Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

'Siyah Kuğu'; hırsın ve değişimin hikâyesi...

2010 yılının ABD yapımı bağımsız filmlerini değerlendiren  “Spirit”  ödüllerine, aldığı dört ödülle  “Black Swan-Siyah Kuğu”  filmi damgasını vurdu.  “Siyah Kuğu”  en iyi film seçilirken Natalie Portman en iyi kadın oyuncu, Darren Aronofsky en iyi yönetmen ödülüne layık görüldüler. Ayrıca en iyi görüntü ödülü de Siyah Kuğu’ya verildi. Darren Aronofsky’nin yönettiği Siyah Kuğu başrolü, hırsı ve güzelliğini kullanarak kapan bir dansçının (balerinin) karanlık, düşündürücü ve gizemli değişiminin hikâyesini anlatıyor.
Dünyaca meşhur Kuğu Gölü balesinde başrolü kaptıktan sonra müthiş bir değişime uğrayan genç balerin Nina rolünde başarılı performansıyla en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazanan Natalie Portman’ı izliyoruz. Bale sanatını ve sahnenin büyüsünü bütün görselliğiyle sunan filmde dram ve gerilim sahneleri de oldukça öne çıkıyor. İyinin ve kötünün dansın adımları eşiğinde iç içe geçtiği siyah ve beyazın kavgasına şahit olduğumuz film, dansın gücünü ve ihtişamını, dansçıların bir ömre yayılan zorlu yaşam mücadelesini tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor. Estetik ve zarafetin ritim ve güçlü bir senaryo ile buluştuğu noktada parmakları üzerinde sanki uçarcasına süzülen bedenlerin hikayesi Siyah Kuğu. Acının ve ızdırabın bedendeki hırsı ve yaratma gücünü nasıl beslediğinin, bir dansçının hangi zorluklarda ve saatlerce süren provalarda bir rol için nasıl hazırlandığının şahidi olacaksınız. Film aynı zamanda madalyonun iki yüzünü de seyirci ile buluşturuyor. Beyaz Kuğu’da iyinin ve masumiyetin güçlü dansını, Siyah Kuğu’da ise kötülüğün ve hırsın bir şeytana dönüştürdüğü dansçının ölümcül hikayesini izliyorsunuz. Uzun çalışma saatleri, kanayan ayaklar, burkulan bilekler, ağrılı bir beden ve en önemlisi başrol için yarışılan acımasız bir rekabetin sürdüğü film bir bakıma genç bir kızın, başarılı bir dansçının ruhunu kirleten psikolojik dönüşümler yaşadığı, kendinden nefret ettiği gizli bir iç savaşa da dönüşüyor.
Sizlere filmin kısa hikayesinden de bahsetmek istiyorum. Baş balerin Nina (Natalie Portman) New York’ta annesiyle birlikte yaşıyor. Annesi de eski bir balerin ve kızının istikbaldeki başarısı için kendi dans hayatını feda etmiş. Filmin sürükleyici akışı içerisinde muhteşem dans şovlarını izlerken öte yandan da Nina’nın korkutan hırsına şahit oluyoruz. Başarısını, hırs ve güzelliğini kullanarak daim kılan Nina, güçlü ve bunalımlı bir karakter olarak seyircinin karşısına çıkıyor. Ruhunda açtığı yaralar Beyaz Kuğu’nun masumiyetini git gide yok ederken karanlığın şeytani gücüne teslim olmaya başlıyor, hırslı ve kötülükle beslenen Siyah bir Kuğu’ya dönüşüyor. İzledikten sonra karar vereceksiniz ki film topladığı tüm Oscar’ları hak ediyor. Özellikle en iyi kadın oyuncu ödülü Natalie Portman için gözü kapalı banko dedirtmiş. Sanatın sahne arkası ve zorlu mücadelesine şahit olmak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir film. Mutlaka izlenmeli diyorum...

Yazarın Diğer Yazıları