Sığ devletin derin gafleti

Kürt sorununa; Güneydoğu sorunu mu PKK sorunu mu, adına ne derseniz deyin, ülkemizin başına bela olan bu sorun, milletimiz için bir “varoluş”, olup olup olmamak konusudur.
“Kürt sorunu yok, PKK-terör sorunu vardır” gibi safsatalara ve de “yıllardır hakları, kültürleri inkar edilmiş Kürtler” fantezilerine saplanıp kaldıkça ve çözümü bunlarda aradıkça Kürtçüler “Büyük Kürdistan” amaçlarından vazgeçmedikçe Türkiye, sarmal olmuş bu müzmin beladan kurtulamaz. Erdoğan’ın son açılımı bu, gerçekler anlaşılamadığı ve kabul edilemediği için fiyasko ile sonuçlanmıştı. Şimdi Oslo müzakerelerine devam ve Leyla Zana’nın “barış açılımına” itibar edilirse çok pahalıya mal olacak yeni fiyaskolar mukadderdir! Bu sorunu kökünden kazımak için yapılması gerek Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi, kimseden, ne ABD’den ne de AB’den icazet beklemeden, yılanın başını Kandil’de ezmektir. Yabancıları yılan sokmuyor; onların umurunda mı ki ikna edilebilsinler. Hatta Kürt sorunu bir bakıma onların projelerine yarıyor. Rusya da “Büyük Kürdistan”a taraftar.. ABD ise itiraf etmese bile çoktandır, “Neden olmasın” diyor!

***


Şimdi anlaşılan Erdoğan’ın hükümetinin son “açılımları” Zana ve eş zamanda Apo olacak.. Yani şimdi de umudumuz; darağacından kıl payı kurtarılmış son bölücülük belasının başı ve göbeği Öcalan’
Aydınlık’ın büyük gazetecilik başarısı: “Apo nerede diye” sordu ve sonra İmralı’daki görevlilerden sızdırılan mevsuk bilgilere göre yılanın başı artık İmralı’da değil, Bursa’da MİT misafirhanesinde imiş ve de zaman zaman bir MİT teknesi de Amerikalı ajanlarla görüştürüyormuş! Olamaz demeyin neler oluyor.. Bu iktidar gaflet sularında yılana sarılırsa hiç şaşmamalı!
Aynı soruyu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de sordu. Aslında onun bilmesi gerek. Hüküm, Koalisyonun ortak kararı ile nedense infaz edilmeyi rafa, Apo da İmralı’ya konduğu için bugün hayatta ve içimizde!
Gerçi Adalet Bakanı Sadullah Ergin yalanladı, ama yuvarlak ifadelerle. Hakikat bir gün anlaşılırsa kaçamak kapıları açık. Hem koltuk uğruna ne yalanlar söylenmiyor ki! Bu iddianın şayi olması, vukuundan beter!

***


Apo’nun öyküsü, yakın tarihimizin en büyük devlet boyu, partilerarası gafletin öyküsü. Cinayetleri delillerle sabit olunca idam hükmü giymiş adam, şimdi yarattığı canavardan kurtulmak için “umut”!
Hüküm giyince en akıllarımız bile “Asılırsa mezarı türbe, ziyaretgah olur” demişlerdi. Zamanın Başbakanı koalisyon ortağı rahmetli Ecevit “onu çelik konserveye” koyacağız demişti. Peki, şimdi ne oldu?
 Apo’nun bu dışarıya açılmasından sonra herhalde önce Boğaz’a nazır, Dolmabahçe’ye yakın bir köşkte misafir edilir ve sonra da plan gereğince affa mazhar olur! Ve Kürt sorunu sil baştan...
Bu sorunun çözülmesini, akan kanların durdurulmasını ve şehit cenazelerinin bitmesini hangi aklı başında vatansever istemez.. Ama böyle mi ve ne pahasına?

***


 Bakın PKK azgınlıkları bitmiyor, büsbütün azıyor. BDP de susmuyor!.. Güneydoğu meselesi neredeyse “kuzeydoğu meselesi” olacak. Haydutlar Trabzon’a kadar indiler.. Açılımlar içinde bocalarken onlar ne yaptıklarını ne yapacaklarını biliyorlar. İktidarın açılımlarını zafiyet sayıyorlar ve eylemleri ile teslimiyeti zorlamak istiyorlar...

Yazarın Diğer Yazıları