Şimdi "ah-keşke" diyorsunuz ama...

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iktidara geldikleri takdirde Türkiye Dayanışma Fonu kuracaklarını 7 Mayıs 2018'de şöyle açıklamıştı.

"30 Nisan 2018 tarihi itibariyle borçları, bankalarca veya tüketici finansman şirketlerince yasal takibe ya da yakın takibe alınmış olan ve de borçları tahsilat şirketlerine satılmış olan 4,5 milyon vatandaşımızın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını satın alacağız."

Değerli okurlarım yaşanmakta olan ekonomik kriz ile ilgili olarak bu sözler, dün gittiğim Ankara Ticaret Odası'nda (ATO) karşılaştığım ve sohbet ettiğim emekli, işçi, esnaf ve tüccarlar ile "ekonomik kriz" sohbeti yaparken aklıma geldi.

Akşener'in çok önem verdiği, "Türkiye Dayanışma Fonu" projesi, "Borç kaderin değil" başlığı ile açıklanmıştı.

Bu projenin "Yılmaz" iki mimarı vardı.

Birincisi, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayfer Yılmaz'dır

İkincisi ise Merkez Bankası eski Başkanı İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz'dır.

Her iki Yılmaz da devlet deneyimleri olan büyük ekonomik projelere imza atan isimlerdir.

Keza bu çalışmayı "İYİ Parti'nin en önemli projesi ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı vaadi" olarak Türk halkına açıklayan Meral Akşener ise çok deneyimli bir siyasetçi ve verdiği sözleri tutan dürüst bir kadın politikacıdır.

Şimdi "Ah... Vah" dediklerinden emin olduğum 4,5 milyon vatandaşımıza bugün o önemli projeyi Akşener'in açıklamasından alıntı yaparak hatırlatayım.

"30 Nisan 2018 tarihi itibariyle borçları, bankalarca veya tüketici finansman şirketlerince yasal takibe ya da yakın takibe alınmış olan ve de borçları tahsilat şirketlerine satılmış olan 4,5 milyon vatandaşımızın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını satın alacağız. Bu durumda olan borçlulardan, işsiz, emekli ya da asgari ücretle çalışanların borçlarının tamamını, sileceğiz.

Değil borcunu ödemek, evine ekmek, çocuğuna süt bile götürmekte zorlanan işsiz kardeşlerimizi, tam rahat edeceği yaşlarda borç krizi içinde debelenen emeklilerimizi bu yükten kurtarmak boynumuzun borcudur.

Yine borçları bu durumda olan, düşük gelirle çalışan vatandaşlarımızın ve öğrencilerimizin borçlarının en az yüzde 80'ini, belirli kriterlere göre sileceğiz. Kalan borçlarını ise faizsiz 10 yıla kadar taksitle ödeyebilecekler.

Ayrıca şehit ve gazi ailelerinin bu durumdaki tüm borçlarını sileceğiz. Vatan onlara çok şey borçludur. En azından bunu yapalım. İşsiz ve emeklilerimizi, şehit ve gazi ailelerini, ödeyemedikleri bütün borçlarından kurtarıyoruz. Borç bittiğinde veya erken ödeme yapılması durumunda vatandaşlarımız yeniden bankalardan kredi alabilir duruma geleceklerdir.

İşsiz kalıp ya da gücü yetmediği için borcunu ödeyememiş ve finansal kayıtları bozulmuş vatandaşlarımız, durumları düzeldiğinde, örneğin yeniden konut kredisi alabileceklerdir. Diyoruz ki borç kaderin değil, kurtulacaksın. Türkiye Dayanışma Fonu ile vatandaşlarımıza yeni bir başlangıç yapmaları için fırsat vereceğiz.

Artık kapı her çalındığında, haciz memuru mu geldi diye endişelenmeyecekler. Bakkalın manavın önünden geçerken boyunları eğik kalmayacak. Çocuklarına süt alırken iki kere düşünmeyecekler.

Ayrıca bu durumda olan vatandaşlarımıza toplum olarak yardım elini uzatmak boynumuzun borcudur.

Devlet nasıl ki zor durumda olan şirketlere yardım elini uzatıp, Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 15 milyar TL'lik bir zararı üstlenmişse, zor durumda olan vatandaşlarımıza da yardım etmek durumundadır.

Size söz veriyorum 25 Haziran sabahı sizi bu yükten kurtaracağım. Borç kaderiniz değil, sileceğiz. Kurtulacaksın."

Şimdi Akşener'e ve İYİ Parti'ye düşen görev AKP tarafından gerçekleştirilmesi için bu önemli projeyi tekrar gündeme getirmektir.

5 milyon vatandaşa AKP bu projeyi uygulamaz ise, Mart 2019'da yapılacak yerel seçim kampanyasında da İYİ Parti'nin en önemli "oy kazanma" projesi olacaktır.

Yaşanan bu büyük ekonomik krizin boğduğu 5 milyon vatandaşım şimdi, "Ah... Vah" diyorsunuz ama AKP'ye ders vermek, İYİ Parti ve Meral Akşener'e oy vermek için önünüzde son bir şans daha var.

O da Mart 2019'da yapılacak yerel seçimdir.

Yazarın Diğer Yazıları