Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Sen söyle hâfız!

Şaka gibi adamsın ya hâfız!
Yanlış anlama sakın! Dalga geçtiğimden değil, sinirimden gülüyorum yalnızca!  
Sen ki yaklaşan seçimin ısınma turlarının başladığını ilân eden, hem de peygamberliğini müjdeleyen Şamil Tayyar’ın ifâdesiyle;  “Hazreti İbrahim’e kadar uzanan bir yolun, bir dâvânın en son neferlerindensin!”
Seninle dalga geçmek haddimiz değil elbet... Ben bundan fazlasıyla mustaribim ama aynı sorunun cevabını arıyoruz ya hâfız...
 “Var mı böyle bir millet?”
Söylediğin hangi yalanı hatırlatayım, attığın hangi iftirâyı yüzünüze vurayım, yediğin hangi haramı için bir kez daha senin yerine ben utanayım, ’efsâne yazan’ polislerinin mermileriyle ölen hangi çocuğun ismini haykırayım bilemedim ki hâfız! 1983 dünyaya gelen kızının, 1980’de kapıya bıraktığı notu mu yazayım, bütün Türkiye’nin izlediği, senin bir türlü ortaya koyamadığın Kabataş görüntülerini mi,  kadrosuna hayvanat bahçesi müdürü atadığınız TÜBİTAK “montaj”  dese de, Adlî Tıp’ın  “konuşmaların gerçek olduğu”  raporunu verdiği kasetlerdeki sıfırlayamadığınız paraları mı, yeniden Ali İsmail’in senin kahraman polislerince döve döve öldürüldüğünü mü yazayım gerçekten, bilemedim be hâfız...
“Bugün bile evimizin kapısına asılan ” Ya Hâfız “ lafzını anlayamaz bir nesil vardır. Hamdolsun, içimizden bazıları bunları okuyabiliyor” diyorsun ya hâfız!
 “Yâ Hâfız”  ne demek Hâfız?
Gel açıklayalım hadi, herkes okuyamasa da herkes bilsin...
“Koruyucu, her şeyi muhafaza eden, her şeyi koruyucu olan, muhafaza eden, koruyup saklayan, yapılan işleri bütün ayrıntılarıyla saklayıp, her şeyi belli vaktinde âfet ve belâlardan koruyandır hâfız...”
Doğru mu hâfız?
Peki ya gazete kağıtlarının, kasetlerin, bizim gibi yarım akıllıların hâfızasında sakladığını, inandığın Tanrı saklayamaz mı ya hâfız?
Anladık, içinizden bazıları bunları okuyabiliyor da, içinizden bazıları değil, içinizden, içinde zerre kadar bir insanlık kalıntısı da değil, kırıntısı barındıran bir insan evlâdı okuduğunu anlayabiliyor mu ya hâfız? Ve bu milleti okuduğunu anlayamayanlar yönetiyor ya hâfız! Dedim ya hâfız, ben tam cevap bulacağım sorumuza, bi gülme geliyor, bi gülme geliyor... Sen söyle be hâfız;   “Var mı böyle bir millet?”
***
Yeni Türkiye Muz Cumhuriyeti!
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü alıyor, “Dindarların, Dindar ve ahlâksızların doğal olarak birbirlerini buldukları bir gerçektir” diyen Orwell’i, “Bu memlekette sağcı solcu, ilerici gerici yoktur, bu memlekette nâmuslu ve âamussuzlar vardır. Siz nâmuslulardan olun.” diyen Üstâd Cemil Meriç’i yeni kuşandığı cehâletin kılıcıyla doğruyor Alev Alatlı! Damadı önemli bir şirkete genel müdür vekili olarak atanıyor...
Bunun üzerine hanımefendi, hızını alamayıp Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin Lideri’ni eleştirenleri  “aşağılık”  diye nitelendiriyor...
Çok değil daha bir hafta evvel, sâhibini eleştirir gibi yapan Hayrettin Karaman’ın oğlu üniversiteye rektör atanıyor...
17 Aralık’ta elinde bezle kendini temizliğe adayan fetvâcımız aynı Karaman, anında çark ederek hırsızlığı yeniden takdis etmeye soyunuyor... İnanır mısın?
Adamlar bedelli askerlik yasasının yanına çürük raporu olanlar da yararlanabilir maddesi eklettiriyor... Yani meâlen şöyle diyor:  “Bizim çocuklara zamanında sahte çürük raporu aldıydık, ileride ne olacağı belli olmaz, hazır yasa çıkmışken bedelini ödeyip bir de sahtecilikten damga yemeyelim.”
Eşin, dostun, hısımın, akrabanın çocuğuna özel madde yani... Adamlar bildiğin  “kendi yasanı kendin yap” kampanyasından yararlanıyor! Demokraside, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’yle yarışır hâle geldik çok şükür...
Bu sizin Yeni Türkiye Cumhuriyeti var ya hanhâfızi! Araya bir de muz koymak lazım:  “Yeni Türkiye Muz Cumhuriyeti...”

Yazarın Diğer Yazıları