Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Seçilmiş Sultan’ın atanmış başnazırı

Hadi gözümüz aydın efendiler. ‘Türk’ün zaferler ayı’ olarak da bilinen Ağustos ayını ‘çok hoş hamleler’ ile taçlandırdık.  Cumhuriyet tarihinde ilk defa ‘cumhur’, reisini seçti; artık ’milletini’ arkasına almış bir reisin ‘gemicikler nereye yanaşacak’ diye endişe duymasına hiç gerek yok, ’dümen’ emin ellerde. 

‘Takibat’, ‘soruşturma’, ‘kovuşturma’ dosyaları da ’en az beş yıl’ için rafa kalktı. 
Yani, ‘dış’ mihraklar, ‘faiz’ lobisi, ‘caiz’ lobisi, ‘Gezi’ simsarları, ‘paralel’ evrenciler, hiç kimse uykularımızı kaçıramayacak. 
‘Reis’ Çankaya’ya tırmandı; hem de ‘kendisi’ ile ‘Atatürk’ arasında gelip geçmiş cümle diğer reislerin üstünü bir kalemde çizerek. 
Bir ’o’ var, bir de  ‘kerhen’ de olsa adını anmak lütfunda bulunduğu Atatürk. 
İşin aslı başka da, onu ‘şimdilik’ terennüm edecek kıvama gelmedi kimse.
Kabul etmeliyiz ki, zaferler ayındaki en büyük hamle, ‘Köşk’e yapılan taarruz’ oldu. Varsın olsun, değil mi ki ’millet’ böyle buyurdu, boynumuz kıldan ince. 
 ‘Seçilmiş’ olmak, ‘halkın iradesini’ yanında bulmak demokrasilerin en önemli unsurlarından biridir.  Dolayısıyla yapılan tercihe kimsenin artık bir laf etme hak ve cüreti olmaması gerekir. 

***

Biz böyle düşünüyoruz da, bazıları yine el altından ‘suyu’ bulandırmaya başladı.
“Ama efendim” diye başlayan ve sonu ‘pişmiş aşa su katmaya’ kadar varan söylemlere tanık oluyoruz. 
Tersi de oluyor, “Bu işin aması maması yok, sandıktan çıkan sonuç budur, halk seçti”  türünden ifadeler de sıkça dile getiriliyor. 
Her iki görüşe de eşit mesafedeyiz.
‘Profesyonel’ siyasetçilerden öğrendiğimiz en beylik kaçamak ne yazık ki budur. 
Lakin, bu seçilmiş işini abartanların dönüp de kendilerine şunu sormamalarını bir garabet olarak görmekteyiz. 
Madem ‘seçilmişlik’ bu kadar önemliydi de, Ahmet Davutoğlu namı ile meşhur “Yeni Osmanlıcılık” safsatasının mimarını nereye koyacaksınız?
Hadi diyelim bir dönem ‘seçilmiş AKP vekillerinin’ içinde Dışişleri Bakanı yapılacak düzeyde adam yoktu, tutup ‘dışarıdan’ atama yaptınız. 
Peki ‘seçilmiş’ hazretin, bu kez yine aynı kişiyi ‘Başbakan’ olarak atamasını nasıl içinize sindiriyorsunuz? 
Sakın ola ki kimse “Bu bir partinin iç işidir” palavralarının arkasına sığınmasın. 
Hangi ‘demokratik yarış’ oldu da, ‘kim aday çıkabildi’ de, parti delegeleri ‘emanetçi’ kardeşimizden yana tercihlerini kullanabildi? 

***

Günün 24 saati “Yeni Türkiye” naraları atanların bundan ‘neyi murat ettikleri’ son hamlelerle iyice su yüzüne çıkmıştır. 
‘Tek adam zihniyeti’ yerini iyice sağlamlaştırmış ve ‘fiili bir başkanlık sisteminin’ adımları atılmıştır. Ağustos ayına yakışır ‘bundan büyük zafer’ mi olur a dostlar. 
Heyhat, biz böyle söylüyoruz da, ‘reelpolitik’ hiç de bizim zurnanın gaydasına uygun adımlar atmıyor; biz ne diyoruz, ‘tamburamız’ ne çalıyor.
‘Yeni Osmanlıcık’ diye diye Türkiye’yi neredeyse ‘bütün dünya’ ile karşı karşıya getiren dışişleri nazırımız ‘atanmış’ sıfatıyla da olsa ipleri eline almış durumda. 
Ha, bir de yine yüksek perdeden ‘gerçek sınırlardan’ falan dem vuruyor ki, Allah muhafaza. 
Birkaç yıl önce “Komşularla sıfır sorun”  demişti, ‘başımıza gelmeyen’ kalmadı. 
Bir de ‘sınırları’ milimetre mesabesinde oynatmaya kalkışsa eğer, kim bilir bu kez başımıza neler gelecek? 
Birisinin çıkıp “Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, siz bu ülkede hüküm süren İmralı kontrollü zibidileri derdest edin yeter” diye çıkışmasını bekliyoruz.
Ama nerede; onlar ‘kurbanlık’ pazarlarına davar getiren bazı ‘tosuncukları’ nasıl gaza getireceklerini iyi çözmüşler: 
“Yeni Osmanlıcılık!” 

***

Ağustos’u önümüzdeki yıllarda ‘daha görkemli’, ‘daha şatafatlı’ bir şekilde kutlamaya hazır olun. 
‘Seçilmiş’ hazretin ‘atanmış’ baş nazırının aradan aylar geçmesine rağmen ‘rehineler’ ile ilgili bir tek icraatı yok iken, yine ‘bildik ham hayaller’ ile ahkam kesmesi pek de hayra alamet değil. 
Allah sonumuzu hayreylesin.

Yazarın Diğer Yazıları