"Şerefli bir ölüm, şerefsiz bir ömürden daha iyidir"

Aşağıdaki satırlar, merhum Yaşar Nuri Öztürk'ün oğlu Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tahir Öztürk tarafından derlenen ve benim de parçası olmaktan gurur duyduğum "Türkiye'nin Hocası" kitabından:

***

"Devrimcilerin işi zordur. Çünkü devrimcilik, kurulu düzene meydan okumaktır. Yaşar Nuri Öztürk, yüzyıllardır İslam dünyasını mahveden bir şirk düzenine meydan okudu. Zoru başardı. Bundan sonrası bize kaldı."

Adil Hacıömeroğlu

***

"Tarih ve zaman... İnsanları en doğru yargılayan, en gerçek hükmü veren iki unsur... Her ikisi de fikirlerin doğruluğunu kanıtlamaktaki en doğru ölçüt... Bir yanda Yezit'in zulmü, diğer yanda Hüseyin'in direnci...

Bir yanda insanların katline ferman yazan Ebu Suud, diğer yanda 72 millete bir nazarla bakan Yunus... Bir yanda insan yakan, kafa kesen karanlığın askerleri, diğer yanda "incinsen de incitme" diyen Anadolu aydınlığı... Bir yanda topuyla, tüfeğiyle mazlum milletleri esir almaya çalışan emperyalizm, diğer yanda Mustafa Kemal'in önderliğinde hepsine diz çöktüren mücadele azmi... İşte tüm bunlar yüzyıllardan süzülüp gelirken, tarihin sayfalarında gerçek yüzleri ile bizlere bakıyorlar Yaşar Nuri Öztürk, işte bu sayfalarda yerini alırken, Hüseyin'in direncini, Yunus'un aşkı ile harmanlamış, aklı ve bilimi ötelemeden Kur'an'ın ışığını insanlara aktarmayı başarmış, bir fikir adamı olarak karşımıza çıkıyor."

Ali Haydar Timisi

***

"Yaşar Hoca, adeta Kur'an muhafızlığına soyundu. Vahyi, merkeze alarak; Allah'ın adının kullanılmasına, dinin sömürülmesine ve siyasallaştırılmasına şiddetle karşı çıktı. Tanrı'nın kimliğini, şahsiyetini korumak gereğine iman ediyordu. Değişim sosyolojisi içinde, vahyin değişmez ilkelerinin, indiği toplumun şartlarından ayrılması gerektiğinin altını çiziyordu. Tarih boyunca, İslamist anlayışlar; siyasal, sosyal ve ekonomik alanda İslam'ı bir meta gibi gördü ve araçsallaştırdı. Yaşar Hoca'ya tepki duyanların kahir ekserisi bu zihniyetin insanlarıdır. Bakmayın onu tekfir eden cahil ve yobaz takımına, Hoca hiçbir zaman din havuzunun dışına çıkmadı.

Hemen soralım; mesela, hangi eserine karşı anti tez yazıldı da Hoca cevap veremedi; ya da yorumladığı hangi ayet üzerinde tüm tefsirleri topladık, kritiğini yaptık da sen yanlışsın/yanılmışsın diyebildik?"

Ayşe Sucu

***

"Konuştuğu zaman profesörler, aydınlar, yazarlar, bilim adamları, siyasetçiler ağzının içine bakardı. "Günah örtü ile örtülmez" derdi hocam. "Din, akıl mantık işi değildir" diyenlere "Din, akıl mantık işidir" derdi.

Burası önemli: Din adına işlenen bunca suça, bunca rezalete, bunca utanmazlığa rağmen, aydın ve bilinçli insanlar hâlâ Müslümansa, Yaşar Nuri Hoca onlara gerçeğini anlattığı içindir."

Bekir Coşkun

***

"Dünya 'Beyin Çağı' denen aşamadayken, cahiliye dönemini yaşayan Türkiye'de, Öztürk'ün söylediklerine, bu fikirlere karşı olanlardan kimse karşılık veremedi. Yobazlığa meydan okuyuşu karşısında, yobaz-cahil takımı sessiz kalmaya çalıştı ve sağa sola kaçıştı.

Cevap veremediler, çünkü Öztürk'ün kaynağı, dinin özüydü. Kolektif ve çarşaf listeyle düşünenler, ezber bilgileriyle, Öztürk'ün farklı açıkladığı ayetler karşısında paramparça oldu. Yapabilecekleri ise, yalnızca, onun ölümüne gizli ya da açık sevinmek olabilirdi. Öyle oldu.

Oysa, O'nun düşünceleri yaşıyor. Tarihçi Tacitus'un "Şerefli bir ölüm, şerefsiz bir ömürden daha iyidir" sözü, 1900 yıl sonra bir kez daha gerçek oldu."

Hulki Cevizoğlu

***

"Günümüz İslamcı ideolojisi, Mehmet Akif Ersoy'un 'Bedr'in aslanları ancak o kadar şanlı idi' mısraını sevmez. Çünkü Çanakkale şehitlerinin, sahabeyle bu edebi kıyasına tahammül edemezler. Ama günümüz İslamcı ideolojisinin Mehmet Akif Ersoy'a asıl karşı çıktıkları 'Asrın idrakine okutmalı Kur'an'ı' mısraıdır.

Denebilir ki Mehmet Akif gibi mübarek bir adama daha karşı çıkan bu büyük kavganın fırtınası, 'modern, yeni, çağdaş' anlamı taşıyan 'asr' kelimesinde kopmuştur. Bu büyük fırtınayı günümüzde devam ettiren, ekranlardan büyük izleyici kitlelerine ulaşan bu büyük 'kasırganın' asıl sahibi, Yaşar Nuri Öztürk'tür."

Nihat Genç

***

"Dedi ki büyük öğretmen: Ne kadar ibadet edersen et; ibadet ettiğini halka ne kadar gösterirsen göster; hırsızlık ve ahlaksızlıklarını ibadetle affettiremezsin. Din, bu değildir."

Soner Yalçın

***

Çakma alimler, ekran şarlatanları eliyle alabildiğine kirletilen Ramazan ayından sonra arınmak, iman tazelemek için anlamlı bir vesile olabilir bu kitap...

Okumanız dileğiyle.

Yazarın Diğer Yazıları