Silivri-Yassıada-akil adamlar

Kardeşim Emin Çölaşan’ın kahraman asker emekli korgeneral Engin Alan ile Silivri’de yaptığı konuşmalar ve o zulümhanenin yani hükümetin kendi askerlerini esir tuttuğu esir kampının durumu Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu karabasanı adeta özetliyor. Düşünün; askerlik hayatı daha doğrusu bütün hayatı, PKK eşkıyaları ile mücadele etmekle geçmiş kahraman Korgeneral Engin Alan bu esir kampındayken aynı zamanda iktidarın başı Tayyip Erdoğan eşkıyaların reisleri Apo ve Karayılan ile müzakere halinde.
Gösterdiği ışıktan daha doğrusu açtığı gedikten eşkıyanın talepleri durmuyor. Şimdi de hem geçmiş cinayetleri hem de bundan sonra yapacakları için dokunulmazlık talep ediyorlarmış. Recep Tayyip Erdoğan herhalde bu dokunulmazlığı da vermeye hazır. Başbakan eşkıyanın, PKK’nın başka bir talebi talebini yani başkanlık sistemi ile birlikte eyalet sistemini de adeta kabul etmeye hazır gibi.

 


***

 


Emin Çölaşan’ın naklettiği, emekli Korgeneral Sayın Engin Alan’ın sözleri ve de asıl Silivri esir kampının hali, durumu gerçek bir facia.  Çölaşan’ın anlattığına göre, Silivri kampı Nazilerin Yahudileri ve muhaliflerini topladıkları temerküz kamplarından farklı değil, hatta daha da beter. Gençlik hayatımın dokuz ayını geçirdiğim Yassıada zulüm adasından da beter.
 Bu ada şimdi metruk durumda fakat bilmiyorum içinde yargılandığımız mahkeme salonu hâlâ duruyor mu? Eğer duruyorsa herhalde yeni sanıkları bekliyordur.
Sormak isterim, Allah rızası için Sayın Erdoğan 2002 yılında demokrasi tramvayı ile iktidara geldiğinde memleketin hali böyle miydi?
Atatürk’ün kurduğu, cumhuriyetin temel ilkeleri ve değerleri böylesine harcanmış mıydı?
Cumhuriyeti korumak ve kollamakla mükellef Türk ordusu bu kadar zayıf hale getirilmiş ve bir zamanlar milletin güvenini büyük bir çoğunlukla kazanmış olan ordumuz bugünkü duruma düşürülmüş müydü?
Geçenlerde yazdım. Bu durum sonuna kadar böyle devam edemez. Ve Yassıada’daki mahkeme salonu eğer hâlâ yerinde duruyorsa...

 


***

 


Bir deyim vardır “Her boyayı boyadık bir fıstıki yeşil kaldı” diye. Şimdi de o hesap her şeyi hallettik, bir akil adamlarımız eksikti o da Başbakanımız sayesinde tamamlandı. AKP ve BDP’nin birlikte hazırladığı ’akil adamlar’, Başbakan’ın tabiriyle “Akil İnsanlar” listesini de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamasından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın onayladığını öğreniyoruz.
Şimdi bir düşünelim; akil adamlar nedir ne yaparlar?
Akil adam adı üstünde akıllı adam, yani eski tabirle kanaat önderi. Arabulucu. Bir olayı çözüme kavuşturacak kişi...
Eh, bu akil adamları kendi fikrini empoze etsin diye Başbakan seçtiğine göre ona ne denir?
Ben söyleyeyim; hatırlarsanız Başbakanımızın eski mesleği distribütörlüktü!.. Oradan esinlenerek bunları da propagandist olarak belirlemiştir diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum?
Ülkemiz coğrafi olarak 7 bölgeye ayrılmıştı. Başbakanımız da buna sadık kalarak propagandistlerini 7 bölgeye göre seçti...
Dur bakali nolcek!...

Yazarın Diğer Yazıları