Sayıştay'dan dikkat çeken şehir hastaneleri raporu

Sayıştay'dan dikkat çeken şehir hastaneleri raporu
Sayıştay'ın, AKP hükümeti tarafından yap işlet devret modeliyle hayata geçirilen şehir hastanelerine ilişkin hazırladığı rapor dikkat çekti.

AKP hükümetinin yap işlet devret modeliyle hayata geçirdiği ve yıllık yüzde 70 doluluk garantisi verdiği şehir hastanelerinde personel öğle yemeği, personel üniformasının yıkanması, özel atık, gizli atık, Robotik Sistem Onkolojik İlaç Hazırlama/Uygulama seti ve TPN torbası hazırlama gibi miktara bağlı hizmetlerde verilen yüzde 70 garanti oranına ulaşılamadığı, bu nedenle şirkete ödeme yapıldığı iddia edildi.

Sayıştay'ın, şehir hastanelerine ilişkin hazırladığı raporda  Mersin Şehir Hastanesi’nde mimari hatalar yüzünden tüp bebek ünitesinin hizmete giremediğine de dikkat çekildi.

Sayıştay Başkanlığı, şehir hastaneleri raporunda toplam 20 başlıkta “bulgu” tespit etti.

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ'ın haberine göre raporda, şehir hastanelerine ilişkin yatırım, hizmete alınma ve hizmetlerin yürütülmesi döneminde planlama, iletişim, koordinasyon ve uzmanlaşma eksikliğinden kaynaklanan sorunlar yaşandığı vurgulandı. Sayıştay , bunları dört alt başlıkla şöyle sıraladı:

-Şehir hastanelerine ilişkin sözleşme gibi dokümanların, bakanlığın taşra teşkilatındaki sözleşmenin yürütülmesinden sorumlu görevlilere geç teslim edilmesi ve yeterli uzmanlaşmanın sağlanamaması. 

-Planlama ve taraflar arasındaki koordinasyonda yaşanan sorunların, sağlık tesislerinden tam olarak istifade edilmesine mani olması.

-Sağlık tesislerinin yüksek doluluk oranlarına ulaşmış olmalarına rağmen, miktara bağlı hizmetlerin bir kısmında yıllık yüzde 70 doluluk oranına göre hesaplanan aylık miktarlara ulaşılamaması.

-Sözleşmede Hastane bilgi yönetim sisteminin eksikliklerinin, Hastane açılmadan giderileceği ifade edilmesine rağmen, eksikliklerin bulunması. Sayıştay , projenin karmaşıklığıyla ilgili de şu uyarılarda bulundu: “Modelin ülkemizde yeni bir model olması, sözleşmelerin çok tafsilatlı oluşu, sözleşme terminolojisine aşina olmama, yönetim modeline yabancılık ve bütün bunlardan kaynaklanabilecek uyuşmazlıkların olağan usullerle çözülememesi durumunda tahkime başvurulması gibi nedenlerle, uygulayıcıların sözleşmelere hâkim olması gerekmekte ve yetersiz kalınan yerlerde çok iyi bir merkezi yönlendirme yapılması icap etmektedir. ”

Taraflar arasındaki koordinasyon eksikliği nedeniyle yaşanan sorunların örnekleriyle anlatıldığı raporda, tesisin inşaası ve ekipmanların şirket, tıbbi hizmetleri ise Sağlık Bakanlığı’nın sunduğu anımsatıldı. Raporda, yaşanan aksaklıklar şöyle anlatıldı:

-Adana ve Mersin Şehir Hastanelerinde, göz tedavisinde kullanılan Excimer Laser cihazı, şirket tarafından teslim edilmiş olmasına rağmen, tıbbi kötü uygulama riskini azaltıcı bazı tıbbi cihazların bulunmaması gibi nedenlerle söz konusu cihazlardan yararlanılamaması.

-Ekipmanlar başlıklı ek- 13’teki listelerde değişiklik yapılması aşamasında yaşanan sorunlar ile mimari projedeki hatalar nedeniyle, normalde projede olan “In vitro fertilizasyon” ya da halk arasındaki adıyla tüp bebek ünitesinin, Mersin Şehir Hastanesi’nde hizmete girememesi.

-Adana şehir hastanesinde inşa edilen yüksek güvenlikli adli psikiyatri hastanesinin, yapılış amacına uygun olarak hasta kabulüne başlayamaması. Sayıştay raporunda, kamuoyunda yüzde “70 hasta garantisi” olarak yorumlanan tartışmayla ilgili de değerlendirmede bulunuldu. Sözleşme gereği “Miktara Bağlı Hizmetler” için idarenin, şirkete yıllık yüzde 70 doluluk oranı üzerinden hesaplanan aylık miktarların ödenmesinin, hasta yatak doluluk oranından bağımsız bir şekilde garanti ettiği anlatılan raporda, şöyle denildi:

“Eğer, idare tarafından garanti edilen tutara ulaşmak için şirkete aylık bazda yapılan ödemelerin yıllık toplamının, idare tarafından garanti edilen yıllık miktarı aşması halinde, aşan miktarın, “işletme yılı” sonunda sunulan “Miktara Bağlı Hizmetler”in yıllık toplam bedelinden kesilmesi öngörülmüştür. Yapılan incelemelerde, sözleşme dokümanlarında belirtilen kırılım seviyesinden daha ayrıntılı alt kırılımlar için bu mahiyette garantiler verildiği görülmüştür. Örneğin; ulaşılabilen dokümanlarda sadece yemek hizmetleri yer alırken, ödeme evraklarında öğün, hasta, personel ve misafir gibi ayrımlara gidildiği görülmüştür. Fakat bu garantileri teyit edecek dokümanlar talep edilmesine rağmen Sayıştay’a sunulamamıştır.”

“Ödeme evraklarına dayanılarak yapılan incelemede, şehir hastanelerinin yıl içerisinde yüksek doluluk oranlarına ulaşmış olmalarına rağmen garanti miktarlarına ulaşılamayan, personel öğle yemeği, personel üniformasının yıkanması, özel atık, gizli atık, Robotik Sistem Onkolojik İlaç Hazırlama/Uygulama seti ve TPN torbası hazırlama gibi miktara bağlı hizmet alt kırılımlarının bulunduğu görülmüştür. Garanti miktarına ulaşılamayan alt kırılımlardan kaynaklanan maliyetleri azaltmak için şehir hastanesinin farklı usuller geliştirdiği anlaşılmaktadır.”

Atıklara ilişkin olarak, özel atık ve gizli atığın tam mahiyetinin tespit edilemediği belirtilen raporda, mevzuatta da yer alan “tehlikeli atık”a ilişkinse herhangi bir belirlemenin yapılamamış olmasının, garanti miktarına ulaşılamamasına sebebiyet veren önemli bir gerekçe olduğu ifade edildi.

Raporda, sözleşmede hastane bilgi yönetim sisteminin eksikliklerinin Hastane açılmadan giderileceği ifade edilmesine rağmen, eksikliklerin bulunduğu vurgulandı.

Şehir hastanelerinin çok aktörlü olması nedeniyle bu süreçlerin iyi planlanması, koordinasyonu ile paydaşların doğru bilgilendirilmesinin projenin başarısında oldukça ehemmiyet arz ettiği anlatılan raporda, şu öneride bulunuldu: “Planlama ve koordinasyonun istenen düzeyde sağlanabilmesi için, taraflar arasındaki iletişim ziyadesiyle önemlidir. Kamuoyu ile iletişim ve kamuoyu denetiminin de önemli olduğu düşünülmektedir.”

İlgili Haberler