Siyasi Şah Mat

Çok eski bir bayan arkadaşımız -halen CHP delegesi- uzun zamandır feryat  halindeydi. Ne zaman karşılaşsak hep aynı şeyleri söylüyordu: "Şu Meral Bacı'ya yapılanlar içimi acıtıyor"

Anlayacağınız sadece İYİ Parti sempatizanları değil, sağduyu sahibi pek çok insan aynı üzüntüyü taşıyordu.

Gözler ve kulaklar Yüksek Seçim Kurulu'ndan gelecek haberdeydi. GBT'si şaibeli bu kurumun geçmişteki uygulamaları hatırlandıkça "acaba"lar hayli fazlaydı. Hele Başkan Sadi Güven'in Yargıtay'ın "seçime girer" tebligatına rağmen, "Henüz dosyasını ele almadık" deyişi kafaları karıştırıyor, moralleri bozuyordu.

Bardağı taşıran AK Partili Mustafa Elitaş'ın, "İYİ Parti bir dahaki seçimlere hazırlansın" şeklindeki dalga geçişi, Akşener ve ekibinin devre dışı bırakılacağını haber verir gibiydi. İktidarın yargıyla hareket ettiği havası veren söylemler tüm Hayır Bloku'nda moral bozukluğu yaratmıştı.

 

-- Son hamle

 

İşte bu ümitsizlik ortamında en önemli hamle Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi. Planlamalarıyla "en büyük benim" havalarına bürünenler -Semih Yalçın başta olmak üzere- müthiş bir gol yediler.

Tam 15 CHP milletvekili aynı anda istifa ettirildi, hiç vakit geçirmeksizin İYİ Parti'ye giriş beyannamelerini imzaladılar. Böylece siyasi hayatımızda görülmedik bir taktikle tanıştık. Mükemmel planlanmış bir stratejiyle İYİ Parti seçime katılma hakkını yakaladı. Cumhurbaşkanı adayı gösterilme imkanı da elde edildi. Buna halk tabiriyle, "Ekmek kadayıfı, üstelik kaymaklı..." denir.

Şayet bundan sonra barajsız ittifakı da yürürlüğe sokarlarsa Şah Mat denebilir. Sonrasında seyreyleyin gümbürtüyü...

 

-- Adama yalancı demezler mi?

"Santrasız gol"ün peşinden sayın sözcülerden gelecek tepkiyi merakla bekledik. Fazla gecikmedi. AK Parti'ninki, yani Mahir Ünal'ınki daha yumuşaktı. Bülent Ecevit'in 11'ler Hükümeti kuruşunu hatırlattı. Güneş Motel olayını zamane gençlerine anlattı. Sanırım Ünal o tarihlerde henüz kısa pantolonluydu.

Hükümet tellalı ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın çıkışı siyasi nezaket kurullarını çiğner biçimdeydi. Elinden gelse bu kızgınlıkla KHK çıkarırdı. Niçin mi?

Kemal Kılıçdaroğlu'nu içeri tıkmak için.

Ne yazık ki, bütün yapılanlar "yasalara uygun". Gelenek haline getirdikleri "tazminat davaları"nın birini dahi açmaya cevaz vermiyor.

 

-- Öbür ortaklar

Sayın Devlet Bahçeli ve taktisyeni Semih Yalçın'ın yayınladıkları mesajlarını Bozdağ'ınkilerle eşdeğer tutabiliriz. "Pensilvanya formülü ve stratejisi" tekrar ortaya atıldı. "Şok golü" FETÖ'ye bağlamaya başladılar.

Bu zamana kadar uyguladıkları tezgahları sanki kendileri düzenlememiş gibi "ayak oyunları"ndan bahsediyorlar. Buradan özellikle Semih Yalçın'a gönderme yapmak istiyorum; "Çürüyen kim?"

Vatandaşın sandıkta ceza vereceğini söylüyorlar. Şimdiden iddia ediyorum; İYİ Parti yavru muhalefetten çok daha fazla milletvekili çıkaracaktır.

 

-- İşin bonusu

Bu arada en önemli gelişmelerden biri "grubu bulunan partiler" maddesinden yararlanıp Hazine'den para alabilmesi. Bunun da adına bildiğiniz gibi bonus deniyor. Seçim öncesi alınacak bu para İYİ Parti'ye ilaç gibi gelecek. Ben kimlerin BES'lerini (Bireysel Emeklilik Sigortası) dahi çekip, bu siyasi oluşumu yaşatmak uğruna kullandıklarını iyi bilirim. Arsalar, evler bile satıldı. Bunu da okyanus ötesinden para geliyor diyenler okuyup biraz utansınlar, şayet varsa...

 

-- Yeni istifalar

Bir de sürpriz olmayan gelişmeler bekleniyor. MHP'den en az 3 milletvekilinin istifası -5 deniyor- kapıda. Bu defa da, giden gider, kalan sağlar  bizimdir derler.

Oyun bozuldu. Hükümet destekli yargı tezgahı çöktü. AKP-MHP koalisyonuna önerim artık biplemelerden vazgeçmeleri. Çünkü sandığın önlerine gelmesine tam 2 ay kaldı. Şimdi ertelemeye kalktıkları ve seçim sonrasına bırakmaya çalıştıkları Uyum Yasalarını hemen çıkartmak zorundalar. Hesapları ellerinde patladı.

 

-- Tribün edebiyatı

 

Küfürsüz, kâfirsiz olmak kaydıyla futbol gırgırlarını severim. bunların bugünkü duruma yakışan epeyi örneği var. Hepsini bir bir gözden geçirdim. Son elemede biri üzerinde karar kıldım;

"Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi?

Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?.."

Köşeyi kapatmadan Sayın Devlet Bahçeli'ye iki teklifim olacak . 24 Haziran sonrası "siyasetten emekliliği" seçmeli. İstediği diziyi böylece daha rahat izler. Arada da "klasik  otomobil rallileri"ne de katılır...

Yazarın Diğer Yazıları