Daha düne kadar Orta Doğu'da Arap diktatörlüklerine ABD ile eş başkanlık bağlamında ayar veriyorduk.

Övünüyorduk..

Biz demokrasi ve parlamenter sisteme sahiptik onlar tek adam yönetimine.

Öyle değil miydi?

Ve çok geçmeden 'Arap Baharı' ile herkese demokrasi getirmeye çalışıyorduk.

Hatırlayın!

Saddam'ı devirerek ne yapacaktık?

Demokrasi getirecektik.

Gene hatırlayın..

Suriye'de Esad'ı Esed yapmamış mıydık?

Sebebi neydi?

Esad rejimi diktatördü.

Tek adam yönetimiydi.

Halkına zulüm yapıyordu. Buna bir son vermeliydik.

Buna bir de Libya'yı, Mısır'ı, Tunus'u ve ötekileri ilave edin.

AB, ABD ve Türkiye koalisyon güçleri başlığı altında demokrasi zaferine çıkmıştık...

Başkalarına demokrasi dersi verirken kendimiz gele gele nereye geldik?

Türkiye'nin Esad rejimine benzeyeceği tek adam yönetimini oylama noktasına. Meclis'ten dövüş kavga, referanduma gidecek kararı çıkarttık.. Başkalarına güya demokrasi götürürken demokrasimizi kaybetme noktasına geldik.. Eğer halkımız da vekillerine uyarsa, baskına giden basılır misali, yolda özgürlüklerimizi kayıp etmiş olacağız.

1908'de elde ettiğimiz, parlamenter sistemi, bir asır sonra kayıp edeceğiz.

Diyeceksiniz ki, parlamentoya bir şey olduğu yok..

Şekil olarak evet yok..

Ancak işlev olarak parlamento artık hükümetleri denetleyen, içinden bir hükümet çıkaran üstün güç olma özelliğini kayıp edecektir.

Yürütme, parti iktidarının aracı haline gelecek. Hâkim parti yönetimi ortaya çıkacağı için, bu partinin başına gelecek kişinin vicdanı kadar özgür olabileceğiz...

En kötüsü de devlet artık parti devleti haline gelecek...

                Herkesin devleti olmaktan çıkacak..

Öyle ki uzun süre iktidarda kalan bir parti ileride seçimi kayıp etse bile iktidarı bırakıp bırakmaması sorun yaratacak. Çünkü iktidardaki tek adamın parlamentoyu fesih etme yetkisi var. Görevini yeni seçilene devretmeden, parlamentoyu fesih eder de yeniden seçim isterse kim ne yapacak?

İktidarı devretse bile yeni seçilecek partili cumhurbaşkanının bürokrasiyi tümden değiştirmesi zaman alacak. Bu durum beraberinde devlet işlerinin aksamasına sebep olacak. Yetişmiş kalifiye eleman sıkıntısı yaratacak vs..

Bir başka husus da nedir biliyor musunuz?

Mesela FETÖ gibi gizli amacı olanlar, varsayalım ki AKP içinde yuvalandı ve kendini belli etmeden 15 yıl sonra AKP'nin liderliğine geldi. Seçilip partili cumhurbaşkanı olduktan sonra da işe koyuldu. Şimdi AKP'liler söylesin bakalım. Bu adamı nasıl durduracaklar?

Sonuç olarak, Orta Doğu'da esen Arap Baharı, pek çok şeyi yıktı. Hedef ülkelerin kiminin sınırlarını, ülke bütünlüğünü, kiminin ekonomisini ve gelir kaynaklarını elinden aldı. Kiminde yönetimleri değiştirdi... Türkiye'nin ise özgürlüklerini ve demokrasisini elinden alıyor...

Hatırlatırım..

Arap Baharı'nın hedefleri arasında Türkiye'de rejimin değiştirilmesi vardı.

Yine hatırlatırım.

Asıl şimdi tam olarak Orta Doğu ülkesi olduk...