Sebebi anlaşılmıyor mu?

Sizin de bağrınız yanıyor mu? Memleketimizde bu öfke ateşi niçin tutuşturuldu? Cumhuriyetin yüzüncü yılına dünyanın en büyük 10 ülkesi arasında girmeyi hedeflerken içeriden ve dışarıdan peşi peşine gelen saldırıların sebebi nedir?
Müslüman Türk milletini, yerleşmesinin üzerinden bin yıl geçtikten sonra dahi Anadolu’dan söküp atma çabaları bitmek tükenmek bilmiyor. 100 yıl önce Anadolu’dan çıkarmak için Küçük Asya ordularını üzerimize salanlar, dün cepheden savaşarak başaramadıklarını şimdi sırtımızdan vurarak tamamlamaya kalkışıyor.
Ayaklarımızın yere sağlam basmaması ve kendimize gelmememiz için bizi hep pohpohladılar.  “Bu kıyafet size ne kadar yakıştı”, “Şu duruşunuzla şövalyeleri andırıyorsunuz”, “O politikanızda nasıl da haklı çıktınız”, “Türkler ne kadar güçlü ve korkusuz insanlar”, “Dünyanın en büyük ordularından birine sahipsiniz...” bu iltifatları uzatmak mümkün. Sakın ola ki kökümüzü ve değerlerimizi yitirmeye başladığımız anlaşılmasın!
Yeter ki hasta adam iyileşmesin ve sömürgecilerin çıkarlarına zarar vermesin. Daha ne diller döker, nasıl alttan alırlar. Afedersiniz ama ‘metres’ olmaya bile katlanırlar. 2 Şubat 2007 tarihli Wikileaks belgelerinde Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Janice Weiner, İsrail’in ilk kurucusu Ben Gurion’un şu sözlerini aktarıyor: “Türkler bize, herkesin önünde nikâh kıydıkları eşleri gibi davranmak yerine, hep bir metrese davranır gibi davrandılar.”
Weiner şöyle devam ediyor: “İsrail, İsrail hükümetinin Filistin ve Lübnan’daki eylemleri benimsemeyen seçmenlerden puan kazanmayı uman Türk siyasetçileri için kolay bir hedef haline geldi. Ankara’daki İsrail Büyükelçiliği yetkilileri bize, İsraillilerin derisinin kalınlaştığını ve daha önemli olan stratejik ortaklığın yararı için küçük düşürücü siyasi söylemlere kulak vermemeyi öğrendiklerini söylüyorlar... Çünkü kendini İsrail’e karşı borçlu hisseden bir Türkiye’nin, İsrail’in gücendirdiği bir Türkiye’den daha avantajlı olduğunu anlıyorlar.”
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu tarafından kaleme alınan “Sızıntı/ Wikileaks’te Ünlü Türkler” kitabında yer verilen 27 Ekim 2009 tarihli başka bir belgede ise İsrail’in Türkiye Büyükelçisi Gaby Levi’nin Başbakan Erdoğan için “O bir köktendinci. Bizden dini nedenlerle nefret ediyor” ifadelerini kullandığı belirtiliyor. Yaklaşık 20 gün sonra gönderilen başka bir mesajda ise Amerikalı Siyasi Müsteşar, “Erdoğan’ın sövgülerine neredeyse sonsuza dek katlanmaya hazır görünüyorlar” diyor.
Peki çıkarları için derisinin kalınlaşmasına tahammül edenlerin sabır taşı niçin çatladı, üstelik neden maşalarıyla topyekün saldırıya giriştiler? Eskiden İmralı sakinini hapisten kurtarmak için silahlarını gizleyenler şimdi niçin pervasızca dağları bayırları tutuyor? Yoksa önderlerinin bir önemi mi kalmadı!
Türkiye devletler oyununda, süper güçlerin piyonu olarak oynadığı zaman kimsenin bir itirazı yoktu. 1950’de Kore’de, 1993’te Somali’de NATO’nun, Batı’nın zinde gücü olarak çarpışırken alkışlanıyordu. Ancak oyun kurucuların bulunduğu locaya geçmeye kalktığında işler tersine gitmeye başladı.
Bugün Suriye ve terör konusunda da Türkiye’nin yaşadıklarının asıl sebebi şudur: Suriye’de yönetim değişecek. Büyük oyunda sıradan bir aktör olmak istiyorsan, “buyurun birlikte devirelim” diyorlar. Fakat “benim de önceliklerim var, bu oyunu kendi kurallarımla oynamak istiyorum” dersen o zaman “gör başına neler gelir” türküsünü çalıyorlar. Türkiye’nin kendi inisiyatifiyle bölgede herhangi bir adım atmasına asla tahammül etmezler. Türkiye bugün yalandan bile tavır alsa yarın bunu alışkanlık edinebilir...
Zafer bayramında teröristler memleketin ücra köşelerine bayrak dikecek, sokaklarda bölücü sloganlar yankılanacak, inananların dini duyguları istismar edilecek, milliyetçilerin gururu incitilecek... Eninde sonunda bu akıbetle yüzleşecektik. Beceriksiz devlet adamlarının elinde bu süreç, anlaşılan acı geçecek. Neyse ki kamuoyunun her türlü ekonomik ve siyasi krizlere bağışıklık kazandığı bir aşamada yüzleşiyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları