Serbest piyasa ekonomisi

Demokrasiyle idare edilen ülkelerde, her alanda hürriyetlerin kullanılmasından dolayı üretimi yapılan malların da dolaşımı ve alınıp satılması serbesttir. İsteyenin istediği malı, istediği fiyattan alıp satma özgürlüğü vardır. Fiyatları ve kaliteyi ise arz ve talebin belirlediği bir sistemdir.
Dünyadaki ekonomik uygulamalara bakıldığında, ya komünizmde olduğu gibi her şeyin devletin elinde olduğu veya kapitalizmde olduğu gibi her şeyin parası olanın elinde olduğu bir uygulamayı görürsünüz. Hiçbir sistemde de üretici ve tüketici olan halk kesimi yoktur. Halkın sadece sızlanma ve kendi imkânlarıyla kavrulma hakkı vardır.
Ne yazık ki, insanları kandırma adına serbest piyasa ekonomisi uyguladıklarını söyleyen idareciler, fiyatları ve kaliteyi belirleyenin spekülatörler değil de arz ve talebin olduğunu ifade ederler. 
Bu nasıl bir arz taleptir ki üreticiler ürünlerinin kilosunu 20-30 kuruşa verirken, tüketiciler 5 liraya alırlar. Çözülemeyen ise oluşan farkın tüketicinin cebinden çıktığı, ancak üreticinin cebine ve devletin kasasına girmediğidir. 
Hasbelkader ürün çoksa ya aracılar tarafından alınmayıp çürümeye terk edilerek veya alınıp depolara doldurularak piyasaya arz edilmeyip çıkarcıların isteklerine göre fiyat belirlemelerine gidilir. Yapılan bu çirkinliklerini kapatmak için ise yakıt artışı, sel, yağmur, dolu gibi bahanelerin arkasına sığınırlar. İşte son zamanlardaki soğan, patates, pirinç ve benzeri ürünlerde yapılan uygulamalar bunların en bariz örnekleridir.
Gelişmelerin diğer bir yönü ise hijyenik olmayan, zehir saçan, GDO’lu olan ürünler iç piyasaya arz edilirken, sağlıklı ürünlerin ise daha az ücretlerle dışarıya ihraç edilmesidir. Halkın vergileriyle kurulan laboratuarlar, zaman zaman birkaç küçük firmayı afişe ederek görevlerini yaptıklarını zannederek sorumluluktan kurtulduklarını düşünürler. Dahası bazı sözde bilim adamlarının ise yapılan çirkinlikleri üç kuruş için savunmak için yarıştıkları dahi olmaktadır.
Bizde uygulanan serbest piyasa ekonomisi sadece yediklerimizle de ilgili olmayıp, kullandığımız alet edevat, yakıt türleri, giyeceklerimiz ile ulaşımımız için de belirleyicidir. Merdiven altı imalatı, yurt dışında yasaklanmış ürünleri en güvenilir dediğiniz yerlerin pazarlanması, ulaşımın ise seçtiğimiz belediyelerin belirlediği fiyatlarla yaptırılması ve nice olumsuzluklarla doludur. 
Suyu, elektriği, doğal gazı ve telefonu devlet yetkililerinin belirlediği fiyatlara göre kullanırsınız. Öyle bir serbest piyasa ekonomisi ki, pazarda, marketlerde, manavda, kasapta ve fırınlarda ürün fiyatlar hep aynıdır. Kalite ise tamamen farklıdır. Ürünü seçmeye kalksan ya tacize maruz kalır ya da dayak yersin. İade ise hiç mümkün değildir. 
Bu da gösteriyor ki, halkın yanındayım diyenler, halkın ceplerini boşaltıp, sağlığıyla oynayarak insanları hastane kapılarına yığmaktadırlar. Yetmemiş olacak ki, insanları birde orada kaz misali yoldurtmaktalar. Hani atalar  “balık baştan kokar”  derler ya, tam da yeridir. Seçtiklerimiz halkı yolarsa, ondan gören ve hiçbir yaptırımla karşılaşmayacağını düşünen çıkarcılar derisini yüzer.
Hâlbuki bize anlatılan serbest piyasa ekonomisi, demokratik ülkelerde uygulanan herkesin her istediğini seçme ve en ucuzunu almasıdır. Bunu yaparken de engel olmaya çalışanlara devletin yasalarla müdahale ederek yaptırım uygulamasıdır. Denetimlerini aralıksız yapıp halkına güven vermesidir.  
Bizde ise denetimlerin yapılmadığı, göstermelik yapılan denetimlerde de yaptırımların uygulanmadığıdır. Aksine devletin bile, halkını insan olarak görmediğine şahit oluyoruz. Bu da göstermektedir ki benim ülkemde ne demokrasi var, ne de demokrasinin gereği olan serbest piyasa ekonomisi uygulaması. Olan ise herkesin bir birini kandırmaya çalıştığı, ahlak dışı vahşi bir kapitalizm uygulamasının olmasıdır. 
Ey beni yolduğunu, kandırdığını, zehirlediğini, cüzdanını doldurduğunu ve rüşvetini alarak geleceğini garanti altına aldığını sanan zavallılar. Sen benim için bunları yaparken unutmaman gereken şu ki; bir başkası da aynısını senin için yapıyor ve elbette bir gün bunun cezasını benimle birlikte senin de çekeceğindir.

Yazarın Diğer Yazıları