Şehit babası Gençer: Bayramlar buruk geçiyor

Şehit babası Gençer: Bayramlar buruk geçiyor
Şırnak’ta PKK’nın hain saldırısında şehit olan Deniz Piyade Astsubay Serhat Gençer’in babası Mehmet Gençer, “Çözüm süreci adı altında ülkeyi çözülme noktasına getirdiler” dedi.

Şehit babası Gençer: Bayramlar buruk geçiyor

Haber: Bünyamin Öztürk

Şırnak’ta terör örgütü PKK’nın hain saldırısında şehit olan Deniz Piyade Astsubay Serhat Gençer’in babası Mehmet Gençer, Yeniçağ’ın sorularını yanıtladı. Türkiye aslında Mehmet Gençer’i ilk olarak 14 Temmuz 2014 tarihinde dönemin Başbakanı Erdoğan’a “çözüm sürecini başlattı, mutludur” diye ev adresine 1 kilo kına göndermesiyle tanımıştı. 1994 yılında Şırnak Maden Karakolu’nda 8 asker terör örgütü PKK’nın hain saldırısı sonucu şehit olmuştu. Şehit babası Mehmet Gençer, 21 yıldır evlat hasretiyle geride kalan bayramların kendileri için buruk geçtiğini belirtti. 
* Oğlunuz nerede şehit oldu?
* Oğlum Şırnak Maden Karakolunda Astsubay olarak görev yapıyordu. Oğluma Kandil gecesi 8 askeriyle birlikte kurşun sıktılar. Şehit olalı yirmi bir yıl oldu. Ama o günün acısını her gün kalbimizde yaşıyoruz. Her Cuma günü kabrini ziyaret ediyoruz ve duamızı okuyoruz. Geçtiğimiz günlerde Kırıkkale’ye iki şehit geldi. Oğlumu ziyarete gittiğimde o şehitlerden birinin ailesini şehitlikte gördüm. Ailesi ağlıyordu inanın oturup ben de onlarla birlikte ağladım. Çünkü bu acı çok farklı bir acı ve kendinizi tutamıyorsunuz. Cenabı Allah kimseye evlat acısı vermesin. Allah evlat acısını düşmanıma dahi tattırmasın. 
* Oğlunuzdan ayrı bayram nasıl geçiyor?
* Arife günü oğlumu ziyaret ederim. Bayramın birinci günü hava ne kadar sıcak olursa olsun siyah elbise giyinirim. Bayram günü bayram namazını kıldıktan sonra ziyaretine gider ve oğlumla bayramlaşırım. Ondan sonra eve gelirim diğer çocuklarımla bayramlaşırız.  Bayramlar bizler için zor geçiyor. Oturuyorsunuz eski günler gözünüzün önüne geliyor. Birlikte bayram geçirdiğimiz günlerde karşınızda boynunu bükerek oturduğu günleri düşünüyorsunuz. Elini öpmesi geliyor aklınıza sonra dayanamıyorsunuz ailecek ağlıyorsunuz. Öyle bir iç çekiyorsunuz ki burnunuzun sızladığını hissediyorsunuz. 
* Oğlunuz evli miydi?
* Hayır, oğlum bekârdı. Ama Şırnak’a gitmeden önce görev yaptığı İzmir Foça’da görüştüğü biri varmış. Şehit olmadan bir gün önce yazdığı mektupta “Ben onu çok seviyorum sevgimi kalbimde mezara götüreceğim” demişti. Eşimle birlikte kızın ailesini İzmir’e ziyarete gittik.  Aralarında yüzük takmayı düşündük takmadık. Şırnak’taki görevini tamamlasın sonra takalım dedik. İyi ki yüzük takmamışız. Şehit olacağını rüyasında görmüş ve mektubu kalem almış. Operasyona gitmeden önce de postaya vermiş. Mektup bize oğlum şehit olduktan altı ay sonra ulaştı. Hatta Dönemin Başbakanı Erdoğan 2012 yılında AKP’nin Grup toplantısında okudu ve siyasetine alet etti. Tepki gösterdim daha sonra beni dönemin İçişleri bakanı çağırdı yanlış anladınız falan diye açıklamalar yaptı. 
* Oğlunuzdan sonra sizi en çok üzen konu ne oldu?
* Bizim içimizi en çok acıtan onlarla iş birliği yapanların olmasıdır. O hainlerle oturup pazarlık yapılması bizleri çok üzüyor. Bölücü örgüt ile pazarlık masasına oturdular. Bizim acılarımız ve yaşadıklarımız hiçe sayıldı. Ülkenin geldiği noktayı görüyorsunuz. Çözüm süreci adı altında ülkeyi çözülme noktasında getirdiler. İç savaş çıkararak ülkeyi bir Suriye bir Irak yapmak istiyorlar.
* Son günlerde yaşanan terör olaylarıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? 
* Son günlerde yaşanlar olayların özellikle 7 Haziran’dan sonra başlaması manidar. PKK ile aralarında anlaşmada muhtemelen sorun çıktı. Çözüm sürecini buzdolabına koyduk diyorlar. Bu ne demektir? Dolaba koyduysanız daha sonra çıkaracaksınız anlamına gelir. Bir yandan buzdolabına koyduk diye PKK’ya göz kırpıyorlar diğer taraftan da terörle mücadele ettiklerini söylüyorlar. Siyasilerde çocuklarına sahte rapor almasın ve oğullarını askere göndersinler. Bedelli askerlik yaptırmasınlar. Bir de bedelli diye bir şey çıkardılar. Bu ne anlama geliyor? Fakir çocukları askerlik yapsın demek istiyorlar. Bizimkiler askerliği vatan borcu olarak görüyor. Onların oğulları da askere gitsin. Bakıyorsunuz şehit olanlara hepsinin ailesi ihtiyaç sahibi gariban insanlar. 
* Şehit törenlerinde siyasilere gösterilen tepkiyi nasıl değerlendirirsiniz?
* Ben bunu kendi memleketim olan Kırıkkale’de yaşadım. AKP’li Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan şehit cenazesine katılmıştı. Kırıkkale halkı Akdoğan’a çok büyük tepki gösterdi. Her fırsatta çözüm sürecini öven, Dolmabahçe’de HDP’lilerle tokalaşan Akdoğan’ın kendisidir. O görüntüleri veren Yalçın Akdoğan’ın şehit töreninde ne işi var? Her fırsatta PKK’ya yeşil ışık yakan, çözüm sürecini öven Akdoğan’ın kendisi değil midir? Bir de AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay gelmişti. “Sallahü ala seyidine Erdoğan” diye dini istismar eden Yasin Aktay’ın, şehit töreninde ne işi vardı?  Dini kendi siyaseti için kullanan birinin şehit cenazesinde olmaması gerekirdi. Bu tür insanlar şehit törenlerine gelerek halkı provoke etmektedir. Hiçbir şehit töreninde özellikle şehit ailesi olarak söylüyorum hiçbir AKP’liyi görmek istemiyoruz. AKP yöneticilerini şehit törenlerinde kesinlikle görmek istemiyoruz. Onlara karşı sadece şehit aileleri tepkili değil ki. Vatan millet diyen, bu ülkeyi seven insanların hepsi bunlara tepkili ve tepkilerini koyuyorlar.  
* Şehit ailesi olarak çözüm sürecine bakış açınız nedir? 
* Çözüm sürecinin miramı olan Beşir Atalay’a defalarca çağrı yaptım. “Sn Atalay bize şu çözüm sürecini anlatın, biz şehit aileleri olarak bu çözüm sürecini anlamıyoruz” dedim. “Evlatlarımızı bu vatan için şehit verdik, gelin açıklayın bize bu çözüm süreci nedir” diye birçok kez çağrıda bulundum. Beşir Atalay bu çağrıların hiç birine cevap vermedi. Demek ki anlatacak bir şeyleri yoktu. İşte bugün görüyorsunuz çözüm sürecini, bu süreç bizlere göre ülkenin çözülmesi sürecidir. Çok yanlış işler yaptılar.
* Tayyip Erdoğan’ın şehit yakınları için sarf ettiği sözleri nasıl karşıladınız?
* Tayyip Erdoğan bu ülkenin cumhurbaşkanı’dır. Şehit aileleri ile ilgili söylediği sözler o makama yakışmıyor. Televizyon programında “bazı şehit babaları karaktersiz” dedi. Bu sözler bizleri derinden üzdü.  Bu sözler bir Cumhurbaşkanına yakışacak sözler değil. İnsanlar arasında karaktersiz insanlar olabilir ancak bir şehit babası hiç zaman karaktersiz olamaz. Bütün şehit babaları şerefli insanlardır. Bu vatan uğruna evlatlarını şehit vermişlerdir. Benim bir de üst teğmen yeğenim şehit oldu. Biz bir aileden iki şehit verdik. Bu acılar kolay değil. Bu sözlerin yanlış olduğunu belirtmek isterim. Şehide kelle diyenler oğlunu askere göndermemek için sahte rapor alanlar bu sözleri tekrar düşünsünler.