Siyasi ayağın somut örnekleri

FETÖ davaları ve yansımalarıyla ilgilenmeyen var mı? Arada tekrarladığım örnek gibiyiz; "Ağzı olan konuşuyor". Öyle çarpıcı örnekler var ki, bunları silmeniz mümkün değil. Canımı sıkan, rahatsızlığını hâlâ duyduğum olaylar yaşadık. Gelmiş geçmiş en iyi Atatürkçü kabul edilenlerden Prof. Dr. Toktamış Ateş'in, Fethullah Gülen'in elini öpme çabasını unutamam. Ateş, sizlere ömür ama değer yargılarını yitirdi. Abant Toplantıları'nda içi dolar dolu zarfları kimler aldı? Bilmeyen kaldı mı?

Hani "kalkışmanın siyasi ayağı" deyip duruyoruz ya, bunlardan bir sürü delilli ispatlı ve hatta fotoğraflı epey vukuat var. Burada Sayın Hocam Burhan Kuzu'nun yer aldığı kareden bahsetmiyorum. Mesele Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı'nın itirafı; "Bana, görevi kabul etme. Yoksa sana sıkıntı çektiririz dediler". Sonra Melih Gökçek'in ortalara çıkıp "Darbenin Başbakanı Bülent Arınç'tır" şeklinde konuşması. Arınç'ın FETÖ'yü ziyareti dönüşünde Başbakanına "Size selam, saygı ve sevgi getirdim" şeklindeki sözleri akılları karıştırmadı mı?

Siyasi Ayak deyip bunları arayanlara bazı hatırlatmalar daha yapmak istiyorum. Başta Hakan Şükür olmak üzere partisinden istifa eden -hatta kaçan- milletvekilleri siyasi ayağa dahil değil mi? Burada parsel parsel satanlardan bahsetmiyorum. Ayamama Deresi'ni "Hizmet Yurtları"na tahsis edenlerden de söz etmiyorum. Bir de fırdöndüler var ki, sürüsüne bereket. Nüfus yoğunluğunda ilk sıraları alan illerin bazı belediye başkanları hâlâ koltuklarında. Kulağından tutulup atılanlar belde yöneticileri.

Başkana dikkat

Eski askeri yargı mensubu Reşat Petek'in vakti zamanında Gülen ve Şürekâsına övgülerini ne yapacağız? "Hava basıp imza attığı rapor"un tanıtımı bile tartışmalı. Onca eşeleme ve deşeleme arasında çıkardığı 1967 yılından kalma bir fotokopi. FETÖ, İzmir'de vaizken CHP'ye bağış yapmış. Tam yarım asırlık belge! Sen "Yeşillikleri Sevenler Komisyonu"nun başkanı değilsin ki. Tutup, ana muhalefeti zan altında bırakmaya çabalıyorsun. Ayrıca belge dediğinin çakma olduğu 1 saatte ispatlandı.

Sen eğer objektif başkan olabilseydin, mutlaka dinlenilmesi gerekenleri komisyonuna getirebilirdin. Kimilerini çağırmadın. Bazılarının ifadeleri raporunu açıkladıktan sonra geldi. Ben de Petek'e bir soru sormak istiyorum; "Zamanında bu örgüte destek olacak birtakım laflar etmedin mi?"

Bir iddia daha

Bu konunun tartışmaları arasında bazı seçmelerde bulundum. En çarpıcı sav Reşat Petek'in komisyonunda görevli birinden geldi. CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre önemli bir ithamda bulundu. "Orduda eskilerin emekliliğini kolaylaştırıp, FETÖ'cü subayların önünü açan tasarıyı imzalayan 37 milletvekili"nden söz etti. Bunların titizlikle araştırılmasını istedi. Sahi kamuoyu bu konuda bilgilendirilemez mi?

İki uç, Mustafa Kartoğlu ve Salim Şen'in söz birliği ettiği şekilde mutlaka hesap sorulmalı. Yani yeni bir kalkışmanın önü tıkanmalı. Bu da hukuk öncelikli tedbirleri almaktan geçiyor.

Bekir Ağardır'ın söyledikleri de önemli; "30 Mayıs akşamı bile zaafları görüyoruz. Ordu ve istihbarat bunun içinde. Oysa Genelkurmay Başkanı dahil, olayı geçiştiriyorlar." Oral Çalışlar'ın sorusunu tekrarlamakta yarar görüyorum; "Gazete haberlerinin tekrarıyla, sorulara cevap mı verilmiş oldu? Madem tedbir alındı, niye gözaltılar gerçekleştirilmedi?"

Bu işler, adını yazıp şöhret yapmak istemediğim bir bayan hukukçunun örtme çabalarıyla kapatılamaz. Durumun ciddiyeti devam etmekte. Topu Ecevit, Özal dönemlerine, yani taca tribüne atmak sadece gaflettir. Hatta ihanettir.

***

Bir de lanet çıktı

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman konuştukça batıyor. Kendi sözü "Şimdi şampiyonluğun tadını çıkaralım"ı çabuk unuttu. Eleştirenler için kullandığı "bunların hepsini lanetliyorum" deyişi çirkindi. Lanetledikleri, adından 'Arena' kelimesi atılan stat yapımıyla ilgili dedikodulardan bahsetmediler. Genel Kurul üyesi genç Beşiktaşlıyı yumrukladığından da söz etmediler. Kaldı ki spor kulübü başkanının kendi taraftarına saldırması çirkindi. Orman dua etsin Aziz Yıldırım'a. Suçlar paylaşıldı!

Gordon niye gitti?

Türkiye Ligi'nde her şey iyi giderken Gordon Milne'nin kovuluşunu hatırlatmak istiyorum. İçeride başarılar peş peşe geldi. Fenerbahçe her pozisyonda mağlup edildi. Ancak Avrupa'da sıradan takımlara yenilgi bardağı taşırdı. Şimdiden ufuktaki tehlikeyi yazacağım. Başkan istediği kadar lanetlesin taraftar çoktan hedef büyüttü. Grupta D. Kiev'e, çeyrek finalde O. Lyon'a elenmeyi kimse kabul etmez. "Hıncal, Rıdvan, Burhan'ı lanetleyerek de paçayı kurtaramaz."

Yazarın Diğer Yazıları