Sistem mi çöktü AKP mi?

Önceki gün tarihî gündü.
Ülkemin tarihinde oldu mu bilmiyorum; Türkiye sathında elektrikler kesikti... İnsanlar çaresizdi. 
Yine ülkemin tarihinde oldu mu, bilmiyorum; dünyanın en korunaklı adliyesi bilinen İstanbul Adliyesi’ne elini kolunu sallaya sallaya giren iki kişi cumhuriyet savcısını rehin aldı.
Elektrik, neresinden bakarsanız bakın halkımıza ceza. 
Arada elektrik kesilmesi vak’a-ı âdiyeden sayıyorduk. Önceki gün sistemi tümden çökerttiler.
Eğer siber veya fiilî saldırıyla veyahut arızayla sistem çökmüşse, bunun mesûlleri devleti yönetenlerdir.
“Paralel”le yatıp kalkarlarken öbür tarafta neler olup bittiğini görmüyorlar.
Çok önce yazdım... Kimsenin tercih hakkının olmadığı, kullanmak mecburiyetinde kaldığı elektrik gibi zarurî ihtiyacın özel şirketlere devri halka eziyettir. Sen sistemini oturtamamışsın, tek amacı kâr olan şirketlere, açık söylemek gerekirse, peşkeş çekiyorsun.
İstanbul gibi bir yerde, toplu taşıma araçları çalışmıyor; hayat durmuş. Ya insanlar Gezi hâdiselerinde olduğu gibi, öfkeyle protestoya başlasalardı, araya ecinniler karışıp kitleler oradan oraya savursalardı, yakıp yıksalardı ne yapacaktınız? 
İnsanlar zaten elektrik şirketlerine öfkeliler. Kaçak kullananın, TRT’nin yükünü çekiyorlar, bir de sistemin çökmesiyle ihtiyaçlarını karşılamayınca  “Ta burama geldi!”  derler sokağa çıkarlardı.
Kaçak elektrik kullananların, elektrikleri kesilince ortalığı nasıl savaş alanına çevirdiklerini gördük.  “Haksız” dan korkuyorsunuz ama  “haklı” dan korkmuyorsunuz.  “Haklı”  bütün ikazlara rağmen, cebinden paranın tırtıklanmasına mani olamıyorsa, çaldığı kapılardan çevriliyorsa, hakkını aramak için çaresiz sokağa dökülür ve bu sokağa dökülüş Gezi’ye benzemez, bilesiniz. Bir mahalle çıksa karşınıza:  “Madem kaçak elektrikleri, TRT’yi benim sırtıma yüklüyorsunuz, biz de elektriği kaçak kullanıyoruz, gelin kesin kesebiliyorsanız, verin cezayı verebiliyorsanız!”  dese ne yapabilirsiniz?
Halkı daha bunaltmayın. 
İşi bilenler, sistemin çökmesini özel şirketlerin tamahkârlığına bağlıyorlar. Dağıtım sisteminin %30’u hâlâ devletin elinde... Devlet özel şirketler gibi davranmamalı  “devlet”  gibi davranmalıdır. 
Tez elden elektrik meselesini halletmelisiniz. Elektrik dağıtım şirketleri kesinlikle özel şirketlerden geri alınmalıdır.
Üst üste geldi. Halk öfkeden burnundan solurken, internet sitelerine bir haber düştü. Bir cumhuriyet savcımız rehin alınmıştı. 
Göz göre göre savcımızı ölüme götürdüler. Adliyeye giriş çıkışları kontrol edemediler, ceplerinde tabancalarla militanlar 6. kata çıktılar. Savcımızın başına silâh dayanmış, arkasında birtakım özel işaretli bezler asılı görüntüsü hepimizi kahretti. Devlet esir alınmıştı.
Savcımızı katlederek/ettirerek “devletin namusu”nu mu kurtardınız şimdi?!
Elbette militanların talebi karşılanamazdı ama savcı da katledilmez/ettirilmezdi; bir kurtarma yolunu bulunmalıydı. 
“Paralel” dediler, binlerce tecrübeli polisi darmadağın ettiler. Savcımızı tecrübesizlik mi katletti yoksa! Seçime ne kaldı şurada... Bu hâdiseler AKP’nin hanesine (-) yazılıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları