Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Siyasi strateji olarak yürümek!

Silahsız, saldırısız ve şiddet içermeyen ilk yürüyüş Mahatma Gandhi tarafından gerçekleştirilmiştir.

Gandhi, bu eylemi gerçekleştirdiği tarihte Güney Afrika'da Asyalı göçmenlere yönelik ayrımcı yasalar yürürlükteydi.

Hindistanlı kadınların ve çocukların parmak izinin alınması, Hristiyan nikâhından başka nikâh tanınmaması gibi uygulamalar vardı.

O, ilk defa sessiz "yasalara uymama kampanyası" başlattı ve pasif direniş politikasını hayata geçirdi.

Tuz yürüyüşü!

Belirli bir haksızlığa karşı kararlılıkla ama şiddete başvurmaksızın direnmeyi öngören adına Satyagraha denilen bir yöntem uyguluyordu.

Yasakları çiğneyip tutuklanıyor, sonra kitleleri eyleme çağırıyordu.

 Kitleler de yasayı çiğneyip hapse atılıyordu.

Bu defa cezaevinde açlık grevi yaptırıyor ve kamuoyu yaratılıyordu.

Bir süre sonra hapishaneleri kontrol etmekte zorlanan hükümet çaresizlik içinde yasayı kaldırıyordu.

1928'de Hintliler, İngiliz sömürge idaresine bir yıl içinde dominyon statüsü verilmesini teklif ettiler. İngiltere bunu reddetti.

Bunun üzerine Hindistan Ulusal Kongresi 26 Ocak 1930'da bağımsızlık ilan etti.

1762'de hazırlanan Tuz Yasası sayesinde Britanya, tuz tekeline sahipti.

Gandhi 1930'da ünlü "Tuz Yürüyüşü"ne başladı.

Hint Okyanusu kıyısındaki Dandi köyüne kadarki 388 kilometrelik mesafeyi 24 günde yürüyen Gandhi, 6 Nisan'da peşinde binler varken sakince kıyıya ulaşır.

Yerden çamura bulanmış bir avuç tuz aldı ve temizledi.

Tuz yasası ihlal edilmiştir.

Çağrısına uyan binlerce köylü de tuz çıkarmaya başlayınca Gandhi istediğini elde etmişti.

Bu ihlal nedeniyle 60 bin eylemci hapse atıldı. Ancak yasa işlemez hale getirilmişti.

Mao'nun ideolojik yürüyüşü!

Yürüyüşü askeri bir strateji olarak kullanan ikinci kişi Mao'dur.

Çin Komünist Partisi'nin Kızıl Ordusu'nun gerçekleştirdiği büyük çaplı bir geri çekilme harekâtıdır.

O sırada Mao'nun önderliğinde Çinli komünistler yine Çin Milliyetçi Partisi'nin ordusuna karşı savaşıyorlardı.

 Milliyetçi lider Çan Kay-şek, Mao'nun güçlerini yok etmek amacıyla 1930-34 yıllara arasında komünist güçleri beş kez kuşatmıştır. 

Çan Kay-şek beşinci kuşatmayı 700 bin askerle gerçekleştirmiştir.

Bu kuşatma sırasında komünist kuvvetler büyük kayıplar vermiş, bütünüyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

Mao, sağ kalabilen 85 bin asker, 15 bin kadro ve 35 kadınla 15 Ekim 1934'te milliyetçi hatları en zayıf noktasından yararak 'Uzun Yürüyüş'ü başlatmıştır.

Uzun yürüyüş sırasında Çin komünistleri 10 bin km. yol yürümüş, 18 sıradağı ve 24 ırmağı aşarak Shaanxi eyaletine ulaşmışlardır.

Ekim 1935'te Mao ancak 8 bin askeriyle uzun yürüyüşünü tamamlayabilmişti.

Ölenler arasında Mao'nun küçük yaştaki iki çocuğu ve erkek kardeşi de vardı.

Mao'nun komutasındaki kuvvet 7 bin askerden oluşan yöredeki Kızıl Ordu birliğiyle birleşti.

Uzun Yürüyüş, Çin Komünist Partisi'nde Mao'nun önderliğini pekiştirdi; ayrıca savaş düzenindeki komünistlerin Milliyetçilerin doğrudan denetimi dışında bir üs bölgesi edinmesini sağladı.

Şemsi Denizer'in Zonguldak-Ankara Yürüyüşü!

Genel Maden-İş'in bağlı olduğu Türk-İş, 3 Ocak 1991'de Türkiye çapında 1 günlük genel grev kararı almıştır.

Zonguldak'ta sendika, genel grevi sürdürebilmek amacıyla 4 Ocak'ta toplu halde Ankara'ya gitmeye karar verir.

Şemsi Denizer, 4 Ocak sabahı 10:30'da madencilerin toplandığı meydana bakar ve "Arabalarımızı engellediler. Ama ayaklarımız var. Yürüyeceğiz" açıklamasını yapar.

Yürüyüşün tanıkları 300 km'lik yolu yürümeye saatler içinde karar verilir.

Yürüyüşün 4. günü Gerede'ye yaklaşılır.

İşçilerin önü 3. kez barikatla kesilir, tutuklananlar olur.

Madenciler sendika, partiler ve hükümet arasındaki görüşmelerden sonuç çıkmaz.

Sendika lideri Denizer tekrar görüşmelerde bulunmak üzere Ankara'ya yola çıkar, madenciler ise Zonguldak'a geri döner.

Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "adalet" yürüyüşü Türkiye'de sivil itaatsizlik bağlamındaki ikinci büyük uzun yürüyüştür.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları