, RTÜK, hırs, entrika ve intikam

10 Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi normal demokratik bir ülkede tartışılması gerektiği gibi tartışılmamaktadır. Seçim için sürekli yeni komplolar üretilmektedir. Bu anormal durumun nedeni AKP zihniyetinin ve özellikle de başbakanın yönetim ve propaganda şekli ile muhaliflere yaklaşımıdır. Cumhurbaşkanı, AKP kurucusu Abdullah Gül önceki açıklamalarının aksine bir tavırla önümüzdeki dönemde siyasi bir planının olmadığını açıkladı. Oysa ki bir ay öncesine kadar henüz genç olduğunu eve dönüp torun sevmeyeceğini söylüyordu. Peki ne oldu da Gül hemen havlu attı?
Gül, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olma isteği ve sonrası için partide ve ülkede yapmak istediği düzenlemede kendine yer olmadığını gördü. Erdoğan’a rağmen politika yapmanın riskli olduğunu da çok iyi bilen birisidir. Erdoğan istemezse, Gül’ün AKP’de bir geleceği olamaz. Parti tamamen Erdoğan’ın kontrolünde. 
Gül, cumhurbaşkanlığına aday olabilir ama olursa Gül’ün kendisi, aile mensupları örneğin ticaret yapan oğlu ve yakınları için yargı, maliye müfettişleri gerekeni yapacaklardır. Gül’ün Erdoğan’a karşı adaylığı durumunda destek veren basın yayın kuruluşları hakkında RTÜK de üstüne düşeni yapacaktır. 
Ayrıca, Erdoğan’ın kendisine karşı koyan cemaate neler yaptığı ortada, beterini Gül’e karşı yapacağından hiç kimsenin şüphesi yoktur. Söylemini şimdiden tahmin etmek zor değildir. “Onu bakan yaptım doymadı, başbakan yaptım doymadı, cumhurbaşkanı yaptım yine doymadı şimdi de bana karşı aday olmak istiyor” diyecektir.  
Gül-Erdoğan ikilisi köprüleri çok zor atarlar, ama Erdoğan işi hiç tesadüfe bırakmamaktadır. Çok net olarak önüne kim gelirse gelsin silip süpürmektedir. Bu Gül de olsa değişmez. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı İslamcı siyasi toplumda kendine yer açmaya çalışmakla suçlamakta, başbakan ve adamları bir tehlike görmüş olacak ki sayın Kılıç’ın önünü kesmek için İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu ile yaklaşık 30 yıl önce çekilmiş fotoğrafı basına servis edilmiştir. Erdoğan’ın bilgisi olmadan bunu yapmak mümkün değildir. 
Kılıç, başta AKP ve Erdoğan olmak üzere İslamcı siyasetçilere önemli yasal destek vermiştir. Kılıç’a karşı bunu yapmak kötü niyet, vefasızlık ve ahlaki değildir. 
Erdoğan’a karşı aday olduğu taktir de Gül’ün, cemaatin, MHP’nin tabanından oy alacaktır. CHP seçmeni Erdoğan’a değil Kılıç’a oy vermeyi tercih edecektir. Bunu bilen AKP stratejistleri Kılıç’ı yıpratmak için, özellikle CHP ve sol görüşlü yurt sever vatandaşları etkilemek için aşırı İslamcı imajı yaratmaya çalışmaktadır.  
Muhalefet yerel seçimlerde başarılı olamadı. Seçim başarısızlıklarını taraftarlarına izah etmek için siyaset ve toplum mühendisliği ile zeka oyunları yapmaktalar. Ülkede artık bir rejim sorunu olduğunu, başbakanın siyaset yapma ve devlet yönetme şeklinin tehlikeli bir hal aldığını, söylentiler doğruysa,  gıda paketleri ve nakdi yardımlar karşılığı oy vermenin dinen günah, hukuki olarak yasak ve ahlaki olarak ta uygun olmadığı halkın anlayacağı bir dille anlatılmalıdır.  Bir tarafta ülke bütünlüğü, Cumhuriyet, Atatürk ilkeleri ve demokrasi, diğer tarafta yardımlar karşılığında esir edilmiş, bağımlı hale getirilmiş insanlar ve onların oyları. Halka oy konusunda vebal ve sorumluluk altında oldukları anlatılmalıdır.
Erdoğan’ın planı belli oldu. 30 Mart yerel seçim başarısı Erdoğan’ı 10 yıllık bir başkanlık sürecini planlamaya itti. Parti yönetiminin başına kendisine bağlı ve mecbur olacak iki kişiden oluşan eş başkanlık sistemini kuracak, ikinci beş yıl için seçimlere kadar daha az hata ve yardım karşılığı oy veren yurttaşların oylarını almak için paraya ihtiyaç olacak, bu nedenle iktidarın da kontrolünde olması gerekir. Abdullah Gül’ün parti başkanlığı ve başbakanlığı bu ihtiyaçlarını sağlamakta zorluk çıkarabilir. Ancak seçime daha üç ay var ve çok şey değişebilir...

Yazarın Diğer Yazıları