Siyaset dinden elini çeksin

Siyaset dinden elini çeksin
​Neydi o söz... "Alnı secdeye değen insan..." Sadece bir alın ve bir seccade, neredeyse bin diplomadan daha iyi bir hamili karttı...

Bir gecede gördük ki... Hurafeymiş...

Alnı secdeye değmiş yüzlerce insan elleri arkadan kelepçeli olarak önümüzden geçiyor. Biz ne diyorduk... "Din siyasetten elini çeksin..."

Bir gecede öğrendik ki... Cümle yanlışmış... Çarpıkmış...

Doğrusu şuymuş: "Siyasetçi elini dinden çeksin..."

Böylece hem iman kurtulur... Hem siyaset... İkisi kurtulunca ülke de kurtulur.

Ertuğrul Özkök Hürriyet

++++++

Demek ki artık her Allah diyene inanmayacak

------

… Cumhurbaşkanı, Fetullahçılara kanmasının nedenini onların da "Allah" diyor olmalarıyla açıklıyor. Demek ki bundan sonra her "Allah" diyene inanmayacak.

Mesela imam hatipten mezun olmanın bir işi yapmak için tek başına yeterli referans olamayacağını bilecek. Denetlenemeyen bir gücü kullanıyor olmasının yarattığı sakıncaları görmüş olacak. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışına yönelecek. Eleştirildiği zaman bundan hemen bir "düşmanlık" çıkarmayacak.

Mesela geçmişte bizlerin bu tür eleştirilerini düşmanlık olarak göreceğine ne anlatmaya çalıştığımızı anlamaya gayret etseydi, biraz kulak verseydi, Fetullahçı çete böylesine güçlenebilir miydi?

Evet özür dilemiş olması önemli bir gelişmedir ama bu özür ciddi bir özeleştiri ile birleşmeli ve aynı hatalar tekrarlanmamalıdır ki bir anlamı olsun.

Bu özeleştiriyi kendi içinde yaptığını umalım.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

++++++

"Mağdurlar Masası"ndan yansıyanlar

------

CHP'nin kurduğu "Mağdurlar Masası"nda görev yapan eski savcı ve milletvekili Ali Özgündüz, FETÖ'cüler devletten temizlenirken akıl almaz haksızlıklar yapıldığını söylüyor. Onlara ilişkin bir örneği şöyle anlatıyor.

"Bir hâkime hanım. Eşi de kendisi gibi hâkim. Cemaatle, FETÖ'yle uzaktan yakından ilgileri yok. Hakim bey, geçmişte AKP'ye miting için istediği alanı tahsis etmediği için sürgünle cezalandırılmış. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hakimlikten atılmakla kalmıyor, ayrıca tutuklanıyor.

Hâkime hanım geçen gün bir marketten kredi kartıyla alışveriş yapmak istemiş. Tezgâhtar kız, kartın işleme kapalı olduğunu söyleyince çok şaşırmış. Bankamatiğe gidip para çekmek istemiş. Çekemediği gibi bankamatik kartına el koymuş. Bunun üzerine bankaya neden böyle olduğunu sorunca, savcılık tarafından bütün mal varlıklarına el konulduğunu öğrenmiş. Bu durum bankaya bildirilince banka da ödeme gücü kalmadı diye hâkime hanımın kartını iptal etmiş. Bu hâkime hanımın 2 çocuğu var. Eşi hapiste ve bir anda beş parasız kalmış..."

Yargının vereceği cezaya kimsenin itirazı yoktur.

Ancak hâkim ve eşi henüz yargılanmamış. Suçları kesinleşmemiş.

Hal böyleyken koca hapisle, kadın ve çocuklar açlıkla cezalandırılıyor.

Türkiye zaten pek iyi görüntü vermiyor. Böyle örnekler görüntüyü daha da bozuyor...

Melih Aşık Milliyet

+++++

"Yenilebilir kâğıt

------

Haber şu..

Fethullahçı terör örgütü toplantılarında verilen talimatlar ufak kâğıtlara yazılmakta, hatta bunların lüzumu dahilinde yok edilmesi için yenilebilir olması sağlanmakta..

*

Yenilebilir kâğıt lafını duyunca aklıma Bülent Arınç'a suikast girişimi geldi.. Hani askerin kozmik odasına girmek için kurulan tezgâh vardı ya..

O!..

Kâğıt yutma işi o günlerde gündeme düşmüştü..

O gülerde kâğıt yutma meselesine takılmışım.. Şöyle yazmışım..

(…)

Fethullahçı polislerin suikast senaryosuna kâğıt yutma bölümünü de katmalarının nedenini sonunda öğrendik..

Kendilerine verilen emir kâğıtlarından esinlenmişler!..

Mehmet Tezkan Milliyet

+++++

Sıra AKP'ye sızanlarda

------

Darbe girişiminin "siyasi ayağı" olduğu kesin… Peki bu ayağı oluşturanlar kimler?

AKP'li dört eski bakan için (Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin, Suat Kılıç) FETÖ soruşturması başlatıldı.

Bu eski bakanların 15 Temmuz saldırısında herhangi bir rolleri var mı, araştırılıyor.

Peki, 317 milletvekili ve binlerce üyesi olan AKP'de FETÖ'cü sayısı dört isimle sınırlı kalabilir mi?

Sinsice her yere giren cemaatin AKP'ye sızmamış olması mümkün mü?

(…) AKP'ye çöreklenmiş FETÖ'cüler ne olacak?

Rahmi Turan Sözcü

+++++

Sarıkaya'nın itirafları

yeni oyunun parçası mı?

-------

…20 Temmuz 2006 tarihinde HSYK, dönemin Başkanvekili Celal Altınkaynak'ın başkanlığında HSYK üyeleri Yaşar Engin Selimoğlu, Ahmet Çetin Zöngör, Mahmut Acar, Sinan Tunca, Fahri Kasırga ile toplandı. Konu, Şemdinli olayları ve Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'la ilgili iddianameleri hazırlayan, Enver Arpalı'nın intiharına yol açan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten atılıp atılmamasıydı.

Müsteşar ve HSYK Üyesi Fahri Kasırga (Halen Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri) dışındakiler, Ferhat Sarıkaya'nın meslekten atılması yönünde oy kullanırken, Fahri Kasırga ise Sarıkaya'ya "kınama" cezası verilmesiyle yetinilmesinde ısrar ediyordu. Sarıkaya, HSYK'nın 2006/105 sayılı kararıyla meslekten atıldı.

(…)

Meslekten çıkarılan Ferhat Sarıkaya'ya, AKP'li bakanlar sahip çıkıyor. Yeniden mesleğe dönmesi için 18 Aralık 2010'da çıkarılan yasayla geçmişte meslekten çıkarılanların yeniden göreve dönmelerine olanak sağlanmıştı. (…) Sarıkaya'nın mesleğe dönmesine dönemin HSYK üyelerinden Ali Suat

Ertosun, Zeynep Kavlak ve Ziya Özcan karşı çıktı…

(…) Ali Suat Ertosun, bürokratlığı döneminde de Fethullahçı Terör Örgütüne karşı (FETÖ/PYD) mücadele eden, yargının yanlışlıklarını da çekinmeden gündeme getiren bir isim. Son seçimde Yargıtay üyeliğine yeniden seçilmedi. Ferhat Sarıkaya'nın mesleğe dönmesi için oy kullananlar ise seçildikleri gibi etkin görevlere de getirildi.

(…) Bilmiyorsunuz belki, Ali Suat Ertosun, AKP öncesi dönemde Bakanlar Kurulu tarafından "Devlet Üstün Hizmet Madalyası"yla onurlandırılan tek bürokrat. FETÖ'cü Ferhat Sarıkaya itiraflarına rağmen hala görevde tutulurken, onu mesleğe aldırmamak için direndiği için Ertosun Yargıtay'a döndürülmedi.

(…) Kendisine verilen talimatlarla iddianame yazdığını kabul eden Ferhat Sarıkaya, acaba yine birilerinin talimatıyla, yeni bir oyunun parçası olmak için mi durup dururken itirafçı oldu? Fethullahçı olduğunu 10 yıl sonra itiraf eden buna rağmen hala görevde tutulan savcı bu gücünü nereden alıyor acaba? Ya da kimin isteği üzerine itirafçı oluyor bu da ayrı bir merak konusu…

Saygı Öztürk Sözcü