Sevgili Önderimiz

Yiyeceklerden putların yapılıp acıkılınca yendiği, kız çocuklarının insan yerine konmayıp diri diri toprağa gömüldüğü, helal ve haramın birbirine karıştırıldığı bir vahşet devrinde insanlığın üzerine güneş gibi doğdu. Doğan bu güneş âhir zaman peygamberi Hz Muhammed Aleyhissalatü Vesselam idi. Birden tarihin seyri ve hayatın akışı değişti.
Aklın zorlandığı ve kalbin düğümlendiği “Kimiz, nereden geldik, nereye gidiyoruz?” sorularının düğümlerini çözüp kâinatın sahibini ilan ve ispat eden bir zatın teşrifi sadece canlı varlıklarda değil, cansız varlıklarda da yansımasını bulmuştur.
Allah’ın selamı üzerine olsun ya Resulellah. Sen ki “Muhammed’ül-emin” dosdoğru güvenilir insan. Dostluğu, kardeşliği, kulluk etmeyi, duayı, merhameti, iyiliği senden öğrendik.
Evrendeki her varlığın görevini, boşuna yaratılmadığını, komşu açken tok yatılmayacağını, nezaketi, inceliği hep sen öğrettin. Zulmedenlere bile merhamet etmeyi, sabrı, tatlı dil ve güzel sözlerle yaklaşmayı bize sen öğrettin.
Ümmetin için çektiğin çile, döktüğün gözyaşı ve günlerce yakarışın unutulur mu? Senin ümmetinden olmanın, seni kendime örnek almanın mutluluğuna doyulur mu Peygamberim.
Çünkü sen evrenin en şerefli, en dürüst, en iyi kalpli, fakirin yetimin hâmisi en iyi insansın. Seni anlatmaya kelimeler yetmez. Ne desem az, ne desem geri gelmez o güzel zamanlar... Bizler için ne zorluklar yaşadın, yanlışlara karşı gelip doğruları hep söyledin. Çünkü sen cesurdun. Çünkü sen inanıyordun.
Tek başına çıktığın ulvi yolda benzeri görülmemiş başarılar kazandın. Bu da ne büyük önder olduğunu göstermiştir. Sen diğer insanlara üstünlük taslamayan, alçak gönüllü, çocukları seven, yetimlerin hâmisiydin.
Neyin varsa paylaşan, cömert biri, insanların eksiklerini ve hatalarını hoşgörüyle karşılayan, düzelten, onlarla dalga geçmeyen herkes için örnek teşkil edendin.
EY Allah’ın insanlığa son hediyesi gül Peygamberim, sen bir kitap, bir kalem, bir öğretmensin.
İyiliği emreden, en değerli varlığın insan olduğunu söyleyen, İslam’ın nuru ile hayatımızı aydınlatan, sizler aklınızı savaşlarla, kinle, nefretle, düşmanlıkla değil gerçek var edeni bulmak hak yoluna varmakla yorun diyen Peygamberim.
Sen Allah’ın elçisi, İslam’ın efendisi, yeryüzünün batmayan güneşiydin. Sevgili Peygamberim bir kez de olsa o gül cemalini görmek, sesini duymayı dünyalara değişmezdim.
Biliyorum imkânsızı istiyorum. Ama yine de seni içimde canlandırarak seni tanımaya, hissetmeye çalışıyorum. Ama kararlıyım, ben seni yaşatacağım. Bunu da bize hediye olan kitabına uyarak, güzelliklerini insanlara anlatarak, insanlar seni fark etmeli ve fark ettirmeliyiz.
Sevgili Peygamberim, ben seni çok seviyorum. Bazı insanların seni sevmeyişini ve sana olan düşmanlığını ise anlayamıyorum. Bense gecenin karanlığını senin ışığında görüyorum. Her yağmur damlasında, esen rüzgârın sesinde, öten bülbülün nağmesinde yine seni duyuyor, senin için ağlıyorum.
Ey Resul yakıcı çöl sıcağında susuzluğumu sen gideriyorsun. Yalçın kayalıklarda oluşturduğun gül bahçelerinde kokunu hissediyorum.
Ey Sevgili; yokluğun yüreğimi hançerliyor, sanki vücudumda kırbaçlar şaklıyor. Çaresizlik ise bedenimde bir yük oluyor. Öyle hasretim ki sana, bu acı, bu ızdırap ne zaman biter bilmiyorum. Geceleri seni anıp hayal ediyorum. Sen olsaydın bu kâinat böyle olur muydu? Sen olsaydın insanlar manayı bırakıp maddeye bağlanır mıydı? Sen olsaydın çocuklar yetim olur muydu? Elbette ki binlerce hayır...
Ey mübarek insan, sevgili Peygamberim. Hasretin vurdu gönlümü. Hani nebat suyu, gül bülbülü, toprak tohumu bekler ya... İşte seni o özlemle bekliyorum. Ey sevgili. Hasretle, umutla bekleyip duruyorum.
Sen gecede dolunay, gündüzde güneş, dünyada sultansın. Biz ise sana muhtacız. Selam sana gül yüzlü, gül Peygamberim
Ey Allah’ın Resulü, insanlığın önderi, büyük eğitimci örnek kişiliğin ve öğrettiklerinle biz öğretmenlere yol gösterdin. Doğrunun, güzelin, sevginin neler olması ve nasıl öğretilmesi gerektiğini öğrettin. Bu da senin ne denli büyük eğitimci olduğunun bir göstergesidir. İnşallah öğrettiklerine uyar ve şefaatine nail oluruz  ya Resulellah.

Yazarın Diğer Yazıları