'Sen ne anlarsın ezandan, Kur'ân'dan'

Reis, "Camiler ve Din Görevlileri" haftası münasebetiyle Saray'da din görevlilerini topladı. Haberlerde, "Sen ne anlarsın ezandan, Kur'ân'dan!" sözü ağzından çıkınca dikkat kesildim. Öfkeliydi. 

Söylese söylese bir "gâvur"a söyler, dedim. Kim o "gâvur"? Bu sıra hepimizin çok kızdığı  Tramp'a mı?

Meğer CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na söylemiş.

Reis'e akıl vermek haddimiz değil. O, her şeyi bilir. Cepheye sürsen, savaşacak sayıda "başdanışman"ı var. Akıl veremezler elbette ama fikirlerini ıkına sıkına da olsa söylüyorlardır. "Reis böyle konuşmasak." dediler mi?

 "Manevî başdanışman" ünlü Fâkih Prof. Dr. Hayrettin Karaman'a bir sorum olacak:

"Hocam! Bir devlet reisi, kendisine muhalefet ettiği için, bir 'Müslüman' parti başkanına 'Sen ne anlarsın ezandan, Kur'ân'dan?' derse, dinimizce vaziyeti nedir?"

Muhterem Hocam, bir fetva verirseniz, şüphelerimizi gidermiş olursunuz.

Reis, Kemal Kılıçdaroğlu üzerine yürürken, yaptığı konuşmasının bütünü de "arızalı". O bölümü vereyim, Reis'in asıl ne demek istediğine siz hükmedin:

"Şimdi çıkmış ezandan, Kur'ân'dan bahsediyor. Sen ne anlarsın ezandan, Kur'ân'dan? Sadece milleti aldatmak için bir taraftan ezan, Kur'ân diyeceksin. Onunla onu bir araya getirme. Zaman zaman cenaze namazlarında görünme suretiyle bu milleti aldatmaya kalkma."

Bu sözlerden benim anladığım şu: "Sen Müslüman bile değilsin; cenaze namazı kılıyorsun, milleti kandırıyorsun."

Bir başdanışman çıkıp "Söz özünden kopuk... Asıl onu demek istemedi." diyerek, açıklama getirecek mi?

Hakikaten vahim bir durumla karşı karşıyayız.

Dinî hassasiyetimle, "Bir reis böyle konuşmamalı, böyle konuşamaz!" diyorum. Bir Müslüman olarak çok ama çok üzüldüm.

Kimse kimsenin iç dünyasına giremez ve kimse kimseye, kendisi, "Ben ezandan, Kur'ân'dan anlamam." demedikçe, "Sen ne anlarsın ezandan, Kur'ân'dan!" diyemez.

Peygamberimizin hayatı hepimize örnektir. Onun hayatında, zihnimi yokluyorum, okuduklarım duyduklarım içinde benzer bir tavır aklıma gelmiyor. Hz. Peygamber'in böyle söz etmesi mümkün değildir. "Etmiş. İşte kaynağı!" deseler, bilin ki, uydurma hadistir.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş! Bir açıklama getirmeniz gerekir. Çekinmeyin! Usûlünce yapacağınız açıklama karşısında, eğer hatalı görmüşseniz, kendileri de "Kusura bakmayın. Bir an öfkelendim… Şekerim mi yükseldi ne!" der, meseleyi kapatır.

Hiç siyasete girmeden, İslâmın özüne inerek, muhalif, muvafık demeden, herkesi kucaklaşıcı, kuşatıcı, gönülleri fethedici konuşmamız gerekmez mi?? Neden "Ya bendensin, ya düşmanımsın!" demeye gelen sözler ediliyor?

"Hoşgörülü olmalıyız." diyeceğim, o da yanlış anlaşılacak. Birileri "hoşgörü"yü tekellerine almışlar, manasını değiştirmişlerdi. Ta başından beri zarurî olmadıkça bu sözü kullanmadım.

Camiye kesinlikle siyaset sokulmamalıdır, diyeceğim ama, Saray'da siyaset dinleyen imamlar, camide ne yaparlar sizce? Onlar da istemediklerine, "Ne anlar ezandan, Kur'ân'dan!" demezler mi?

Yazarın Diğer Yazıları