Sayın Downer'e göre...

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Sn. Downer’in Havadis Gazetesine yaptığı açıklamalar, “nereye gidiyoruz?” sorusunu soran herkesin gözlerini açmış ve gidilmekte olan yolun “Federasyon” adı altında Kıbrıs Türklerinin ensesinden yeni bir deneme tahtası yapılacağmızı kanıtlamıştır. Kıbrıs Türklerini Rum’a yamalamak eyleminin 47. yılında BM ve diğer yüce ülkeler “1960 Ortaklığı kan ile, toplu mezarlarla son buldu; zarar yok, bir deney daha yapınız; hem de Garanti Anlaşmasına, Rumların istedikleri şekli vererek; sizi yine keserlerse, bu kez, ayrılmak gerekir mi, gerekmez mi düşünürüz” diyorlar.
Sn. Downer’in söylediklerine bakalım:  “İki lider BM parametreleri çerçevesinde görüşmektedirler. BM Parametreleri ne 1960’a geri dönmeyi, ne de bölünmeyi içeriyor. BM Parametreleri iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliği ve tek uluslararası temsiliyeti olan federasyonu kapsamaktadır. Uluslararası camia, BM, Talat, Hristofyas ile Türkiye bu temelde yürütülen müzakereleri desteklemektedirler. Bazı kişiler tamamen iki ayrı devlet yaratmak isteyebilir. Bunu BM, Talat, Hristofyas ve Türkiye desteklemiyor”.
Sn. Downer BM Parametrelerinin 1977’de Denktaş-Makarios arasında varılan bir mutabakatın tescilinden kaynaklandığını unutuyor. Bu mutabakata göre, yıllarca devam etmiş olan görüşmelerde ortaya çıkan prensipler de unutulmaktadır. (1) Garanti Antlaşmasına dokunulamaz; (2) Kuzeyde kaç Rum’un yerleşebileceği Kuzeyin yasaları ile tanzim edilecektir; (3) Federasyonu oluşturacak kurucu devletler egemendirler, egemenliklerinden merkezi idareye verilecek yetkiler belirlenecek, geriye kalan yetkiler egemen yetkiler olarak kurucu devletlerde kalacaktır; (4) böylelikle eşitlik, sınırlar ve diğer haklar egemenlikten kaynaklanacakları için geri alınamayacak, (5) Rum idaresi, yeniden, bu anlaşma da işlemiyor diye Kuzey devlet üzerinde hak iddia edemeyecektir; (6) AB’ye müracaat anlaşma olduktan sonra meydana gelecek olan yeni devletin müracaatı olacaktır, (7) Mal mülk meseleleri global bir şekilde, tazminatlar ve takas şeklinde halledilecektir, (8) Tarafların kendi hür iradelerini kullanarak oluşturacakları bu ortaklıktan ayrılma hakkı mahfuz tutulacaktır ki, Rumlar yeniden “Türklere ne yaparsak yapalım, ayrılamazlar” rahatlığı içinde olmasınlar.
 1977’den bu yana bu parametreler çerçevesinde devam etmiş olan görüşmelerin tümünde de Rum tarafının geri adım attığını,  “meşru hükümet unvanından fedakârlık yapmamak için döndürmedikleri dolap bırakmadıklarını” Sn. Downer sanki bilmiyor. Genel Sekreter Cuellar ile Hugo Gobi’nin tüm çabalarına rağmen “iki halktan tek halk, iki milletten tek millet” oluşturmak çabasının yanlışlığını sanki okumamış.
KKTC, BM Parametrelerinin iflâs ettiği, Rum tarafının bu çerçeveye asla gelmeyeceği anlaşıldığında Kıbrıs Türk Halkının hür iradesi ile ilân edilmiş 27 yaşına gelmiş bir devlettir. KKTC, Kıbrıs Türklerinin 1960 Anayasasında var olan haklarını da içermektedir. Türkiye, bu devleti doğduğu günden bu güne desteklemiştir ve Türk Hükümetinin yaptığı tüm beyanatlarda bu desteğin devam edeceği duyurulmaktadır. Türk ulusunun Kıbrıs konusundaki milli çizgisi, Annan Planı öncesinde TBMM’de karara bağlanmıştır. Talat-Hristofyas çizgisinde devam eden görüşmeler bu milli çizginin dışındadır ve bu ikilinin kendi halklarının istemlerine bakmaksızın yapacakları bir anlaşmanın KKTC’nin Meclisinden ve TBMM’den onay alması mümkün değildir. Kimse Sn. Talat’a KKTC’den vazgeçme hak ve yetkisini vermiş değildir. Konu haksızlık, adaletsizlik, geçmişe bakmaksızın, meseleye teşhis koymaksızın kat edilen 47 yıllık yolun Kıbrıs’ta birleşmeye yardımcı olmadığıdır ve olamayacağıdır. Sn. Downer, Hugo Gobi gibi, bu gerçeği, inşallah buradan ayrıldıktan sonra görüp, hatıratına yazmaz.

Yazarın Diğer Yazıları