​​​​​​​Şehit Öğretmenler ve 14 Bin PKK'lı!

Hayatlarında hiç görmedikleri, gitmedikleri, tanımadıkları yerlere koştu onlar,

Devletlerine hizmet etmek, yolu, elektriği, hatta dersliği olmayan okullarda öğrenciler yetiştirebilmek için…

Tüm bu fedakarlıklara rağmen; evleri basıldı, okulları yakıldı, tüm dünyanın gözü önünde şehit edildiler.

Hani şu kimselerin hatırlamadığı, hatırlamak istemediği şehit öğretmenlerden bahsediyorum…

Terör örgütü PKK'nın katlettiği öğretmenlerimizi tanıyan, hatırlayan, hikayelerini bilen var mı?

Okullara, sokaklara isimlerini verip, sorumluluklar yerine getiriliyor! 24 Kasım'ın rutin açıklamalarının arasında hasbelkader şehit öğretmenlerden bahsedilmedi bile…

Gençliklerinin baharında şehit edilen o öğretmenler, görevden alınan 14 bin PKK'lı öğretmen kadar hatırlanmıyor…

Öldürüldüler, defnedildiler ve mezarlarına birer bayrak dikildi…

Geride ise; acı hatıralar, küle dönmüş okullar, uğruna şehit düştükleri öğrenciler bıraktılar.

PKK'nın öldürdüğü öğretmenlerimizin doğru düzgün bir listesi yok. Milli Eğitim Bakanlığı sitesinde bile şehit öğretmenlerin isimlerini bulamıyorsunuz. İnternet arşivlerinden sitenin 2007 yılındaki versiyonuna ulaşırsanız, ancak orada bazı isimler çıkıyor.

Arşivlerden çıkan o tek sayfada, haklarındaki tek bilgi ise vesikalık fotoğraflarının yanında doğum ve şehadet tarihleri…

Başka da bir bilgi yok.

Peki onları şehit edenler, vuranlar ne yaptı/yapıyor?

Cevap verelim; sistematik bir şekilde çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar.

Öğretmen adayı Yusuf İmamoğlu'nu, Dursun Önkuzu'yu, Fırat Çakıroğlu'nu katlettikleri yetmediği gibi Eğitim Fakültelerine yerleştiler… Haksız yoldan sağladıkları puanlarla örgütlendiler, sendikaları oldu, vekilleri oldu, Batılı dostları oldu…

Ancak kandan, gözyaşından, acı vermekten hiç vazgeçmediler.

Kendilerine göre PKK'ya "Kürtlük davası" diyerek, kundaktaki bebekleri bile patlatan bombaları meşru gördüler, köyleri basıp, "devlet adına çalışıyorlar" diyerek öğretmenleri kadın-erkek demeden katlettiler.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Başbakan Yıldırım, "Terör örgütüyle bir şekilde ilişkiye girmiş öğretmenleri de değiştiriyoruz. Buna karar aldık. 14 bin civarında öğretmeni, maalesef başka yerlere alma mecburiyeti var" diyerek PKK ile ilişkili eğitimcileri üzülerek (maalesef) başka yerlere tayin edeceklerini açıkladı.

Hemen ardından şiddetli bir kamuoyu tepkisi gelince, sözlerin yanlış anlaşıldığı açıklandı. 14 bin PKK'lının tayin yerine açığa alınacağı bildirildi. Yüreklere su serpilmişti! Geleceğimizi eğitecek kadrolarda PKK'lılar olmayacaktı.

Gönüller rahatlayınca, olayın takipçisi herhangi bir siyasi oluşum da olmadığı için, aradan günler, aylar geçti ve Başbakan'ın "maalesef yerleri değiştirilecek" çözümünden de kötü bir noktaya geldik.

Eğitim-Sen önceki gün yaptığı açıklamada "Sendikal eylemleri nedeniyle 77 gündür hukuksuz bir şekilde açığa alınan üyelerimiz bugün itibariyle görevlerine dönmeye başlamıştır! Sendikal eylem nedeniyle tek bir üyemizin bile mağdur edilmesine izin vermeyecek, bütün üyelerimiz görevine dönene kadar mücadele edeceğiz!" mesajıyla ilk aşamada açığa alınan 6 bin öğretmenin görevlerine iade edildiğini açıkladı.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise görevlerine iade edilenlerin kendi sendikalarından olmadığını, "Daha çok eylemlerde yer alan kişiler" olduğu vurgusunda bulundu.

Lafı eğip, bükmeden tam ortasından konuşmak gerekiyor.

PKK'ya yakınlıklarıyla bilinen eğitimcilerin neredeyse tamamı görevlerine iade ediliyor.

Bu kişilerin nasıl öğretmen oldukları, fakültelere nasıl yerleştirildiklerini, örgütlendiklerini sorgulanacağı yerde, doğru düzgün bir soruşturma yapılmadan ders başı yapacaklar.

Dahası, bu kişilerin yüzde kaçı müfredata bağlı kalarak derslerini işlemektedir? Bu sorunun cevabı da, bu eğitimcilerin oralara nasıl yerleştirildiklerini de çok iyi biliyorlar aslında.

Türkiye'de PKK ile mücadelede her seferinde aynı hatalara düşülüyor. Öcalan'ın sağlığından endişe eden, askeri silah bırakmaya çağıran bin 100 akademisyene kamuoyu büyük bir tepki göstermiş, sonrasında konu unutulmuştu. Ve neredeyse tamamına yine aynı sendika sahip çıktı. Bir süre sonra bir bakıldı ki hepsi görevlerinin başında!

Mesele, "maalesef yerleri değiştirilecek"ten "PKK'lı öğretmenler kahraman gibi görevlerine dönecek" noktasına geldi.

PKK'ya en çok öğretmen şehidi verdiğimiz; Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa, Tunceli ve Hakkari'de "PKK ile ilişkili eğitimciler" pazartesi günü ders başı yapacaklar.

Hayırlı olsun!

Yazarın Diğer Yazıları