Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Sevgilililer Günü'nde sevginin gücü

Sevgililer günü tüm sevenlere kutlu olsun. Özellikle bugün sevgili ve sevgililer gününden öte, sevginin hayatımızdaki yerini, ne kadar önemli olduğunu paylaşmak sanki daha
doğru olur.
Yazılması ve üzerinde düşünülmesi gereken “gün” yada salt  “sevgili” değil. Hayatımızı her evrede şekillendiren sevgidir aslında. İnsan olmanın mucizesi “sevgi”yi tanımak, onu öğrenmek ve korumaktır. Bana göre çokluklar içindeki yalnızlığın sebebi sevgiyle buluşamamaktır. Sizce de öyle değil mi? Çevremize şöyle bir baktığımızda hepimiz gözlemlemişizdir. Bırakın sevgili olmayı, insani ilişkilerde dahi sevgiyi taşımayı, sunmayı ve korumayı bilemiyoruz.
Oysa ki sevgi önce sizi sonra sizinle birlikte her şeyi var ediyor. Bir tek güzellikle sınırlamak imkansız sevgiyi. Ne güzel söylemiş Yunus; “Severim yaratılmışı, Yaratandan ötürü”. Yani sevginin dili, dini, ırkı ve sınıfı yok... Her şeye, herkese sunulması gereken, herkesin hak ettiği ve sahip olunması, varlığımızı renklendirecek bir duygu sevgi. Buradan yola çıkarak kişileri sevgisizce sınıflamamak gerekir. Hâlâ zengin, fakir, siyah, beyaz, iyi, kötü vb. ayırımının yapıldığı dünyamızda tam da bu noktada gerekli. Etiket insanların arasına mesafe koyuyor. Farklılaştığımız an gerçek sevgiden uzaklaştırıyor bizi.
Bir güne sıkıştırılan sevgiye karşı sorumluluklarımızı bildiğimizde her gün aynı hazda yaşanabilir oysaki. Şimdi; “Deli’ye her gün bayram” diye düşünenler olabilir aramızda ama bir gün sevgililer günü olacağına, her gün sevgi’nin günü olmalı... Unutmayalım ki sevgi en iyi dersleri bu duyguyu taşıyan insana sunuyor.
Sevgi bizim kendimize, kendi içimizde yapacağımız bir yolculuk olmalı... Önce kendimizi severek başlamalıyız yolculuğa. Düşünelim bir kez biz istemediğimiz sürece Uzakdoğu’nun en büyük yol göstericileri bile bize sevgi’yi veremez öyle değil mi? Sevgiyi öğrenmek ve onunla yaşamak için önce hazır olmak gerekir. Başkalarının sevgi içinde yaşayışını gözetlemekle bu mümkün olmaz. Sevgiyi yalnızca sevgi dolu bir ilişki içinde etkin bir iştirakçi olarak yer aldığınızda
öğrenebilirsiniz.
Asıl sorunsa öğrenmek ve öğrenmeye hazır olmak. Öğrenmek ömür boyu sürecek karmaşık bir işlem. Yaşadığı ortamın kültüründen ve yaşam biçimlerinden etkilenen insanın bu karmaşık sürece ayak uydurması ancak sevgiye tutunmakla mümkün olacaktır. Sevmeyi öğrenmek için sürekli bir değişim içinde olmak gerek. Çünkü insanoğlu’nun sevme, sevebilme potansiyeli sınırsız. Ama ömrü sınırlı. Tam bu noktada sevgilerimizi sevdiklerimize sunmak için yılın bir gününü beklememek gerekir.
Kimse bir yaşamı ikinci kez yeniden yaşamıyor çünkü. Sevgi samimi olmalı. Bunu gerçekten sevenlere değil, sevgiyi egoları ve arzuları için kullananlara ithaf etmek gerek.
Sevgi ilişkisi sizi size yönlendirmediği anda yada siz bir kişiyi kendisine yönlendiremediğinizde bağlılık gibi görünse de gerçek sevgi olamıyor. Sevgi sorumluluk taşımalı ve acıtmamalı. Büyük hümanist ruhbilimciler Rogers Maslov ve Herbert Otto bizlerin içerdiğimizin çok küçük bir bölümüyle bizi oluşturduğumuzu oysa, insanda çok büyük bir potansiyel var olduğunu ileri sürüyorlar. Acaba biz seni seviyorum demekten korkan bir toplum mu olduk?. Karşımızdakini şımarmaktan mı korkuyoruz yoksa?. Seni seviyorum diyebilmek acizlik değildir. Bence çok sık söyleyebilmeliyiz, insan olduğumuzu daima hatırlamak için. Hal böyle olunca bize de sevginin gücü ve günü kutlu olsun demek düşüyor.

Yazarın Diğer Yazıları