Şimdi de alenen "şehir devletleri" propagandası!

Kenan Tüfekçi, mesajında, "Yazınızda 'Son anayasa değişikliklerini yazanlar, yazdıranlar da açıkça yerel meclislerden, özerk şehirler ve bölgelerden hatta üniter yapı içinde eyalet sisteminden bahsetmediler mi?' diyorsunuz. Sözcü'de yayınlanan bir haber var. Sizin 2001 yılında belgelediğiniz, CFR'den gönderilen programda öngörülen 'şehir devletleri' dayatması şimdi açıkça savunuluyor. Sözcü, bu haberi neden olduğu gibi yayınladı?" diyor.

Sözcü'deki haberin başlığı "Ekonomiyi şehir devletleri kurtarır" şeklinde! Sayime Başçı imzalı haberin spotunda da "Antik Yunan dönemindeki yönetim sistemi olarak bilinen şehir devletleri, yeniden benimsenmeye başlandı... Türkiye'nin bunu ıskalamaması için 13 yıllık süre kaldı" deniliyor!

Haberin içinde bu sözlerin İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman'a ait olduğu veriliyor.

Habere göre, hazırlanan bir raporda yıllar önce MHP'nin "Tarım Kentleri", CHP ve DSP'nin "Köy Kentler" olarak savunduğu, cazibe merkezleri oluşturarak kalkınma modeli eleştiriliyor!

***

Öte yandan referandumdan önce bir dergide yazısı yayınlanan, Anayasa değişikliği yazıcılarından Şükrü Karatepe de "Millî devletler, şehir yönetimlerine göre yeniden biçimleniyor. Günümüzde gelişmiş ülkelerin iç yönetimleri büyük ölçülerde şehirlerden sağlanıyor. Büyükşehir belediye başkanına doğrudan 'şehir başkanı' veya 'büyükşehir başkanı' gibi bir ad verilmelidir. İlçe belediyeleri ise gerçek anlamda yerel yönetim birimi olarak düzenlenmelidir" diyordu. 

Dünyanın şehir devletleri modeline geçtiği iddiası tamamen uydurmadır! Gerçekte şehir devletleri modeli, şu anda sadece Suriye'de uygulanıyor. Hürriyet'in görevden alınan Washington temsilcisi Tolga Tanış, 9 Nisan 2016 tarihli ve "Suriye'de geçici şehir devletleri" başlıklı yazısında "Orta Çağ'daki derebeylikler gibi düşünün. Bölgede bir sürü şehir devletler olacak. Mare'ye bir grup hâkim olacak. Azez'e başka bir grup. Azez'den doğuya doğru ilerleyen El Mutasim Tugayı çıktı şimdi. O bölgede de onlar. Ve YPG, Amerikalıların da bastırmasıyla bu bölgelere dokunmayacak. Onun yerine güneyde, IŞİD'i Menbic hattı üzerinden ilerleyerek geriletecek. Ve Kobani ile Afrin arasındaki kurmak istediği geçişi bu kuşakta oluşturacak. Başta Mare, hattın üzerindeki şehir yönetimleriyle de ayrı ayrı ilişki geliştirecek. Şehir devletler bir süre daha olacak" diye yazmıştı.

***

Peki 3 Kasım 2002 seçimlerinden çok önce, 26 Ağustos 2001 tarihli Büyük Kurultay'da "Küreselleşmenin şehir devletleri projesi" diye açıkladığımız Tayyip Erdoğan'a gönderilen gizli belgede ne deniliyordu?

O gizli belgede Tayyip Erdoğan'a "Ankara, küreselleşmenin gerekliliğini anlamak ve dünyada geçerli olan kurallara uyum sağlamak zorundadır. Ankara şunu da anlamalıdır ki, uygun gördüğü kuralları uygulayıp, kendi çıkarlarına uymayanları reddetmesi mümkün değildir... Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve millî hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir" deniliyordu...

Aynı dönemde Bartın ve çevresi için geliştirilen Paflagonia projesinde de asıl hedef ilan ediliyordu:

"Amacı ulusal devletlerin iç federasyonu (devletler federasyonu) şeklini gerçekleştirmek olan, politik şekilli, Avrupa karakterli bir fenomen geliştiriliyor."

***

Proje, Türkiye'de uydurma tarihçilik veya uydurma gen araştırması ile Türkleri kendi köklerinden şüpheye düşürmek şeklinde uygulanıyor.

CFR'nin millî devletlere dayattığı bu "yıkım projesi"ni "kalkınma projesi" gibi gösterenlerin Sözcü gibi "ulusalcı" bir gazetede propaganda yapmasının altında neler olduğu belli! Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz arkadaşımızı buradan uyarmış olalım...

Yazarın Diğer Yazıları